Konya'nın bir hayali var...
Büyük bir hayal...
Gerçekleşmesi muhtemel olan, olasılığı yüksek bir hayal...
Bir dünya markası haline gelmek. Bünyesinden markalar çıkarmak. Çalışkanlığı, azmi ve iradesiyle, büyük işlere imza atmak.
Konya'nın hayali, vatana, millete, Türkiye'ye daha çok faydalı olmak.
Konya'nın önüne uzun yıllar engeller koyuldu. Konya hep ötelendi, geri plana itildi, sürekli muştalandı...
Öyle zamanlar geldi ki, Konya isyan etti bahanesinin arkasına sığınılarak merkezi hükümetten gelecek olan bütçe bile kısır bir hale sokuldu.
Konya, ezilmeye mahkum edildiği dönemlerde bile bu hayalinden asla vazgeçmedi. Hep daha iyisi, hep en iyisi olmak için elinden gelen gayreti gösterdi.
Konya'dan, Bozkır'ın bağrından belki 100 yılda bir çıkacak bir fırsat çıktı. Selçuklu'nun başkentinde doğup, Osmanlı'nın başkentinde büyüdü. Ve sonrasında Türkiye Cumhuriyeti'nin başkentinde Türkiye'ye hükmeden bir Başbakan oldu.
Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'ndan bahsediyorum...
Konya, geç de olsa bir Başbakan çıkarmış olmanın ne anlama geldiğini anladı.
Bu döneme gelinceye kadar Konya, bir Başbakan çıkarmamıştı... Başbakan Ahmet Davutoğlu, Konya'dan çıkmış olmayı yeğlemişti.
Bu dönemde ise Konya birliktelik ruhu ile hareket ederek, bir Başbakan çıkarmayı başardı.
Konya'dan bir Başbakan çıkması demek, Konya'nın yıllardır süregelen hayallerinin gerçeğe dönüşmesi için atılmış büyük bir adım demek...
Konya'dan bir Başbakan'ın çıkması demek, altyapısı ile üstyapıyı etkileyebilecek kapasiteye sahip olan Konya sanayisinin de Konya ile birlikte dev adımlar atmaya hazırlanması demek.
Konya'dan bir Başbakan çıkması demek, Konya'nın kendi markalarını dünyaya duyurması demek.
Konya'dan bir Başbakan çıkması demek, merkez üssü Konya olan ve hinterlandındaki bütün şehirleri de kapsayacak olan yerli otomobil fabrikasının merkezinin de Konya olması demek.
Konya'dan bir Başbakan demek, Mevlana diyarı Konya'nın dünyanın en modern ve en yaşanabilir şehirleri arasında parmakla gösteriliyor olması demek.
AK Parti'ye yüzde 75 gibi hayallerin de ötesinde bir oy veren Konyalı, AK Parti'nin has yüzüne, badem gözüne vermedi bu oyu...
Ardı ardına sıralayabileceğimiz birçok hayalin gerçekleşmesi için verildi o oylar.
Karşılıksız vermek Allah'a mahsustur. Konyalı bu oyları, laylaylom olsun diye, bizim parti kazansın da mutlu olalım diye vermedi.
Bu oylar AK Parti'ye, Konya'nın ve Konyalının hayallerinin gerçekleştirilmesi için verilen oylardı.
Dün oy veren Konyalı, bugün verdiğinin karşılığını istemekte sonuna kadar haklı. Elbette ki zaman tanımak, taşların yerine oturmasını beklemek lazım istemek için.
Ama bir taraftan beklerken, diğer taraftan da Konya'yı yönetenlerin yukarıda saydığımız maddeler üzerinde oturup esaslıca çalışması ve dosyalar hazırlaması gerekiyor.
Yeni dönemde Konya'nın tarihi fırsatı iyi bir şekilde değerlendirebilmesi için tüm şehrin bir olup, nemelazımcılığı bir kenara koyarak, seçimde gösterilen birlikteliği yeniden ve daha uzun vadede göstermesi ve verdiğinin karşılığını alması için çarşaf çarşaf ağlaması gerekiyor.
Bugünden yarına hazırlık yaparsak, etrafımızdaki birçok şehirden öne geçmiş ve Konya'nın örselenmiş haklarının yeniden kazanılması için mesafe kat etmiş olacağız.
Bu yüzden şimdi durup dinlenmekten ziyade, daha çok enerji harcama, daha fazla mesai yaparak kazanımlar elde etme vakti.
Haydi Konya, yeniden bismillah...