Çocukluktan yetişkinliğe kadar eğitim döneminde kullanılan kırtasiye ürünleri, eğitim sektörünün önemli bir parçasını oluşturuyor.

Bu sektörün büyümesi öğrenci sayısının artmasıyla birlikte gelişirken, sektördeki ciroda bir o kadar yükseliyor.  

Yine sektörün bu yükselişine nüfus artışı, okuryazarlık oranlarının artması, okul kayıtlarında ve eğitim harcamalarındaki artışlarda önemli oranda katkı yapıyor.

Diğer taraftan eğitimi geliştirmeyi amaçlayan devlet politikaları ve girişimcilik faaliyetlerinin artması da etken oluyor.

Ülkemizde de cazip sektörler arasında yerine alan eğitim sektörü, dünya geneline paralel olarak büyümesine sürdürüyor. 

Bu yıl okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise seviyelerinde yaklaşık 18 milyon, Üniversite düzeyinde de 8 milyon öğrencinin okulların açılmasını beklediği eğitim sezonundaki alışverişten, 40 milyar lira civarında bir ciro tahmin ediliyor.

Tabi ki sektörün pazarının yüksekliği ve hareketliliğinden dolayı da merdiven altı üretimde beraberinde gelişiyor.

Gelinen süreçte, ülkemizde okullara devlet desteği yapılsa da hayat pahalıdır. Bu durum doğrudan velileri ve öğrencileri de olumsuz etkiliyor.

Geçtiğimiz yıl ile kıyaslandığında, öğrencilerin bu yılki okul masraflarında, enflasyona bağlı olarak yaklaşık yüzde 80 ile yüzde 150 oranında artış oldu. İthal ürünlerdeki fiyat artışları da çok daha yüksektir.

Eğitim sektöründe kullanılan defter, kitap, kalem, kâğıt, silgi gibi kırtasiye malzemeleri, en az gıda malzemeleri kadar temel ihtiyacı oluşturuyor.

Gıda malzemelerindeki KDV indiriminin kırtasiye ürünlerinde de sağlanması sektörü rahatlatacaktır.

Sektör temsilcileri “Kırtasiye ürünlerinin bir kısmında yüzde 8, bir kısmında da yüzde 18 olan KDV ile ev internetinde uygulanan KDV’nin, yeni eğitim-öğrenim sezonunda mutlaka sıfırlanmalıdır” talebinde bulunuyorlar.

İktidar sektörün bu talebini yerine getirerek, öğrencilerin kırtasiye ihtiyaçlarını gidermesini kolaylaştırır. 

Ortalama bir kırtasiye mağazasında 4 binden fazla kırtasiye ürün çeşidi tüketicilerle buluşuyor.

Ülkemiz genelinde öğrenciler kırtasiye ihtiyaçlarının yüzde 40’lık kısmını zincir marketlerden temin ederken, geri kalan kısmı da kırtasiyeciden ve kitapçıdan temin ediyor. 

Bunun sonucunda da oluşan haksız rekabet, sektörü olumsuz etkileyen unsurların başında geliyor.

Çünkü okul sezonun başlamasıyla birlikte oluşan hareketlilikten en fazla gelir eden zincir marketler olduğundan, kırtasiyeci ve kitapçının işleri düşüyor.

Birde internet üzerinden yapılan satışlarda bir o kadar kırtasiyeci ve kitapçı esnafını zorluyor.

Bu durum karşısında kırtasiye ürünlerini satan kırtasiyeci ve kitapçı esnafının ayakta kalmasını oldukça zorlaştırıyor.

Konuyla ilgili açıklama yapan Konya Kitap Kırtasiye Fotokopi ve Matbaacılar Odası Başkanı Ramazan Kuşpınar, “Konya'da kırtasiyeci esnaflarımızın satışları ile ciroları çok düşmüş bulunmaktadır. İlimiz ve ilçelerimiz de 530 adet zincir market bulunmaktadır. Rekabet etme şansımız yoktur. Hiçbir küçük esnaf bu market zincirlerinin karşısında duramamaktadır. 12 Ay eğitim için destek veren kırtasiyeci ve kitapçı esnaflarımızın harman zamanı okul sezonudur. Harman zamanı zincir marketler için ilimizde bayram günü olmuş, kitap kırtasiyeci esnaflarımızın da karanlık günleri olmuştur. Bu şartlarda kırtasiyeci esnafımızın ayakta durması gün geçtikçe daha da zor hale gelmektedir. Velilerimizden ve öğrencilerimizden kırtasiyeci ve kitapçı esnaflarımızdan alış veriş yapmalarını talep ederken, desteklerini bekliyoruz” diyor.

Ramazan Kuşpınar, haklı olarak sektörün yaşadığı haksız rekabete dikkat çekerken, kırtasiye ürünlerini kırtasiyeciden ve kitapçıdan alın talebi yerinde bir taleptir.

Kırtasiye ürünlerini alırken, öncelikle mahallemizdeki ve okullara yakın yerlerdeki kırtasiyeci ve kitapçılardan alışveriş yapmakla bu esnafımızın ayakta kalmasına katkı yapmış oluruz.

Birde ucuz diye merdiven altı üretilen sağlıksız kırtasiye ürünlerini almamalıyız.

Çünkü ucuz diye merdiven altı ürünleri almakla çocuklarımızın sağlığına zarar verdiğimiz gibi, sektörde yaşanılan haksız rekabete de katkı vermemiş oluruz.

Unutmamalıyız ki, Haksız Rekabetin önüne geçmenin en önemli yolu merdiven altı üretilen ucuz ve kalitesiz kırtasiye ürünlerine yönelmemekten geçiyor.  

Kırtasiye ürününü, kırtasiyeciden alınmakla sektörün ayakta kalması sağlanır.

Ne dersiniz sizce öyle değil mi?