Siyasette yeni bir tartışma başladı.

Tartışılan konu ise idam. Siyasette başlayan bu tartışma sokağa inmiş durumda.

Tartışmayı bu kadar alevlendiren ise toplum içinde giderek artan mide bulandırıcı olaylar.

Bölücü terör olaylarından tutun da kadın, çocuk cinayetlerine, katliamlara, tecavüzlere kadar her gün yeni bir vahşetle karşılaşıyoruz.

Aslında idam tartışmaların alevlenmesini sağlayan da bu tür olaylar...

Tarsus'ta yaşanan Özgecan olayı son olmadı, öncesinde vahşetler işlendiği gibi sonrasında da sapıklar, psikopatlar boş durmadı.

Sanırım böyle giderse arkası gelecek gibi.

Bunun psikolojiyle filan alakası yok.

Bu düpedüz sapıklık.

Toplumun içinde dolaşan bu sapıklar her an kendilerine yeni kurbanlar arıyorlar.

Bu failleri gerçekleştirenleri cesaretlendiren ise kanunlar.

“En çok müebbet alırım” düşüncesiyle suçlarını işlemeye devam ediyorlar!

Bebek katili, terörist başı Abdullah Öcalan için kaldırılan idam, Türkiye'nin sosyal düzenini bozmuş durumda.

Artık 5 TL için adam öldürenleri, çekirdek yüzünden cinayet işleyenleri, para için annesini-babasının katledenleri, sokak ortasında insan doğrayanları, kundaktaki bebeğe tecavüz edenleri, masum çocukların hayatlarını karartanları, bir çocuğu öldürüp parçalarını çöp kutularına atanları, tecavüzcüleri! Görmek istemiyorum.

Benim gibi Türk Milleti de görmek istemiyor!

Amerika ve Avrupa'nın birçok ülkesinde sapıklığın, psikopatlığın suçu idamdır.

Bizde ise müebbet yatsın ölünceye kadar besleyelim. Besle de ya geride kalanların durumu ne olacak?

Onlar her gün acı çekerken hayvandan bile aşağılık insanlar dört duvar arasında yatması ne kadar adil.

İdris Küçükömer'in dediği gibi gerçekten düzen yabancılaşıyor!

12 Eylül 1980 askeri darbesini gerçekleştiren Kenan Evren, idam edilenlerle ilgili olarak, “Asmayıp da beslese miydik?” sözünü kullanmıştı. O günler idam sehpalarında masum onlarca kişi asılmıştı bugün ise idamı hak eden yaratıklar beslenmek isteniyor.

Ben verdiğim vergimle bu insanların beslenmesini istemiyorum.

Bu tür insanlarla namusunu korumak için düşmanı yokluklar içinde denize döken atalarımın vatanında aynı havayı solumak istemiyorum!

Şunu da iddia ediyorum ki müebbet hapis cezasını bile hâkimler vicdanları sızlaya sızlaya veriyordur. Çünkü onlarda anne baba ve geleceğe yetiştirdikleri çocukları var!

Onun için siyasiler hadım yasasıyla filan uğraşmayı bırakıp idamı kanunlaştırmalılar.

Milletin sesine kulak vermelidir. Toplum içinde kullanılan “sallandıracaksın bunların birkaçını” sözü bu anlamda önemlidir.

Bölücülere, tecavüzcülere, katillere karşı bırakın hâkimler kalemlerini kırabilsin. O kırılan her kalem geleceğin Türkiye'sini kuracak çocukların, nice kadınların, insanların hayatını kararmaktan kurtaracaktır.

Kanunlar toplumsal düzene korumak içindir.

Düzeni korumayan kanun ise kanun değildir!