HAYATA DAR PENCEREDEN BAKMAK

Dini sadece camiye ve kalbe sıkıştırmak dine mesafeli bakan insanların işidir. Din asla bir vicdan işi değildir. Herkes Allah'a inanır, ama insanlarda Allah'a biçilen rol farklıdır. Kur'an'ı Kerim Mekkeli müşriklerin bile göklerin yaratıcısının Allah oluşunda bir şüpheleri yoktu. "Andolsun ki onlara: «Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?» diye sorsan, mutlaka, «Allah» derler. O halde nasıl (haktan) çevrilip döndürülüyorlar?" (Ankebut, 61) Ama Allah'ın sıfatları ve fiilleri hakkında şüpheleri ve eylemleri hakkında inanç dünyaları farklı idi. Onlara göre Allah, göklerde bir yer belirlemiş, Onlara göre Allah gökleri ve yeri yarattıktan sonra arşına çekilmiş yeryüzünü insanlara bırakmıştı. Allah galaksileri, güneşi ayı ve gezegenleri idare etmeliydi Haşa! dünya ile ilgili ilişkiler insanların işiydi. İşte Mekkeli müşriklerin sorunu buradaydı. Gökleri Allah'a yeryüzünü kendilerine tahsis etmişlerdi. Hâlbuki Kur'an bir hayat kitabı olarak bize gönderilerek yeryüzünde Allah'ın iradesini gerçekleştirmek için Ahireti kazanmak için emanet olarak verilen dünyayı imar etme görevimiz vardı.

Din hayatımızın her alanına karışır. Kuran'ın, yemeden içmeye, giyimden kuşama, yönetimden idareye, spordan, müziğe, askeri, ekonomik, stratejik, savaş hukuku ve uluslararası ilişkilere varana kadar bireysel toplumsal her alanda söyleyecek sözü vardır. Rabbimizden gelen bu ayetler nostalji olsun, fantezi olsun diye inmedi. Ben Müslümanım diyen insanların iddialarını ispat etmeleri ve verdikleri sözü tutmaları için indirildi. İslam'da Din ve dünya işlerinin birbirinden ayrılması söz konusu değildir. Adım attığın hangi alan vardır ki Allah orada olmasın. Sen İslam'ı yaşamak için geldin. İslam sadece camide değildir. Referansı Batı ve onların köhnemiş sistemleri olanlar bir Peygamberin savaş stratejisini anlayamaz. Kur'an'ın faizsiz ekonomi kurma modelinin mümkün olamayacağını savunur. Kendilerince yaşadıkları hayatın en güzel ve temiz hayat olduğunu zannederler. Eğer hayatın bir tarafında iman ve ibadetler yok ise o hayatın aşağılık bir hayat olduğunu ortaya koyar İslam. Müslümanın bir sorumluluğu vardır. Tüm dünyadaki insanların derdi onun omuzlarındadır. Suriye, Mısır, Filistin, Arakan, Etiyopya, Doğu Türkistan hatta başka din mensuplarının çektiği ızdırap onun çilesidir. Müslüman tüm insanlık için çıkarılmış hayırlı ümmet olmanın şerefli bir ferdi olduğunun bilincindedir. "Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız." (A'li-İmran,110) ayeti insana bir ortak sorumluluk duygusu verir. Biz iyilik egemen oluncaya kadar yorulmadan koşacak ve hakkı insanlara anlatacak bir görevimiz vardır. Gün kararmadan ulaşacak çok kapı var. İnsanlar kıyamet günü bize bu dini niçin anlatmadınız diyecek hak ve hakikate susamış çok bekleyenimiz var. Onun için bizi bu ulvi görevden yıldırmak için değişik yaftalarla bizi bu aşk ve şevkten vazgeçirmek isteyenlerle kaybedecek zamanımız yoktur.

Durduğu yeri bilmeyen ve düşüncesi fikriyle Allah'ın emirlerinden habersiz hayat yaşayan çok insanımız var. Ömür kısa, vakit dar. Korkarım yarın geç olabilir. Giden hiçbir ânı geri getiremiyoruz. Kabre indirildiğimiz zaman şimdiki attığımız naraları atamayacaksınız. Haklılığınızı ispat etmek için allı pullu efsaneler kutsadığımız varlıklar işe yaramayacak. Kabirde Allah'ın rahmetine götürün beni diye feryat edeceksin. Ama ömründe Allah'a yaklaşmamışsan Allah seni istemeyecektir. Ömür boşa geçerken vakit ikindiden akşama dönerken hafif karartının çökmesiyle içimi bir hüzün kaplar. Gün bitiyor, nöbeti akşama devredecek. Aslında her ikindi, ömrümüzün hazan mevsimidir. Akşam vakti ölümümüz. Yatsı vakti ise yeniden dirilişimiz. O halde sabahı ve öğleyi bize bahşeden Allah'a vaktinde kulluk yapalım. Nefis seni cehenneme çağırır. Senden başka herkes aynısını yapıyor sen de yap der. O gün insan nefsiyle baş başa kalacak. Ebedi hayatın için yaptığın hazırlıklar seni kurtaracak. Gelin hep birlikte Allah'a tövbe edelim. Yegâne mabudumuz olduğunu, önünde eğilecek kayıtsız şartsız sözü dinlenecek sadece O'nun olduğunu bir kez daha âleme haykıralım. Okunan ezanla birlikte vaktin emanetini yerine getirebilmek için kurtuluşun yolu Namaza koşalım, bir gün Namazımız kılınmadan. Unutmayalım hayat bir defa yaşanır. Zira onun telafisi yoktur. Ahirette telafi etmek için çok bağrış çağrış olacak ama izin verilmeyecek. Rabbim razı olacağı bir hayatı yaşayabilmeye muvaffak eylesin.