Gençlik, insan hayatının önemli bir dönemini oluşturmakta olup, bu dönemdeki elde edilen kazanımlar gençlik sonrasında hayatı nasıl geçirileceğini şekillendirir.

İnsan gençliğinde ne biriktirirse, yaşlılığında da o derece rahat ve mutlu olur. Hayatını devam ettirir.

Ülkemiz genç nüfus yönünden oldukça şanslı bir ülke olduğu kadar, gençlerin çoğunluğu da yüksek eğitim almıştır.

31 Aralık 2019 itibarıyla nüfusumuz 83 milyon 154 bin 997'ye ulaşırken, çalışma çağındaki genç nüfus oranın artması da dikkat çekicidir.

Çalışma çağındaki 15-64 yaş grubundaki nüfusun oranı, 2007 yılında yüzde 66,5 iken 2019 yılında yüzde 67,8’e yükselmiştir.

0-14 yaş grubundaki çocuk nüfusun oranı yüzde 26,4’ten yüzde 23,1’e gerilerken, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı ise yüzde 7,1’den yüzde 9,1’e çıkmıştır.

Gelinen noktada her 4 gençten biri işsizdir. Yüksek eğitim almış olmasına rağmen iş bulamıyor.

Gençlerin iş bulamayışı en büyük sorun olarak karşımıza çıkarken, işsizlik ve işsiz kalma korkusu giderekte derinleşiyor.

Salgınında etkisiyle genç nüfusun işsizliği bir o kadarda arttığı gibi, gelecek endişesini de beraberinde getiriyor.

TÜİK Temmuz 2020 verilerine göre ülkemizdeki işsizlik oranı yüzde 13,4’tür. Genç işsizliğin orası ise, yüzde 25,9’dur. Bu durum oldukça üzücü bir durumdur.

OECD ülkeleriyle kıyaslandığında, 36 ülke arasında ülkemiz, 9. yüksek genç işsizliğe sahip olan ülke konumundadır.

Üniversiteden yeni mezun olan gençlerin yüzde 40’a yakını iş arayışını sürdürüyor.

İş bulamayan gençlerin çoğunluğunun psikolojisi bozulurken, aile ilişkilerine de olumsuz etkiliyor.

Çünkü iş bulayan gençler, ailelerinin kendilerine verdikleri emek ve destekten dolayı da bir mahcupluk hissediyor.

Bütün bunları yaşamak isteyen gençlerimizin bir kısmı ailelerine yük olmaktan kurtulmak içinde yol, yemek ve harçlığını çıkarmak için çalışmayı düşünebiliyor.

Yine bu gençlerimizin bir kısmı da daha yüksek geliri olan bir işte çalışmayı düşünürken, bir kısmı da çalıştığı işinden memnun gözükmüyor.

Bu yılın Şubat ayında işsizlik oranı yüzde 13,4'e yükseldi görülüyor. Yine bu ayda,

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 27'ye ulaşıyor.

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2021 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre, 250 bin kişi artarak 4 milyon 236 bin kişiye ulaşıyor.

Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 28’ze yaklaşmıştır.

Bu yaş grubunda işgücüne katılma oranı ise bir önceki aya göre 0,1 puan azalarak, yüzde 38,5 seviyesinde gerçekleşiyor.

Yapılan araştırmalarda gençlerin yüzde 86,3'ü bir tanıdığı yoksa iş bulmanın zor olduğunu, yüzde 52,9'u iyi eğitim alanların iyi yaşam sürdüğü düşüncesine katılmıyor. Bu oran ilkokul mezunlarında yüzde 76,5 düzeyindedir.

Diğer taraftan gençlere neden eğitim ve iş hayatında olmadıkları sorulduğunda yüzde 79,3'ü “Türkiye'de fırsat eşitliği yok”, yüzde 78,5'i “önemli yerlerde tanıdıklarım yok”, yüzde 57,4'ü “iş bulamıyorum” yanıtını veriyor.

Bu tablodan anlaşılan genç nüfusun işsizliğinin giderek büyüyen bir sorun olarak karşımıza çıkmaya devam edecek olmasıdır.

Sonuçta karşılaştığı işsizlikten dolayı Gençler umutsuz olduğu kadar, iş bulamama korkusu içindedir.

Ülkemizde gençlerin yaşadığı işsizlik kaygısının önüne, istihdam artırıcı politikalarla, mesleki eğitime ağırlık verilerek geçilebilir.

Özellikle lise çağında mesleki eğitim verilmeli, yüksek öğrenimde de teknik ve mesleki okullara yöneltilmelidir.

Artık sanayi de vasıfsız işçiye ihtiyaç olmadığı bir dönemdeyiz. Üniversite eğitiminde de mesleki yetkinlikler kazandırmalıdır.

Bunlar yapıldığı takdirde iyi sonuçlarını üç veya dört yıl içinde almaya başlarız. Genç nüfusun yaşadığı işsizlik sorununu da aşmış oluruz.

Ne dersiniz sizce de böyle yapılması gerekmez mi?