Yenigün Gazetesi’ne ziyarette bulunan AGD Konya Şube Başkanı Durmuş Ali Kara, Anadolu Gençlik Derneği olarak yaz etkinlikleri, Kurban faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Ziyarete Yönetim Kurulu Üyeleri; Muhammet Ali Kaya, Hüseyin Çetin ve Furkan Ceylan eşlik etti. Başkan Kara, gençlere bazı tavsiyelerde de bulundu.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Konya olarak yaz etkinlikleri kapsamında ne gibi faaliyetler yürütüyorsunuz?
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Konya Şubesi olarak yaklaşık 11-12 yıldır yaz etkinlikleri ile gençlerimize Kuran eğitimi veriyoruz. Özellikle “Z kuşağı” dediğimiz gençliğe Kuran eğitimini verirken onların Kuranı sevebilmesi, benimseyebilmesi için sosyal faaliyetlerle bu çalışmaları destekliyoruz. Sosyal faaliyetlerle desteklenmiş çalışmanın başlangıcı 2003-2004’lü yıllara dayanıyor. O günden bu zamana kadar Anadolu Gençlik Derneği (AGD) bünyesinde bu çalışmalar devam ediyor. Daha dün sıralarda oturan o küçücük çocuklar büyüyorlar, belirli noktalara geliyorlar, hayatın içerisinde yer almaya başlıyorlar ve hiç beklemediğimiz bir anda, bir ziyaret esnasında, “Hoş geldiniz hocam” deyiveriyorlar. Dünyadaki en büyük dokunuşlardan bir tanesi bir gence, yüreğe dokunmaktır. Bu anlamda AGD olarak binlerce gencimize hizmet etmenin mutluluğunu duyuyoruz. Özellikle lise 2. sınıf kategorisine kadar olan gençlere eğitim veriyoruz. Onları yaş gruplarına ve eğitim seviyelerine göre ayırıyoruz. Başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere, kısa surelerin ezberletilmesi, adabımuaşeret, günlük yaşantıda insanlarla olan ilişkiler kapsamında gençleri eğitiyoruz. Daha sonrasında ise gençlerin ilgilerine göre diğer konularda da eğitimler veriyoruz. Gençlere sadece İslami açıdan eğitimlerle yaklaşmıyoruz. Yaz etkinliklerine aldığımız zaman robotik kodlama, 3 boyutlu tasarım, elektronik kart tasarımı gibi eğitimlerle de gençlerin geleceğine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Okulda aldığı temel eğitimlere de yardımcı olmaya çalışıyoruz ki yaz döneminde bu bilgileri hatırlamış olsunlar. Böylelikle gençlerimizi geleceğe hazırlıyoruz. Kur’an-ı Kerim’in indirildiği tarihten bu yana geleceği kapsayacak, günün şartlarına göre değişmeyecek bir kitap olması sebebiyle biz Kuranı sadece dilde okuyarak değil de, “Kuran bizden ne istiyor, bir Müslümanın hayatını nasıl planlamasını istiyor, bir gencin hayatına nasıl etki ediyor” diye bunların temelini vermek istiyoruz. Yaz döneminde, 6-8 haftayı kapsayan bu eğitimlerin, bir çocuğu alim yapmasını beklemiyoruz. İsteğimiz sadece bir temel atmak, bilinç oluşturmaktır. Bilinç ve eğitimin verileceği asıl nokta ailelerdir. Yoksa 6-8 hafta çok sembolik bir zaman dilimidir. Neticede bir kişi kendini yetiştirmek için 16 senesini veriyor. 6-8 haftaya kısa bir zaman dedik ama bu eğitimin kesinlikle yapılması da lazım. Bu temelin atılması, yaz döneminde gençlerimizin eğitimlerini alması çok önemli. Gençlerimize eğitim veren hocalarımızla bir araya geldiğimiz zaman şunun üzerinde duruyoruz; “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki, “Bir kişinin hidayetine vesile olmak, güneşin doğup battığı her şeyden daha hayırlıdır.” Böyle bir müjdeye nail olabilmek için gönüllü görev alan arkadaşlarımız, hocalarımız, eğitmenlerimiz, öğretmenlerimiz var. Eğer bir gencin Kuranı sevmesine, anlamasına, hayatında yaşamasına sebep olursak çok güzel bir kapıyı aralamış oluruz. Ödülü, Cenabı Allah’tan alacağımıza inandığımız için işlerimizi bu şuurla yürütüyoruz. Eğitim veren gönüllü arkadaşlarımızı da bu manada tebrik ediyoruz.
Yaz kursları günleri ve ilerleyişi nasıl oluyor?
Kurslarımız sadece hafta içleri gerçekleşip yaz programlarını 3 grup halinde yapıyoruz. Birinci grup, sabah saat 09.00’da çocukları alır, öğlen namazıyla beraber çocukları evlerine gönderir. İkinci grup, yine sabah saat 09.00 civarında gelir, ikindi namazının bitimiyle eğitim sonlanır. Üçüncü grup ise yatılı eğitimler verir. Burada eğitim diğer gruplara göre çok daha verimlidir. Bu grupla gençler 5 vakit namazı cemaatle kılıyor, çocuklar hayat planlamasını belli bir sorumlulukla yapabiliyor. Bu gençlerin yaş gruplarına hitap edebilmek için onların sevebileceği şeylerle donatılmış ortamlar var.
Kurban Bayramı’nda ve gençler için hangi faaliyetlerde bulundunuz?
Kurban’da en önemli şey kişinin Allah’a karşı olan niyetidir. Kurban Bayramı’nın ilk günü bizim birçok gencimiz gönüllü olarak vakıf çalışmalarına katılır. Bu gönüllü gençlerimiz, bayramın ilk günü temiz elbiselerini giymek, hoş kokularını sürmek, aileleriyle bayram sabahı kahvaltıda bir arada olmak yerine, birisinin ihtiyacını giderebilmek için, Allah’a kurban ettiği inancıyla bayramın ilk gününü feda eder. Bu manada gençlerimizin her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Bunun dışında bizim AGD Konya olarak her yıl bine yakın gencimizi yurtlarımızda misafir ediyoruz. AGD, halka açık çalışma yapar. Birisine hizmet ve yardım etmek için kapımıza gelmesini beklemeyiz. Özellikle okullara yakın bölgelerde lokallerimiz var. Bu lokaller halka açıktır. Bir aidat, üyelik gerektirmeden herhangi bir çocuk içeriye girebilir. Oradaki bütün imkanlardan ücretsiz bir şekilde faydalanabilirler. Hem eğitimlerden hem sosyal imkanlardan istifade edebilirler. Bu bağlamda hem yurtlarımıza hem de lokallerimize gelen gençlere kurban da bir vesile oluyor. AGD, herkese hitap etmesi, bütün gençlere hizmet edebilmesi, ötekileştirmemesi ya da sadece kendi mevcudiyetindeki insanlara yardım etme gibi bir politikasının olmaması açısından farklı bir noktada yer alıyor. Kurban Bayramı’nda bu eğitimleri alacak, bu sosyal imkanlardan faydalanacak ve sene içerisinde Konya’mızda misafir ettiğimiz gençlere ihtiyaçlarını karşılamak üzere gönüllülerimiz kurbanlarını bağışlayarak onların bu çalışmalarda paydaşlığı oluyor. Yüzlerce gönüllümüzün vekaletini alıp kurbanlarını kestik. Bunun hem mutluluğunu hem de sorumluluğunu üzerimizde taşıyoruz. Bizim Kurban Bayramı sürecimiz; birinci günü Allah’a kurban etme, ikinci günü üzerimize emanet edilen kurbanları kesme ve süreç içerisinde gençlerimizle, ihtiyaç sahibi ailelerimizle paylaşma şeklinde ilerledi.
Dernek olarak geleceğe yönelik farklı planlarınız var mı?
Gençlerimizi, sadece teknolojiyi kullanan değil de teknolojiyi üreten hale getirirsek bu çok güzel olur. Bununla ilgili çalışmalarımız da mevcut. 2 tane atölyemiz var. Bu atölyelerimizde çocuklara yazılım öğretiyoruz. Bu yazılım muhakkak bir makine ya da sistem üzerinde çalıştırılması lazım. 3 boyutlu tasarım eğitimi de veriyoruz. Bu yazılımın çalıştırılacağı bir elektronik devre sistemi var. Böylece elektronik devre ve kart eğitimleri de vermiş oluyoruz. Ama ilk başta çocukların ilgilerine göre hareket ediyoruz. Çünkü her çocuk kendi alanında ve ilgisiyle farklı bir değere sahip. Ben inanıyorum, yakın gelecekte milletimiz çok daha önemli yerlerde olacak. Bu eğitimlerle beraber gençlerimiz dünyayı daha adil ve adaletli bir düzene kavuşturmada kendi ahlak ve maneviyatlarıyla yarını şekillendirecekler.
Anadolu Gençlik Derneği olarak gençlere ne gibi tavsiyeniz olur?
Günümüzde gerçek arkadaşlıklar ve dostlukların yerini, sanal arkadaşlıklar aldı. Bunun neticesinde gençlerimiz bir süre sonra psikolojik bunalımlar geçirebiliyor, kendisini çaresizliğin içerisinde bulabiliyor, “ben bu hayatta ne yapacağım, hayattan zevk almıyorum” gibi düşüncelere girebiliyor. Biz, bize dayatılmış olan bu çaresizliği ve sanal hayatı değil de değerlerimize sarılalım. Dostluğumuzu ve hukukumuzu oluşturalım. Teknolojiyi hiç kullanmayın diye kesinlikle demiyoruz. Bu saydığımız değerleri güçlendirmek için teknolojiyi kullanmalıyız. Böylelikle daha güçlü bir toplum, devlet ve iyi bir geleceğin temeli atılmış olur. Bunun yanında gençlerimiz teknolojiyi sadece kullanabilen değil üretebilen konumda da olmalı. Anadolu Gençlik Derneği olarak, gençlerimizin geleceği için her zaman yardımcı olmaya hazır olduğumuzu ve bunun için çabaladığımızı da belirtmek isteriz.
HACER CEYLAN
