Filistin/Kudüs ve Mescid-i Aksa Bir İslam ve İnsanlık davasıdır. Neden böyle bir giriş yapmış oldum? Çünkü 75 Yıllık bir saldırı, işgal, savaş, katliam, işkence velhasıl İngiliz işgalinden beri İsrail terör devleti kurulması ile ayyuka çıkan, âdete sistematik bir devlet terörü ile her gün Filistinlilere uygulanan zulüm devam etmektedir.
*İsrail zulümlerine karşı çıkan Müslümanlar İmanlarının gereği, Batılı aydınlar, aktivesiler ve bazı Devletler de insani olarak karşı çıkmaktalar. Çünkü Dünyaya/yeryüzüne huzur ve barışın gelmesi. insanlığın huzur bulması ancak ve ancak İsrail’in zulümlerinin ortadan kalkması, hatta FİLİSTİN Coğrafyasında/ topraklarında İsrail diye bir devletin olmaması gerektiği bilinmelidir.
Hz. Peygamber (sav)(Sallallahü aleyhi vessellem) “Bir kötülükle karşılaştığınızda elinizle önleyin, buna güç yetiremiyorsanız dilinizle önleyin, buna da güç yetiremiyorsanız kalben buğz edin” Buyurmaktadır. Bu hadis-i şeriften anladığımız, Bir kötülükle karşılaşıldığında o kötülüğü önlemek için yapılması gerekenler üç merhalede uygulama/Amel yapılmalıdır.
1-Elle önleme, yani güç kullanarak, Elle önleme gücü ifade eder, güç fertlerde değil Devlet ve kurumların yöneticilerinde olması münasebetiyle kötülükler kimden, kimlerden veya Uluslararası güç odaklarından yahut her hangi bir Devletten gelsin, önleme/engel olma kötülüğü ortadan kaldırma görevi Devlet yöneticilerindedir/iktidardadır.
2-Kötülüklerin Dil ile önlenmesi nasıl olacak peki? Bu da Âlimlerin, Akademisyenlerin, aydınların, gazeteci, yazar, sivil toplum kuruluşları/Vakıflar, dernekler, sendikaların yöneticilerine düşer. Sivil /toplumsal itaatsizlik göstermeleri gerekmektedir.
*Haksızlık karşısında dilsiz şeytan olmamaları için fikir ve düşünceleri ile kalemleriyle/yazılarıyla Basın/yayın yolu ile gösterilerle, açıklamalarla Söz başka eylem başka olmayıp söylem ve eylem birliği şeklinde olmalıdır. Günümüzde kısmen de olsa şükürler olsun ki yapılmaktadır. Ancak yetmez Devlet yöneticilerine, Milletvekillerine de sivil baskı yapmalıdırlar.
3-Kötülüğün Buğz edilerek önlenmesi/ engellenmesi ise Fertlerin tek başlarına, fert olarak yapabilecekleri pasif bir eylemdir ki Allah muhafaza bu da Kalbin en zayıf halidir.
*İsrail Devlet değil, Terörist odaktır/çetedir. Yüz yıla yakın süredir. Haksız yere FİLİSTİN topraklarını işgal ede ede kan döke döke zulüm yapmaktadır. Zulüm yaparken de tahrif edilmiş Tevrat’ta kutsal topraklar/Arz-ı Mevud’u gerçekleştirmek, Büyük İsrail devletini kurmak için hak sebebi saymaktadır.
*İsrail laftan değil güçten anlar.(Prof.Dr.Necmettin Erbakan) Ne kadar haklılık payı olan söz. BM.(Birleşmiş Milletler)nin aldığı sayısız karara rağmen hiçbir karara uymamıştır.
*Cumhurbaşkanımız birçok laf ediyor amma İsrail laftan anlamaz. Laf yetmez icraat gerekir.
*Geçmiş dönemlerde Milli görüş partilerinin iktidar ortağı/koalisyon hükümetlerinde, Amerika’nın İncirlik Askeri üssü kapatılmış, KUDÜS’E BARIŞ GÜCÜ gönderilmiş, İsrail’in saldırı ve tecavüzleri önlenmiştir. Bu konuda Dönemin Filistinli yöneticiler tarafından Erbakan Hoca için alıntıladığım şu sözler ifade edilmiştir.
*Filistin Başbakanı İsmail Haniye “11 aylık Milli Görüş iktidarında İsrail Gazze’ye tek bir mermi dahi atmaya cesaret edemedi.” Milli görüş iktidarından kasdı,1996-1997 yılları arasında Refahyol Hükümeti Başbakanı Erbakan dönemidir.
*Refahyol iktidarı/başbakanı Erbakan için İsrail Cumhurbaşkanı Siyonist Şimon Perez’de “50 yıllık planımızı Erbakan boşa çıkardı/çöpe attı.” demişti.
*Devletimizi yöneten Hükümetin/iktidarın İsrail’in Zulmüne, soykırımına karşı yapması gerekenler;
*İsrail zulmüne engel olmak/kaldırmak için İsrail başta olmak üzere destekleyen Ülkeler/Devletler için de yaptırımda bulunmalı, Dış politikasını yeniden belirlemeli, Ticari, sanayi, askeri velhasıl ne gibi anlaşmalar ve ilişkiler var ise askıya almalıdır. İsrail’le normalleşme sürecine son vermelidir.(devam edecektir)
Kalabilirseniz, hoşça kalın.