1- Hayat kitabımız: KUR’AN

2- Hidayet rehberimiz: KUR’AN

3- Mu’ciz-ül beyan: KUR’AN

4- İslam medeniyetinin merkezinde: KUR’AN

5- Rabbani sanatın kelam sırrı: KUR’AN

6- Allah’ın Hayy isminin kelam olarak kainata tecellisi: KUR’AN

7- İnsanlığın diriliş iksiri: KUR’AN

8- Ezeli ve Ebedi olanın sözü: KUR’AN

9- Kainatın ezeli ve ebedi tercümesi: KUR’AN

10- Şehadet ve gayb aleminin müfessiri: KUR’AN

11- Bu alemde ebedi alemin lisanı: KUR’AN

12- Kainatın mucizevi bir hendesesi: KUR’AN

13- Ahiretin manevi, hikemi haritası: KUR’AN

14- Kainatın talim-terbiye kitabı: KUR’AN

15- Kelamullah unvanını taşıyan yegane kitap: KUR’AN

16- Allah’ın kurtuluş ipi (Hablullah): KUR’AN

Allah, kati emrediyor: “Hep birden (istisnasız) Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı yapışın (sarılın) parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetlerini hatırlayın. Hani siz birbirinizin düşmanı kişiler idiniz de O (Allah) gönüllerinizi birleştirmiş ve O’nun nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah, size ayetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız.” -Ali İmran: 103-

Allah’ın ipi, Hablullah (KUR’AN) sarılanı doğrudan doğruya Allah’a ulaştırır. Tağutun ipi, yapışanı direkt cehenneme ulaştırır.

Allah’ın ipi (Kur’an) önce dünyaya toptan yaklaştırıldı. Beytül Ma’mur’daki hususi yerine kondu, sonra da miladi 620 yılında ayet ayet peygambere (s.a.s) ulaştı. Akabinde de bize ulaştı. Ayet ayet, sure sure…

Ya biz ona ne kadar yaklaştık?

17- Bir geceyi, bir anlık takdir anında bin aydan daha hayırlı yapan yegane kitap: KUR’AN.

18- Maddi-manevi bütün ilimlerin şifresi: KUR’AN.

19- “KUR’AN: Hem bir kitab-ı şeriat (hukuk kitabı), hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubudiyyet (kulluk kitabı) hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem insanların bütün maddi, manevi ihyitaçlarını karşılayan yegane kitaptır.”

20- “KUR’AN: Bütün evliya ve sadıkların, ariflerin, araştırmacıların (muhakkikinin) muhtelif meşreplerine, ayrı ayrı mesleklerine hitap eden mukaddes bir kütüphane hükmündedir.”

21- “KUR’AN: Asırları muhtelif olan bütün Nebilerin, kitaplarını, meşreplerini, muhtelif bütün evliyanın risalelerini ve mesleklerini, muhtelif bütün mutasavvıfların eserlerini kendinde toplayan yegane kitaptır.” -R.N-

SORGULAMA

a) Hangi kitap (Kur’an’dan başka) doğrudan doğruya insanı cennet ve cemale ulaştırır?

b) Kimin kitabı?

c) Kimin yolu, izi, hukuku, kanunu, tüzüğü, programı?

ç) Kimin ipi?

DÜŞÜNDÜRÜCÜ-ÜRKÜTÜCÜ MANZARA

1- Akşam-sabah İblis’in ipiyle ip hoplayanlar,

2- Siyonizmin ipiyle salıncak kurup sallananlar,

3- Tağutun ipiyle günah hamallığı yapanlar,

4- Heva-heves ipiyle her tarafı bağlananlar…

Dikkat ediniz, ipiniz çürük, ipiniz kopacak. Cehennemi boylayacaksınız.

Allah (cc) uyarıyor: “Toptan sımsıkı Allah’ın ipine (Kur’an’a) sarılıp ayrılmayın…”

1- Nerede sımsıkı sarılıp ayrılmamak. Elini tenezzül edip O’na uzatmıyor bile.

2- Şayet o ipe elimi uzatır da sımsıkı sarılırsam yüksek gerilime çarpmış gibi olurum diyor, ondan bucak bucak salyasını akıtarak kaçıyor.

3- bu devirde (zaman tanrısının, moda ilahının insanların çoğuna hakim olduğu asr-ı cahiliyede) şeriatı garranın ipine sarılmak ha!..

Dün, devri cahiliyede, cehaletin, küfrün, şirkin girdabında boğulanlara uzatıldı. Bugün asr-ı cahiliyenin, çağdaş yaşamın girdabında boğulanlara uzaltılıyor.

KALPLER ANCAK ZİKRULLAH İLE (KUR’AN’LA) HAYAT BULUR, SÜKÛNA ERER

Kur’an uyarıyor: “(Onlar Allah’a) iman edenler ve gönülleri Allah’ın zikriyle (Kur’anla) sükunete erenlerdir, (imtihan olanlardır, mutmain olanlardır.) Bilesiniz ki kalpler ancak Allah’ı anmakla (Kur’an okuyup anlamakla ve uygulamakla) sükunet bulur” -Ra’d:28-

Kalp, mide gibi acıkır, susar. Bu sebeple kalbin açlığı, susuzluğu manevidir. Ancak vahiyle (Kur’an’la) bu açlık ve susuzluk giderilebilir.

Kalbi de mideyi günde en az 3 defa doyurulduğu gibi günde en az farz kılınan ibadetlerle (taatlerle) ara öğün gibi nafile ibadetlerle 5 defa doyurmak lazımdır.

Kalp de manevi gıdasızlıktan pörsür, solar. O, bu durumdan ancak Kur’an’la kurtulur. Kalp de çürür ve ölür. Bunlar için ölü kalpler denir. Bu ölü kalplere hayat ve ruh verecek deva, iksir, hayat suyu Kur’an’dır.

Kalp  de kirlenir, kalbi kirlerden pak eden zikrullahtır (Kur’an’dır).

Kalp de çoraklaşır, taşlaşır.

Kur’an bu hususu şöyle beyan buyuruyor:

“Ne var ki sonra yine kalpleriniz katılaştı. (İtaatsizlikle, ibadetsizlikle, merhametsizlikle). İşte onlar (kalpleriniz) şimdi katılıkta taş gibi (taşlaştı) yahut daha da şiddetli sertleşti. Çünkü taşlardan öylesi vardır ki içinden ırmaklar fışkırır. Öyle taşlar da vardır ki, çatlar, yarılır oradan su kaynar. Taşlardan bir kısmı da vardır ki, Allah korkusuyla yukarıdan aşağıya yuvarlanır. Allah, yapmakta olduklarınızdan gafil değildir” -Bakara 74-

Kalp de toprak gibidir.

1- Çorak olmayan toprağa yağan yağmur toprağın tâ derinlerine işler.

2- Bitki tohumları çatlar, filizleşir, yeşerir, bol ürün verir, bereketlidir.

3- Çoark olan toprağa yağmur işlemez. Dolayısıyla tohum çatlamaz, filizleşmez, bereketli ürünler olmaz.

Kalp çoraklaşırsa, yapılan hiçbir amelden netice alınmaz.

HÜSRANDA OLANLAR (Kurtulamayanlar):

1- Kur’an’dan bihaber (habersiz) olanlar.

Kur’an’ı tanımayan okumuş cahiller. Kur’an’ı, Allah’ı bilmeyen, kitabı bilmeyen, kalpleri idraksiz, gözleri basiretsiz kör, kulakları sağır olanları cehaletle vasfediyor. Onlara cahil diyor:

“Rahmanın has kulları, onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendilerini bilmez cahiller kendilerine laf attığında (hakaret ettiklerinde, kötü söz söylediklerinde) incitmeksizin selam derler (geçip giderler).” -Firkan:63-

Ayette geçen cahillerden murat, Kureyş’in müşriklerinin ileri gelenleridir. Dil ve edebiyatta zirve yapanlarıdır. Sözde aydınlarıdır.

Kur’an’ı tanımayan cahiller, karanlık çağın kalıntılarının uzantıları, Ebu Leheb’in, Ebu Cehil’in günümüze ulaşan nesilleri bilmezler ki Kur’an:

a- O bir öğüttür.

b- O bir şifadır. -İsra:82-

c- O bir hidayettir. -Bakara:2-

d- O bir rahmettir.

2- Hidayet kaynağından yüz çevirenler “Rabbinin ayetleri kendilerine hatırlatılıp da ondan yüz çeviren kimseden daha zalim kim vardır? Şüphesiz suçlulardan öç alacağız.” -Secde:22-

3-Kalpleri mühürlü olanlar “Allah, onların kalbine (yüreğine) mühür vurdu (mühür vurulmayı hakettikleri için) kulaklarında da… Gözleri de perdelidir. Ve onlar için büyük bir azap vardır.” – Bakara:7-

“Hayır, onların işleyip kazandıkları şeyler (sözleri, eylemleri) kalpleri üzerinde pas tutmuştur.” -Muhaffifin: 14-

4- Mukaddesata dil uzatanlar. Zaman zaman kutsal değerlere salya akıtırlar, zehir kusarlar. “Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah (cc) da onlar için hastalığı artırmıştır. Ve onlar için yalan söylemeleri (hakaretamiz sözleri) nedeniyle gayet acıklı bir azap vardır.” -Bakara: 20-

5- Kur’andan kalbi tiksinenler. “Allah bir tek (ilah) olarak anıldığı zaman Aiherete inanmayanların kalpleri daralır, (tiksinir, iğrenir). Allah’tan başkaları (tağutlar, müşrik kafirler, zaman tanrısı, moda ilahı) anıldığı zaman ise bakarsın sevinirler (etrafa gücülükler dağıtırlar, neşelerinden dört köşe olurlar.” -Zümer:45-

6- Kalbi tefekkür edemeyenler. Kalp, şirkle, küfürle, nifakla, lağviyyatla, malayani ile, ifsad olduğu için kainatı, ondaki hadisatı-hikmetleri tefekkür edemez, akledemez.

7- Manevi körler. “Onların gözleri vardır ama görmezler, kördürler.” -A’raf:179- “Dünyada kör olan, ahirette de kör olarak haşrolur.” -İsra: 72-

8- Secdesizler. (İblisvari hayat yaşayanlar) secdeye gitmeyen baş, sinede yüktür.

9- Tağutun gölgesindekiler.

10- Kimliksizler

* Devr-i cahiliyenin müşrik kafirleri bihhassa gençlerine şöyle talimat veriyorlardı: “İnkar edenler!: Bu Kur’anı dinlemeyin. Okunurken gürültü yapın (şamata çıkarın, bağırın, çağırın, tepinin, müzik çalın vs.) umulur ki Kur’an’a ve okuyana galip gelirsiniz.” -Fussilet: 26-

Tarih tekerrür ediyor…

* Dün bir müşrik Haçlı İngiliz Başbakanı Giadstone de Avam Kamarasında: “Bu Kur’an Müslümanların elinde kaldıkça onları istediğimiz gibi yönetemeyiz. Bunun için Kur’an’ı ellerinden almalı veya onları Kur’an’dan uzaklaştırmalıyız” demiştir.

Bugün bir tağuti çıkıyor, müşrik haçlı İngiliz gavuru ile yarışırcasına kalbindeki Kur’an’a kini, nefreti, zehrini kusuyor. Kur’an eğitimine çağdışığı, ortaçağ karanlığı gibi laflarla hem zihniyetini ortaya koyuyor, he de cahiliyetini…

Ortaçağ karanlığının Avrupa’yı kuşattığını ya bilmiyor cahil, ya da bilmezden geliyor ahmak. Ve yine Ortaçağ karanlığı dediği asır, Asr-ı Saadettir. Bütün insanlığı okumuşlarıyla ümmisiyle tasdik ettiği saadet çağı.

Kişi dilinin altında gizlidir. -Atasözü-

Bir katır bir çukura işer, oraya bir saman çöpü düşer, o çöpe sinek konar ve o sinek kendini ummanda sanır. Şeytanın asistanı bile olamayanlar gibi…

Nasıl olur da deniz köpeğin ağzından kirlenir, nasıl olur da güneş üflemekler söner. -Mevlana-

Nasıl olur da Allah’ın nuru üflemekle söner -8-

Lafım ona da gider, buna da gider. Hepinizi toplasak kaç adam eder?