Mekke’nin Fethi ve Kabe’nin Putlardan Kurtuluşu (1-11 Ocak 630)

   * “Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik” -Fetih:1”

   * Fetih:

1- Gönüllerin Fethi

  1. Gönülleri fetheden yegane din İslam’dır.
  2. Gönülleri fetheden yegane kitap Kur’andır.
  3. Gönülleri fetheden yegane insan Hz. Muhammed (s.a.s)’dir.

2- Kutsal Yerlerin Fethi

  1. Mekke’nin Fethi.
  2. Kudüs’ün Fethi

3- Stratejik Yerlerin Fethi: İstanbul’un Fethi gibi…

Mekke’nin Fethi ile Kabe’nin kurtuluşu, putlardan temizlenişi gerçekleşmiştir. Mekke’nin Fethi ile kainatın kalbindeki (Kabe’deki) putlar kırılmış, yerlerinden sökülüp atılmıştır. Böylece de şirkin hakimiyetine son verilmiştir.

Bu fetih Kabe’yi gönüllerine, gönüllerini Kabe’ye ve onun sahibine koyanların fethidir. Zira gönüller fethedilmeden Mekke fethedilemez, Kabe putlardan kurtulamazdı… Önce insanların gönüllerindeki sulta putları ile muhabbet putları kırılmış, vahiy ikliminde kalpler dirilmiş, Mekke’ fethedilmiş, Kabe pisliklerinden temizlenmiştir.

Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.s) önce gönülleri bir bir fethetti, sonra bu gönüllerle Mekke’yi fethetti. Bu sebeple fethin merkezinde Kabe vardır. Allah’ın canlı evi Müslümanların kalpleri vardır.

* Kabe: Nur kandili, fanusu Mekke’dir. Mekke’nin asıl adı Bekke’dir. Bekke, gözyaşı vadisi demektir. Bu vadide iki göz ağlar. Birisi, Mekke’ye ulaşan, Kabe’ye kavuşan mü’minlerin gözleri…

İkincisi, şeytanın gözü. Hacılara engel olamadığı, hacc yolundan alıkoyamadığı, her türlü çabasına rağmen hacca gitmekten mü’minleri vazgeçiremediği için…

Varsın gözünde yaş kuruyan, özü ağlamayan, gözyaşı vadisinden geçsin, Kabe’ye kavuşsun, ona olan hasretini bir nebze olsun gidersin.

* Kabe: Mücerret bir alem, bir sır… Mana ve kulluk aleminde bir rampayı ilahidir. Bütün ibâdât, bütün tâat, niyaz, zikir, tesbihat, tahmidat buradan (rampayı ilahiden) Allah’a (c.c.) yükselir.

* Kabe: Kainatın kalbidir. Nasıl ki, insanın kalbi pis kanı temizler ve insanın hayatiyetini, temiz kanı vücudun her tarafına pompalamakla sağlarsa, Kabe de (kainatın kalbi de) mü’minlerin günah kirini temizler, ebedi hayata hazırlar.

* Kabe: Bir yüzü ile ubudiyet (kulluk) ekranı, öbür yüzü ile ebediyet ekranıdır.

   O ekranda:

1- Seyret seyredebilirsen kainatı

2- Seyret seyredebilirsen insanlığını

3- Seyret seyredebilirsen iç dünyanı

4- Seyret seyredebilirsen gayb alemini

5- Seyret seyredebilirsen Cennet ve Cemali.

* Kabe: Arş-ı alanın izdüşümündedir. Arş-ı alanın altında melekler tavaf ederler. Bu tavafa Peygamber (s.a.s)’in ifadesiyle günde yetmiş bin melek iştirak eder, bir giren bir daha çıkamaz. Arş-ı alanın izdüşümü Kabe’nin etrafında da mü’minler tavaf ederler, tâ kıyamet sabahına kadar. İki zikir halkasını Kabe’den arşa kadar uzanan kıble çizgisi birbirine bağlar.

* Kabe: Beytül Ma’mura kardeştir. Mescid-i Haram, Mescid-i Aksa’ya kardeştir.

   Hz. Ömer (r.a.) anlatıyor:

Hudeybiye’den Medine’ye doğru yürürken, Allah’ın Rasulüne (s.a.s) bir şey sordum, cevap vermedi. Aynı şeyi ikinci kez sordum, yine cevap vermedi. Üçüncü defa tekrar sordum, yine cevap vermedi. Kendi kendime “Anan seni yitirsin yâ Ömer!.. Üç defa sordun cevap alamadın!” dedim. Sonra devemi dehleyip, kafilenin önüne geçtim. Israrlı sorularla Allah Rasulünü (s.a.s) rahatsız ettim. Hakkında bu hususta Rasulü (s.a.s.) beni çağırdı. Eyvah dedim. Endişeyle çekinerek Allah Rasulü’nün (s.a.s) yanına vardım. Selam verdim, başımı önüme eğip beklerken bana tatlı bir sesle ve tatlı bir dille:

“Ya Ömer! Bu gecebana bir sure indi ki, üzerine güneş doğan herşeyden bu sure daha sevimlidir” dedi ve Fetih suresini okudu. Meğer o gece Fetih Suresi nazil olmuş.

* Ey Kabe!

“Sana öyle hasretim ki, senin yanında bile sana hasretim” diyenlerle, Kabe’yi gönlüne gönlünü de Kabe’ye koyanlar ancak Mekke’nin Fethi’nin, Kabe’nin kurtuluşunun farkında ve şuurunda olur.