Dünün gençleri bugünün yaşlıları oldu. Bugünün gençleri de yarının yaşlıları olacak. Geçtiğimiz Cuma günü camilerde okunan hutbede “Cennet Vesilemiz, Aile Büyüklerimiz” konusu işlendi.

Günümüzde huzur kaynağımız, cennet vesilemiz, dua kapımız, hanemizin bereketi aile büyüklerimiz ve yaşlılarımıza karşı tutum ve davranışlarımız gerçekten fıtrata, vicdana ve daha da önemlisi inancımıza uygun mu? Sorusu aklımıza gelmekte.

Bu sorunun cevabı ne acı ki, hayır! Bugün yaşlılarımız yaşlı gözlerle torunlarını ve evlatlarını beklemekte, kapılarının çalınmasını istemekte. Geçenlerde yaşlı bir büyüğümüzün ifadesi ile yaşlılar; eş-dost, akraba tarafından hatırlanma ve ziyaret edilme ile mutlu olabilmekte.

Müslümanlar olarak bu konuda sınıfta kaldığımızı söylemeliyiz. Çünkü her gün bir aile büyüğümüz ya huzur evinde ya da kendi evinde yalnız ve kederli mukadder akıbeti bekliyor. Basın organlarında sık sık yüreğimizi yakan konu ile ilgili acı haberleri izliyoruz.

Bu tablonun oluşmasında elbette medeniyetimizden, değerlerimizden uzaklaşmamız da etken olmuştur.

Ne acı ki, Müslüman toplumlarda bundan nasibini almakta. Her geçen gün ahlaki açıdan daha fazla irtifa kaybedilmekte.

Diğer taraftan zaman zaman da kendimizi sanki batı bizim için bir ölçüymüş gibi kandırmaktayız. Bizim aile yapımız daha iyi diye övünmekteyiz.

Bu ancak züğürt tesellisi olur.

Bilge Kral Aliya İzzet Begoviç’in dediği gibi: Sırplar ya da Batı bizim öğretmenimiz olamaz. Bizim ölçümüz dinimizdir.

Tekrar konumuza dönersek, bizi bu günlere getiren, hayatı öğreten, sevgi ve şefkatle bize kol-kanat geren yaşlılarımız her türlü hürmete ve saygıya layıktır.

Dinimiz bize yaşlılarımıza saygı göstermemizi hatta anne-babamıza “üf” bile demememizi emretmektedir.

Bugünün gençleri ne görürlerse onu yapacaklardır.

O halde biz yaşlılarımıza, aile büyüklerimize değer verirsek, bize de yaşlanınca değer verilecektir.

Hayırlı bir iş yapılmış olacaktır.

Herhalde işin sırrı, eskiden dergâh ve tekkelerin girişinde yazılan “Edeb yâ Hû” sözünde gizli olsa gerek.

Önce edep sahibi olmak gerek. Edep ile ilgili bir beyitte:

“Ehl-i diller arasında aradım kıldım talep,

Her hüner makbul imiş; illâ edep, illâ edep”

                                       ( Yunus Emre)

Cenab-ı Allah bizleri büyüklerimize hürmet eden, yaşlılığında da hürmet görenlerden eylesin!

Rabbimiz bizleri burnu yerde sürtülenlerden eylemesin!

Aminn!

Selam ve dua ile…