Ramazan Bayramı, İslam Dünyası’nda binlerce yıldır kutlanan ve Müslümanlar için manevi bir coşku, birlik ve dayanışmanın sembolü olan önemli bir dini bayramdır. Her yıl, Ramazan ayının sonunda oruç tutmanın ve ibadetlerin yoğunluğunu geride bırakarak, Müslümanlar dünya genelinde Ramazan Bayramı'nı coşkuyla karşılarlar. Bu özel gün, aileleri bir araya getiren, sevgi ve hoşgörünün ön plana çıktığı, yardımlaşmanın, paylaşmanın güçlendiği bir zaman dilimidir. Ramazan Bayramı, Müslüman toplumların birlik, beraberlik duygularını pekiştirirken, farklı kültürlerin zenginliklerini, insanların birbirlerine olan bağlılıklarını da vurgular. İlahiyatçı ve Yazar Mehmet Emin Parlaktürk ise, Ramazan Bayramı’nda insanların birbirleriyle kaynaşması gerektiğini dile getirdi.

Nmcvöjlkfl

BAYRAM BİR KAYNAŞMA GÜNÜDÜR

Ramazan Bayramı’nın Allah’a şükür anlamında geçirilmesi gerektiğini açıklayan Mehmet Emin Parlaktürk, ‘İbadetlerimizi yaptık Ya Rabbi. Ramazan boyunca yoğun manevi hayatımız, duygularımız bizi bayramla buluşturdu. Şimdi de bu manevi yaşantımızın mükafatını inşallah hak etmiş olarak senin huzuruna geldik’ diyerek bayramın manevi tatmin olarak görülmesi konusunda tavsiyeler verdi. Bunun yanında bayramların, insanlarla birlikte yaşanırsa kültürel bir anlam taşıdığını belirten İlahiyatçı Parlaktürk, “Bayram, birbirimize hem sevgiyi hem de saygıyı gösterme fırsatı olarak değerlendirilmeli ki; bayramlar anlam kazansın. Bunun için bayramı bir tatil günü değil de birbirimizle kaynaşma günü niteliğinde görmeliyiz. Kaynaşmayı da büyüklerimiz ve küçüklerimizle yapmalıyız” diye konuştu.

Kuyot098670

BAYRAM TÜM MÜSLÜMANLARI İLGİLENDİRİYOR

Bayram geleneğinin ihmal edildiğinden yakınan Parlaktürk, bazı insanların tatil olarak nitelendirdikleri bayramı değerlendirmek için başka yerlere gezmeye gittiklerini aktardı. Parlaktürk, “İnsanlar farklı zamanlarda tatil yapabilirler. Ama bayramda bu toplumsal şuuru yaşamak için aile, akraba ve sevenlerin birbirlerine gidip gelmeleri gerekiyor. Çünkü bayramlar toplumsal anlamda bizim kültürümüz için oldukça önemli. Bunun yanında bayramlarda kabirleri ziyaret ederek bizim de bir gün oraya gireceğimizi düşünerek kabirdekilerle birebir iletişime geçmeliyiz. Hatta Peygamber Efendimizin bir Hadis-i Şerifinde bu şöyle vurgulanır: “Kabirlere ziyarete gittiğiniz zaman onlara selam verin ve deyin ki; biz de sizler gibi olacağız. Biz de sizlerle beraber buraya geleceğiz. Çünkü dönüşümüz hep Allah’adır.” Bu düşüncede olan insanlar dünyanın ebedi olmadığını ve burada sabit bir hayat sürmeyeceğini anlar. Bayram Müslümanların hepsini ilgilendiren ve kaynaşarak güzel bir şekilde geçirmemiz gereken bir olgu. Bayramı verimli yaşayabilirsek ne mutlu bizlere” şeklinde konuştu.

Mnbckjtıuytu

DÜNYEVİLEŞME AĞIR BASIYOR

Bayramlara olan ilginin azaldığını kaydeden Parlaktürk, bunun sebepleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Parlaktürk, “Eski bayramların kalmaması; maneviyattan kopmak, dini değerlerden uzaklaşmak, özellikle bizi besleyen ana kaynaklar olan Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin sünnetinden uzaklaşmaktan kaynaklanıyor. Her ne kadar hocalarımız, diyanet görevlileri, ilahiyatçılarımız bu konularda uyarılarda bulunsa da pek etkili olmuyor. Günümüzde dünyevileşme biraz daha ağır basıyor. Son zamanlara bizi toplum olarak adeta esir alan materyalist düşünce ve sadece bireyselliği ön plana alan bir anlayış toplumda hakim olduğu için, dini nasihatler, tavsiyeler maalesef etkili olmuyor. Yeryüzünde pek çok insan ve toplum mağdur oluyor. Doğu Türkistan’daki Türk kardeşlerimiz, Gazzeli kardeşlerimiz gibi dünyada haksızlığa maruz kalan insanlara karşı duyarlılık bazı kesimlerde hiç yok gibi gözüküyor. Dünyada materyalist ve bencil düşüncenin hakim olması sonucunda maneviyat içeren her şeye karşı ilgisizlik ortaya çıkıyor” ifadelerine yer verdi.

Özkaya: 'Sanatı kendim için yapıyorum' Özkaya: 'Sanatı kendim için yapıyorum'

BAYRAMLARIN İÇİNE ÇOCUKLARI DA ALMALIYIZ

İnsanların; bu dünyada ebedi yaşayacakmış gibi hareket etmemesi gerektiğinin altını çizen Parlaktürk, sözlerine son olarak şunları ekledi: “Müslümanlar bayramları hem ailesi hem de toplumla idrak etmeli, bayramda akrabaları ve sevdiklerini hatırlamalı, büyüklerinin elinden, küçüklerin gözlerinden öpmeli, hiç olmazsa telefonla arayıp hâl hatır sormalı. Böylece kardeşliğimizi, sevgimizi pekiştirmiş oluruz. Hatta dinin bizim için istediği o bayram havasını yaşarız. Din, toplumda birlik ve beraberliğin sağlanmasını ister. Bayramlar da bunun için bir fırsat olarak karşımıza çıkar. Bu fırsatı değerlendirmemiz gerekiyor. Özellikle çocukları bayramın içine alıp onlarla birlikte ziyaretlerin yapılması lazım. Bazı aileler bayram ziyaretlerine giderken çocuklarını evde bırakıyor. O çocuklar da evde tablet veya telefonla vakit geçiriyor. Dolayısıyla bayramın tadına varamıyor. Hatta akrabalık ilişkilerini yaşamadıkları için onlardan kopuyor. Oysa anne ve baba bu birlikteliği çocuklarıyla sağlamalı. Mesela bizler bile çocukken geçirdiğimiz bayramların tadını, o zamanlar aldığımız hediyeleri, şekerleri unutmuyoruz. Bu yüzden bayramların içine çocukları da katmalıyız.”

Muhabir: TUBA KAYA