“Allah'ı ve Resulü Ekrem'i sevin” derler.

Tamam, “Ümmetim ümmetim” diye çarpan kalbiyle rahmet peygamberini,rivayet vehadislerden,birazolsuntanıyor ve çok seviyoruz.

Ancak Yaratıcımızı sevmiyoruz çoğumuz!

Korktuğumuz, pek de anlamadığımız bir kavrama dikkatle yaklaşıyoruz, sadece...  Gözüne girelim deyanmayalım, köprüyü kotaralım.

Tanımadığım, bilmediğim bir varlığınasıl severim?

“Ordaaa bir Allah var uzakta, görmesektee duymasaktaa tanımasaktaa!  O Allah bizim Allah'ımız...” şeklinde yakınlığımız ve bilgimiz olan bir varlığı nasıl severiz?

İmânın şartlarında birinci sırada yer alan Âmentü Billah-Allah'a imân ettim deyip; henüz Allah'ı tanımadanvebilmeden, sıralanmış diğer şıkları hızlıca sayıp, İslam'ın 5 şartınadahızlıcageçip;

---- Haydin namazaaaa...

----Ne içindi bu!

----Allah emretmiş, borcumuz var, onu ödemeye!

----Kiralık mı bu evren?

----Öyle söylenmez, şşşşt seni seni...

----Merak ediyor sorguluyor çocuk canım, hoşgör.

----Zamanla anlar, öğrenir canım. Hele bir namaza duralım, eli başı alışsın.

----Allah kim baba, nerede, nasıl bir şey?

---- Şşşşiiiiişşşşşt... Bu konuda konuşulmaz...

----Bilinmez, görülmez, yeri yurdu, zamanı, mekânı yok.

----Ne yapacaksın?Üzümü ye, bağını sorma! (Yaratanını ise hiç sorma)

----Boş ver, önemli olan sırat köprüsünükotarmak!Emirlerini yerine getir, gerisini boşver...

----Hayrihi ve Şerrihi min Allahu Teâla ne demek baba?

----Büyük işlere Allah bakar, küçük işlere biz, demek..!

"Size gelen iyilik ve hayırlar Allah' tan size gelen kötülükler ise nefsinizdendir" cümlesini halâ anlayamamış ve anlatamamış şahıslar vebunun gibi birçok yarım kalmış tam anlaşılamamışöğretiler...

Çoğu Müslüman da hayatını böyle taklitle veya mecazda kalmış bilgilerle yaşar gider. Dolayısıyla Yaşar ne Yaşar ne yaşamaz İslam'ı...

Bilinçsiz, ilimsiz, sevgisiz, Resulünün öğretisini anlamamış, kötü örnek bir Müslüman daha böyle oluşur. Kendisini tanıtmak için kullarına onca Resul ve Kitap yollayan "Zât”, bir türlü anlaşılamaz.

Yetmezmiş gibi bir de bir türlü tanımakla müşerref olamadığımız, bu ulaşılamaz ve bilinmez varlığı 'sevin'derler!

Tanımadığımı, bilmediğimi sevemem! Bu mümkün değil.

Bir varlığı sevebilmekancak o varlığınözelliklerini, niteliklerini, sıfatlarını biliptanımakla mümkün olur.

İşte “Esma ül Hüsna”; Yaratıcımızın karakterini, özelliklerini, sıfatlarını,niteliklerini, yeteneklerinive olaylara karşı verdiği tepkileribizlere bildiren kutsal manalardır ki Allah'ıbize tanıtır.

 "O"nu"Esmâ ül Hüsnâ"sı ile tanıdıktan sonraancak 'fıtratımıza göre bir odaklılıkla'; "O"nahayranlık, haşyet veya aşk içinde yaklaşabiliriz.

Kendi manalarının renk ve terkip cümbüşü olan âlemine de bu gözle bakar; tüm yaratılmışı severiz, Yaratandan ötürü...

 

Muhammed Sadi