Ekonomide yeni bir nefes, yeni bir yol arayışıyla önemli değişimlerin yaşanacağı bir gerçek. Özellikle Merkez Bankası olmak üzere kilit noktalarda ekip kuvvetlendirilecek, yeni isimler ve ekiple önemli adımlar atılacak.

Değişen ekonomi yönetimi ile çekilen yabancı sermayeye güven verecek ortam yeniden sağlanmaya çalışılacak. İlk faiz toplantısında yaşanan rahatlıkların da sonuna gelinecek.

Öncelikle, yabancı sermayenin ülkeye olan güvenini yeniden kazanmak ve yatırım ortamını iyileştirmek hedefleniyor. Bu, istikrarlı ve öngörülebilir bir ekonomik ortam yaratmayı amaçlayan politikaların hayata geçirilmesiyle mümkün olabilir. Gayret edilse dahi bir zaman alacağı açık ve net olarak görülüyor.

7 Haziran seçim sonrası piyasalara iyi bir imza attı. Tam “sekiz” aya bedel çıktı. Dolar sekiz ayda kat ettiği yolu, bu kez yalnızca bir günde aldı.

Demek ki neymiş; Türk parasına dere geçilinceye kadar!.. Ama demek ki kafalardan geçen neymiş; dere geçilip iş bittikten, seçim geride kaldıktan sonra Türk parasına bu sefer “Haddini bil” denildi.

Dolar ve Euro’daki Çarşamba günü artış yüzde 7’nin üstüne çıktı. Dövizdeki bu artışa bağlı olarak altın da aynı oranda değer kazandı.

Bir kesim oturmuş dövizde bir günde ortaya çıkan bu artışın niye yaşandığını tartışıyor ve bu artış sonrasında ekonomide gelecekte bizleri nelerin beklediği üstünde kafa yoruyor. Fakat o kadar anlamsız yorumlar yapanlar var ki, hangi kafayı yaşıyorlar anlamakta güçlük çekiyorum.

Doları ekim ayı başından itibaren sekiz ay boyunca neredeyse sabit tutup seçime döviz artışı kaynaklı maliyet enflasyonunu frenleyerek gitme çabası bir anlamda başarılı oldu. Ama bunun ülkeye maliyeti ne oldu? Neyse sormayalım …

Türkiye’nin taze dövize ihtiyacı var. Aylardır bir cepten diğer cebe aktararak; ihracatçının dövizine el koyarak, şirketlere döviz satışına sınırlama getirerek, vatandaşın bankadaki döviz tevdiat hesabını bir şekilde kur korumalı mevduata çevirmesini sağlayıp bu şekilde elde edilen dövizi satarak, yani rezerv deposundan ne çıkarsa piyasaya sürerek kur tutulmaya çalışıldı. Amaç seçime kadar idare etmekti ve iyi kötü bu sağlandı.

Ama bize taze döviz lazım, taze döviz! Türkiye bir anda demokraside çağ atlasa da, ekonomi politikasını çok tutarlı bir hale getirse de, ekonomi yönetimini çok güvenilir isimlerden oluştursa da yabancı kazanacağı paraya bakar ve ona göre gelir. Ve yabancı tabii ki “alırken kazanmak” yani “gelirken kazanmak” ister.

Bunun yolu da getirdiği dövizin daha çok Türk parası etmesinden geçer.Yani bu da değeri iyice düşürülmüş Türk parası demektir.

Türk parası değer yitirsin ki, örneğin 6 Haziran’da 1 milyon dolar getirdiğinde 21.5 milyon lira elde edecek yabancının eline yine 1 milyon dolar karşılığında 7 Haziran’da yaklaşık 23.5 milyon lira geçsin.

Döviz kurunda yaşanan artışın ekonomiyi nasıl etkileyeceğini, vatandaşın bu çıkmazda ne yapacağını ne durumda olacağını kestirmek için çok şey bilmeye gerek yok. Akaryakıta gelecek zam zaten tek başına tüm mal ve hizmet fiyatlarını etkileyecek.

İthalata dayalı üretim daha pahalı yapılacak. Tamam kur artışıyla ihracatçı biraz nefes alacak almaya da üretim maliyetindeki artış kur avantajını büyük ölçüde törpüleyecek.

Döviz cinsinden borcu olanların vay haline!. Özellikle de kamunun yükü daha da büyüyecek.

Dövizi olanlar dünden beri el ovuşturuyor. Olmayanlar ise kur artışı kaynaklı zamları düşünmeye çoktan başladı bile... yazıyı okuyan düşük gelir grubundan olanların seslerini duyar gibi oluyorum.” Kendimizi geçindirdik de döviz almaya kaldık. Tuzu kuru olanlar her zaman suyun yüzüne çıkarlar.”gibi sözler inanın her zaman söyleniyor. Fakat bugün geldiğimiz noktada artık bekleyip göreceğiz. Çünkü zor bir seçim dönemi atlatıldı. Vaatler havada uçuştu. Piyasalardaki fiyatlamaların arkasına kimse yetişemez oldu. Öte yandan barınma sorunu giderek büyümeye devam ediyor. Konut kiraları artık tartışmanın da ötesine geçti. Bundan böyle dar gelirli “çadırda yaşamaya kalksak çadırlara zam gelir korkusu yaşıyoruz” söylemlerinde bulunup endişelerini dile getiriyorlar.

Yeni kabinede en zor görev Bakan Mehmet Şimşek ‘de ve kendisinden sihirli değnekle her şeyi bir anda düzeltmesini beklemek yanlış olur. Sorunlar büyük fakat aşılamaz değil. O ilk açıklamasında işaretini verdi. Zamana ihtiyaç var.

Şimdi herkesin gözü kulağı maaşlara ve ikramiyelere yapılacak zamların ne olacağı yönünde. Üç aşağı beş yukarı belli ama Cumhurbaşkanı milleti şaşırtmayı seviyor. Bekleyip göreceğiz.