Her işimizde ve ilişkilerimizde olduğu gibi, ekonomik sistemin sağlıklı yürütülmesinde güven önemli bir olgudur.
Güveni manevi açıdan sadakat, doğru söyleme, şeffaflık gibi vb. değerler de güçlendiriyor.
Ekonomik sistemde “Güven” yeniden güçlendirilirse, daha sağlıklı bir yapıda takip edilip, siyasi gerginliklerden uzak duruldukça çözülmeyecek hiçbir sorunda kalmayacaktır.
Böylelikle umut içinde gireceğimiz 2021’de, mutlaka Ekonomide Güven öncelikli olmalıdır.
Siyasal ve ekonomik istikrar devam ederken, bu istikrarı olumsuz etkileyecek olan siyasi gerginliklerden uzak durulmalıdır.
Bir ulusun toplum yapısında güveninin azalmasıyla fiziksel sermayesinin yanı sıra sosyal sermayesi de tükeneceği tehlikesiyle karşılaşılabilir.
Ekonomik krizlerden ve yüksek olan enflasyonlar mücadele başarılı olmanın koşulu da maddi sermayeye ek olarak sosyal sermayeye de ihtiyaç vardır.
Çünkü Sosyal sermaye ekonomik yapıyı ayakta tutan değerler ve normlardan oluşmaktadır.
Söz konusu değerlerin başındaki ana konuda da yine güveni oluşturmaktadır.
İşte bundan dolayı da Ekonomik Sistemin güven temeli üzerine oturtturulması dışsal maliyetleri de ciddi anlamda azaltacaktır.
Pandemi süreciyle birlikte dünya ve ülkemizde görülen ekonomideki daralmaların aşılmasında elbette güvenin yeniden güçlendirilmesi bir çıkış yolu olacaktır.
Ülkemiz genelinde ekonomide görülen Güven düşüşlerinin önüne geçilmesinde hukukun üstünlüğünün sağlanması ve güvende aksayan unsurların yeniden inşası ayrılmaz bir unsurdur.
Diğer taraftan belirsizliklerin ciddi olarak giderilmesi ve ekonomi yönetiminin de güven algısını güçlendirmelidir.
Seçim ekonomileri uygulamalarından uzak durularak, ekonomi politikaları sürekli bir hale getirilmelidir.
En önemlisi de ekonominin önündeki sorunların çözümü ekonomideki Güveni arttırabilecektir.
Güvenin artması demek, piyasaların hareketlenmesi, moralin yükselmesi anlamına gelecektir.
Dünyanın içinde bulunduğu süreçte “Güven Duygusunu” verebilenlerin kazanacağını Ekonomistler ve iş dünyası temsilcileri dile getiriyorlar.
Konuyla ilgili Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu(DEİK) Başkanı Nail Olpak’ın değerlendirilmesini sizlere aktarmak istiyorum.
Bu ayın içinde İstanbul’da gerçekleştirilen 4. İstanbul Ekonomi Zirvesinde konuşan DEİK Başkan Nail Olpak, “Gelir arttığı halde bunu adil bir şekilde toplum içinde paylaşmayan ve gelecek nesillere aktaramayan bir yaklaşım içeren ekonomik yapıların sürdürülebilir bir kalkınmaya vesile olmaları beklenemez. Kalkınma konusunun çok boyutlu olması sadece hükümetlerin değil, bireylerden başlamak üzere şirketlerin, sivil toplum örgütlerinin, yerel ve merkezi kamu idarelerinin ve uluslar üstü yapıların bu süreçte önemli rol oynamasını da beraberinde getiriyor. Bu dönemin kazananları; ülke, firma ya da sektör bazında bir ayrım yapmadan, tedarik zincirini kopartmadan ayakta kalanlar ve muhataplarına güven duygusunu çok daha iyi verebilenler olacak. "
Başkan Nail Olpak’ın da dediği gibi, pandemi’de ülkemizle birlikte dünya genelinde Güven Duygusunu ekonomi dâhil vatandaşlarına veren ülkeler, firmalar kazanmanın yanında ayakta kalabilecektir.
Acısıyla tatlısıyla ve Covit-19 salgınıyla mücadele içinde bir yılı daha geride bırakarak, 2021’re girmemize sayılı günler kaldı.
Umutla bakmak istediğimiz yeni yılda hepimizin ortak dileği olan Salgından kurtuluruz.
Yine eskisi gibi sağlıklı günlere kavuşuruz. Ülkemiz, şehrimiz ve bütün dünyada mutlu ve huzurlu yaşanır.
Ekonomideki zayıflayan Güvenle birlikte, ülkemizin önündeki sorunlar çözüme kavuşturulur.
İçinde yaşadığımız pandemi sürecinde ülkemizin kaybedecek bir günü dahi yoktur.
Bu yüzdenden de ülkeyi yönetenlerin ve siyasetin önceliği Ekonomideki sorunların çözümünü sağlayarak, güven algısını yeniden güçlendirmelidir.
Ne dersiniz sizce de böyle yapılması gerekmez mi?