Türkiye'yi İlerlemesine Çelme Takmak İsteyenler

Yüreğimiz yanıyor. İçimiz kan ağlıyor.

Gencecik polis be askerimizden günde bir iki derken topluca şehit vermemiz. Kim ağlıyor kim seviniyor buna?

Sevi nende var mı? diyeceksiniz. Maalesef Türkiye'nin ilerlemesine çelme takmak isteyen yabancılar ve onları destekleyen Türkiye'deki baron ve medyalar.

Bakın yabancı medya nasıl veriyor haberi!

“16 Türk askeri öldürüldü!”

Kına yaksın onlar ve buradaki müsebbipleri

***

Tarihi olarak gerilere gidelim.

Bizler, gerek Kurtuluş savaşına gerekse Osmanlı devrine ait olayları resmi ve gayri resmi tarihlere göre öğrendik.

Meğer Bir bilgenin “Kahramanlar tarihi kendileri yazar ve yazdırırlar” dediği maalesef hakikat olmuş.

Ne fayda ki! Zaman her şeyi açığa çıkarmakta

Nitekim Osmanlının büyük girişim ve düşünüşleri olmuş ama. O zamanda dış mihrakların mani olma çabaları ve ekonomi gibi olumsuzluklar dolayısıyla tatbikata geçirilememiş.

Peki, biz bunları biliyor mu idik? Okuduk mu tarih yazılımlarında ve anlatımlarında?

***

Osmanlı zamanında bile başlayan İngiliz Kraliçeliği-Amerika ve Mason masaları üçgeninin Osmanlının ileri adımları atmasına engelliği bir tarafa.

Ortadan kaldırıp Türkiye yapma mücadeleleri sonrası muvaffak olmadılar mı?

***!

Son yıllarda da Türkiye'yi bölme üzerinde bir mücadele çevrildiği anlaşılmakta.

Bu işleme AB denilen Avrupa devletleri birlikteliği de aynı yolda  beraber olduğu bariz şekilde görülmekte değil mi?.

***

Osmanlıyı Türkiye yapan, Türkiye yaptıktan sonrada Türkiye'nin kalkınmasını ve Dünya devletleri arasında bir yer edinmesini ve bilhassa Orta doğuda hâkimiyetlerini kaptırmamak isteyen bu üçgen.

 Türkiye iktidarlarını ellerinde tutabilen bir çerçeve içinde, içimizdeki bilen ve bilmeyenlere yaptırdıkları işlemlerle.

 Parti Genel Başkanları, iktidar olacak partileri kendi yönlerinde olabilmesi için ihtilaller yaptırmaları artık belirli şekilde anlaşılmaktadır.

Bir notumu vereyim. Gümüş Pala Paşa vefatı sonu AP Genel başkanlığına tek aday Rahmetli Anayasa Profesörü Ali Fuat Başgil idi

 Bir gün evvel Amerika'dan Demirel gelmişti. Oylamanın bir akşam evveli kim tarafından verildiğini bilemediğimiz Ankara oteli salonlarında delegelere yemek verilmiş hediyelerle uğurlanırken Demirel'in seçilmesi istenmiş.

Ve Demirel son gün aday olurken büyük çoğunlukla seçili vermişti. Anlarsınız herhalde.

***

En Mühimi dünyada İslam Düşmanı olup Müslümanları kırdırmaya göz yumanların ne kadar demokrasi aşığı olduklarını Somali, Suriye ve Mısır hareketlerinde bariz görülmekte Müslümanların öldürülmelerine sadece bakışır görünmekte. 

Bizdeki bazı siyasetçi ve Medya da bu hareketlere çanak tutması ibret verici.

***

%99'u Müslüman olan Anadolulu Türk milletinin vicdanına giremeyip İktidar olamayanlar.

Bugünler de üç gen teşkilatından yardım beklemekte!

Türkiye'nin ilerlemesi ve dünya devletleri arasında söz sahibi olması, bilhassa Orta Doğuda, Afrika'da bu yolu tutması ve birde Petrolü, üçgen teşkilatından almayı başarırken!

Bunun böyle olmasını istemeyen üçgen teşkilatının bu gidişin önüne geçebilmeye çalışıp!

Türkiye'ye gönderdikleri Ajanları ve yine Türkiye de bunlara bağlı olan boğaz baronlarının Gezi, Üniversitelerde nümayiş, sokaklar da Polisle mücadele, tahribatlar yaptırmayı ve Terör yataklarını desteklemeyi yeğlemektedirler.

***

Ne yazık ki, temelini Cumhuriyet Kuruluşundan aldığı Ana muhalefet partisi yanında diğer muhalefet de bu gidişi görememekte ki

Olanlara çanak tutmakla iktidar olabileceklerini sanmaktalar.

Yalnız onlar mı? Bu üçgenin tekliflerini aldıkları tahmin edilen. Üniversite Rektör, Profesör, Öğretim üyeleri ve bilhassa bazı Medya.

Gençliği tahrik edip, çanak tutmayı yeğlemektedirler.

Yaptıklarının asıl Türkiye'ye zarar verdiklerini tahmin edemiyorlar mı?

***

İşte son işlemlerde bu üçgenin faaliyetleri ve çanak tutarak güya seçim kazanma yoluna girdiklerini sananların işlemlerine, ibretle bakmak lazım.

***

Ya Ana muhalefet Partisi ve katillerin sözcüsü parti.

Amerika gezisi ve ziyaretleri dikkate değer nitelikte değil mi?

Ayak basar basmaz Yahudi lobileri ile yemek yemek neyin nesi? Türk toplumları yok mu idi?

Onlar mı oy verecek? Yoksa kendi vatandaşlarımı? Uzatmayayım da kalemşorların yazılarından özet alalım.

***

Ergün Diler'in “Sefer” yazısından

“!Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Amerika'ya uçtu!

Yanında kimler var diye bir göz gezdirdim! Şafak Pavey, Faruk Loğoğlu, Sezgin Tanrıkulu, Faik Öztrak, Engin Altay, Osman Korutürk, Aytun Çıray ve Kamer Genç isimlerini hemen gördüm!

Anlaşılan ne Kılıçdaroğlu, ne BARONLAR ne de heyetteki isimler gerçekle buluşmuş ve yüzleşmiş değil!

Bu ziyaretin tek bir amacı var!

YAHUDİ sermayesiyle buluşup "Bize ne olur yardım edin!" denilecek!

***

Sayın Bülent Erandaç'tan “Kılıçdaroğlu ve Kraliçe'nin şövalyesi”

“!CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ABD'ye gittiği günün akşamı ayağının tozuyla, Yahudi kuruluşlarının temsilcileriyle yemek yedi. Bir gün sonra (pazartesi), Ankara'da da görev yapmış olan İngiltere'nin Amerika Büyük elçisi Peter John Westmacott ile kahvaltı yaptı.

CHP lideri yarın da ABD'nin eski Ankara büyükelçileri Morton Abramowitz ve Eric Edelman'la buluşacak.

Kılıçdaroğlu'nun ABD'de kimlerle buluştuğunu görmek, ne olduğunu anlamak için yeter de artar... Bu isimlerin çok ilginç özellikleri var. Adeta, Türkiye'ye çelme takmayı görev bilen odakların temsilcileri!

Kılıçdaroğlu'nun Amerika gezisi sırasında buluştuğu, konuştuğu isimlere bakınca, güzel bir atasözümüz aklıma geldi. "Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim''...

Kılıçdaroğlu'nun ABD gezisi, tam da bu güzel ve derin anlamı olan atasözümüze uygun devam ediyor. Bu isimler DERİN ADAMLAR...”

(http://www.takvim.com.tr/Yazarlar/erandac/2013/12/03/kilicdaroglu-ve-kralicenin-sovalyesi)

***

Hoşça kalınız

***

Not:

Seyahatim sırasında gideceğim yerde maalesef İnternet bulunmadığından Kasımın ilk haftasında sağ selamet dönüp inşallah yazılara devam ederim.

Selamlarımla,