Siyasî iktidar Türk Milletine ümit vaat etmeye devam etse de terör bir türlü bitirilemiyor. İçişleri Bakanı Sur'da bir haftaya kadar terörü bitireceklerini söylüyor, arkasından Başbakan süre veremeyecekleri yönünde açıklama yapıyor.

Belli ki kendileri de ümitli değil.

Wall Street Journal gazetesi, muhabiri Ayla Albayrak'ın Silopi'de yaptığı incelemeler sonucunda verdiği bilgiler 21.08.2015 tarihli Milliyet gazetesinde yayınlanmıştı. Haberin bir bölümünü aynen aktarıyorum:

“Türkiye'deki savaş Silopi'ye geri döndü. PKK'nın gençlik hareketinin üyeleri, hapisteki lider Abdullah Öcalan ile hükümet barış müzakereleri yaparken, onlarca şehirde örgütlendiklerini söylüyor. Sadece 120 bin nüfusluk bu şehirde militanlar 31 birimleri olduğunu ve her bir birimde 20 üye bulunduğunu öne sürüyor. İki odalı güvenli bir evde, bazıları ergen, bazıları 20'li yaşlarda 10 civarında Kürt militan ellerinde Kalaşnikof silahlar, el bombaları ve roket güdümlü el bombaları ile silahlanmışlar. 22 yaşındaki 10 kişilik birimden sorumlu ve adını 'Berman' olarak veren kadın komutan 'Bizden çok var, neredeyse Türkiye'nin her şehrinde örgütlendik' diyor. Berman geçen yıl İstanbul'da üniversiteyi bırakıp YDG-H'ye katıldığını söylüyor. 'Barış müzakerelerinin düşeceğini biliyorduk o yüzden müzakereler sırasında büyümeye ve örgütlenmeye devam ettik' diyor.”

"Türk bir yetkili, 'PKK savaşı bilerek şehirlere taşıdı. Şu an sokaklarda daha önce benzeri görülmemiş bir çatışma yaşanıyor' dedi ve militanları, sivilleri canlı kalkan olarak kullanmakla suçladı. Silopi'deki genç militanlar ise bu iddiaları reddediyor, sivillerin kendilerine destek verdiğini söylüyor."

Görüldüğü üzere sözde çözüm sürecinde siyasi iktidar uyurken ve Milleti uyuturken PKK uyumadı ve örgütlendi. Dağdaki mücadeleyi şehirlere taşıdı. 

Teröristle dağda mücadele etmek kolaydır. Ya şehirde?

Mücadele şehirlere taşınırsa siviller de zarar görür. PKK'nın istediği de bu zaten. Sivillerin zarar görmesini sağlayıp Dünyanın dikkatini bu bölgeye çevirmek ve mağduru oynamak... Soykırım yapılıyor diyerek BM müdahalesi talep etmek. Biz bunu kaç yıl önce yazmıştık.

Şimdi PKK bu plânında bir hayli mesafe kat etti.

Sözde aydınların yayınladıkları bildiri de bu plânın ve sürecin bir parçası.

Mücadelenin şehirlere taşınması, yıllardır defalarca ifade etiğimiz gibi PKK'ya psikolojik üstünlük ve halk desteği kazandırdı. Bölge halkının önemli bir kısmı artık PKK'yı bir terör örgütü değil, özgürlük mücadelesi veren gerilla teşkilatı olarak görüyor.

İşte çözüm sürecinin Türkiye'yi getirdiği nokta bu!

Bu arada her gün televizyonlarda şu kadar terörist etkisiz hale getirildi diye rakamlar verilse de çatışmaların olduğu şehirlere büyük guruplar halinde terörist girişi oluyor ve bu bir türlü önlenemiyor. Devletin resmi rakamlarına göre şu ana kadar beş yüzün üzerinde terörist etkisiz hale getirildi. Ama biz biliyoruz ki bir zamanlar sayısı bin beş yüzlere kadar düşen dağdaki terörist sayısı çözüm sürecinde on binin üzerine çıktı On binde beş yüz nedir ki? 

Bu arada siyasî iktidarın Suriye politikası da PKK'nın ekmeğine yağ sürdü. Sınırların kaldırılması ve “muhacirun” adı altında üç milyona yakın Suriyelinin kontrolsüz bir şekilde Türkiye'ye alınması, onlarla birlikte yüzlerce belki binlerce PKK ve IŞİD militanının kolayca Türkiye'ye sızmasına neden oldu. 

PKK ve uzantılarını neredeyse tüm Dünya destekliyor. PKK'nın Suriye'deki kolu olan PYD'ye AB'nin, ABD'nin ve güya menfaatleri ABD ve AB ile çatışan Rusya'nın verdiği destek ortada.

Güneydoğu'da terör, giderek bir ayaklanmaya dönüşüyor. Ama kimse bunu dillendirmek istemiyor. 

PKK'nın maksadı buydu zaten. Ayaklanma ve iç savaş.

Tek başına iktidara geldiğinde terörü bitireceği algısını oluşturan AKP, 1 Kasım'dan itibaren giderek batağa saplanmaya başladı.

Yıllarca sözde aydınların aklıyla hareket eden siyasî iktidara son yayınlanan bildiri de ders olmadı. 

Kürtçü ve sözde İslamcı çevrelerin fikirlerini adeta parti programı haline getiren AKP, kargayı kılavuz edinenlerin misalinde olduğu gibi saplandığı bataklıktan bir türlü kurtulamıyor.

Hata ettik deyip gerçek akilleri dinlemek yerine, yaptıklarının ne kadar doğru olduğuna halkı ikna etmeye çalışıyor.

Cahil halk kesimleri arasında yürütülen yeni propaganda: “PKK'nın şehirlerde silah yığınağı yapmasına bilerek göz yumduk. Onları dağdan indirmenin yolu buydu. Çünkü şehirde daha iyi mücadele ediyoruz” şeklinde!

Fazla söze hacet var mı?