“Şüphe hummalı bir hastalığa benzer, uyumaz, uyuyamaz, uyutmaz dalsa da korkulu rüya görür” der Cenap Şehabettin.

Yunus Özyavuz ise “ Hayatta iki şeye güvenirim; biri aynaya baktığımda gördüğüme, diğeri yukarı baktığımda görmediğime” diyerek kuşkulu, çevresine güvensizlik dolu bir değerlendirme yapar.

Francıs Bacon da “Şüphe, duyguların değil, zekânın bir kusurudur” değerlendirmesinde bulunur.

Kuşku dolu bir hayat bize yaşamayı zorlaştırdığı için de Andre Gıde “Kuşkular, mutluluğu bize haram etmeye yarar” der.

Gerçekten kuşku dolu, şüphe dolu bir insan olmak, bizi içten içe yıpratır. Çevremizdeki insanlara karşı güven duygumuz sarsılır. Her gördüğümüze, her duyduğumuza üzülürüz.

Şüphe veya kuşku, bir insanın, bir olay karşısında duyduğu emin olmama duygusu veya güvensizlik duygusudur. Şüphenin en genel tanımı ise; “ inanç ve inançsızlık arasında kalma duygusudur” Şüphe, çoğu zaman insan için olağan bir duygu olsa da, kimi zaman bu duygu gereksiz veya aşırı olarak belirebilir. Aşırı şüphe duygusu insanları “Paranoyak” veya “Kuşkucu” yapabilir.

Şüphe, öncelikle bir yargıdan veya hükümden önce hissedilen tereddütle ve güvensizlik sebebiyle ortaya çıkabilir.

Şüpheci insanlar hemen hemen tüm durumlarda her şeyden, her kişiden, en yakınlarından, en sevdiklerinden bile tereddüt yaşarlar.

Araya tereddüt etmeye sebep olacak bir iki hadise de yaşanmışsa, bir güvensizlik ortamı ortaya çıkmışsa, hele de biraz alıngansa şüphe ve kuşku duyguları tam bir fobiye dönüşebilir.

Bu duygu ve düşünceler, insanı başka insanlara karşı şüpheyle bakmaya, yaptıkları her işten kuşkulanmaya, o insanları sevmemeye, kıskanmaya, onlara iftira atmaya, su-i zan yapmaya kadar yönlendirebilir.

Bu rahatsızlığın en güzel tedavisi doğruluktur. Doğru konuşmak ve şeffaf olmaktır. Karşıdakine de güvenmektir.

Şüphe ve kuşkulardan uzak sahih bir inanç, şüphe ve kuşkulardan uzak sahih bir amel de bizi dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştırır. 

Muamelat konusunda da şüpheli olanı terk edip, şüphesiz olana yönelmek, haram mı helal mi tam olarak belli olmayan şüphelilerden kaçınmak, helal olana sarılmak, bizlere tavsiye edilmiştir.

Cemiyet halinde yaşayan insanların da gerek ailede, gerek işyerinde, gerekse başka ortamlarda birbirine güven duyması, birbirine inanması, güven duygusunu zedeleyecek tutum ve davranışlardan kaçınması esastır.

Aileye, iş ortaklıklarına, cemiyet, vakıf, dernek çalışmalarına, bu işleri yapanlar arasına şüphe ve kuşku virüsü girdiğinde, Allah korusun o beraberliklerin, birlikteliklerin sonu gelmiş demektir.

Aile saadeti, aile içindeki huzur ve mutluluk, şüphe ve kuşku virüsü ile sarsılır, yıkılmaya doğru yavaş yavaş ilerler. 

Ortada olması gereken güven duygusunu tesis etmenin en temel şartı, sanırım doğru olmak, doğru konuşmak, doğru düşünmek, şeffaf olmak ve inanmaktır.

Bizler “Tehlikeyi doğrulukta görseniz de doğru olunuz” diyen emin bir peygamberin ümmetiyiz. Bizler peygamberine “Emr olunduğun gibi dosdoğru ol!” buyuran bir dinin mensuplarıyız.

Doğruluk nasıl bir hazine ise, yalan da bütün kötülükleri kaynadığı, kaynatıldığı bir kazandır. Yalancının mumu çoğu zaman, yatsıyı bırakın öğlene kadar bile yanmaz. Gerçekler eninde sonunda ortaya çıkar.

Şüphe ve kuşkulardan kurtulmanın en güzel yolu, doğrularla birlikte yaşamak, doğru olmak ve inanmak, hayata güzel bakmak ve Allah'ın yarattığı her şeye sevgi ve hoşgörü ile bakmaktır. Kendine güven duymaktır.

Şüphe ve kuşkulardan kurtulmanın en güzel yolu, şüphe ve kuşkuya, su-i  zanna vesile olacak, sebep olacak davranışlardan,  bizleri töhmet altında bırakacak hareketlerden uzak yaşamaktır.

Cumanız hayırlı, bereketli ve huzurlu olsun.

Selam ve dua.

                                             TAZİYE VE BAŞSAĞLIĞI

Karatay eski Milli Eğitim Müdürü Ali Ergun, Özel Elmas Anadolu Lisesi Müdürü İrfan Ergün ve emekli öğretmen Seyit Ergün'ün muhtereme anneleri Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur.

Merhumeye Allah'tan rahmet, yakınlarına da sabır ve başsağlığı diliyorum.

Teyzemizin mekânı Cennet olsun, kabri nurla dolsun.

 

                                                 GÜNÜN SÖZÜ

BİR İŞTE MİNNET KOLLANIRSA O İŞ, HAYIR OLMAKTAN ÇIKAR.

                                                                                                    Hacı Veyiszâde

KAMİL BİRCAN    29.01. 2016