Koronavirüs süreci ile birlikte maalesef ki sosyal medyada bazı düşünceler veya resimli mesajlar gözlerimizin için sokulmaya çalışılmakta ki bunların bana göre en cahilce olanı, imam resminin (imamdan kasıt İslam alimi) olduğu bir yerde artık sen sus bilim konuşsun şeklinde ifade edilmesi. Diğer görsellerin birkaçında ise tepkiyi azaltmak için belki de komple dinlerin tümüne karşı olunduğu için papaz ve haham resimleri ile imam resmi ve aynı ifade yer almakta. Dolayısı ile bugünkü yazım ekonomiden ziyade bu konu üzerine olacak. Başlıkta da dediğim üzere, söylemezsem çatlarım.  O yüzden farklı bir konu ile karşınıza geldiğim için şimdiden kusuruma bakmayın

ASLINDA YADIRGAMAMAK LAZIM

Neden mi? Şimdinin İslam alimleri maalesef tek taraflı olarak yetiştirilmekte. Diğer bir ifadeyle sadece dini ilimlerin tahsilini almaktalar.  Oysa ki eskinin İslam alimleri böyle miydi? Asla. Eski medreselerde hem dini ilimler hem de pozitif ilimler tahsil edilmekteydi. Yani dönemin İslam alimleri aynı zamanda pozitif ilimler (batı tabiridir) alanında iyi birer bilim adamıydılar ve tarihte birçok bilimsel buluşu gerçekleştiren kişiler olarak tarihe geçmişlerdi.

Bu birinci kısımdan sonra ise mevcut eğitim sistemimizde normal eğitim gören (dini tahsil yapmayanların) çocuk ve gençlerimize eskinin alimleri diğer bir ifadeyle bilim adamlarını genç nesle aktaramıyor yada aktarmıyoruz. Dolayısıyla eğitimde ne görüldüyse o kabul görüyor. Sonuçta da “geçmişe ve öze yönelik zorunlu cahillik” oluşuyor.  

Ama bir taraftan da yadırgamak lazım çünkü bu söylemlerin birçoğu da maalesef ki içeride biriken İslam’a olan bir düşmanlığın en ufak bir boşlukta tekrar yüzeye çıkarak kendini göstermesi o yüzden problemli olanda burası. Dolayısıyla bu paylaşımlar maalesef ki ikinci kısımda yer alan ve zorunlu cahil bırakılan (bahsedilen konularda) kesimde rağbet görüyor ve yönlendirmeler böylelikle başlamış oluyor.

O YÜZDEN

Yazımın bu kısmında, birkaç soru ve ilerleyen aşamalarda cevapları vererek ilerlemek istiyorum. Bu soru ve cevapları özellikle tıp alanında belirli çalışmalar yapmış (sayfa kısıdından dolayı birkaç adet)  ilklere imza atmış bilim adamlarından oluşmakta.

O ZAMAN BAŞLAYALIM

Bu kısmın diğer bir alt başlığı ise biliyor musunuz? Olsun.

  • Mikrobu ilk bulan bilim adamını biliyor musun? Hem de mikroskobun icadından çok ama çok önce
  • Kılcal damar sistemi kavramını ilk kez dile getiren ve ilk kanser ameliyatını yapan bilim adamını biliyor musun?
  • İlk katarakt ameliyatını yapanı biliyor musun?
  • Dış gebeliği tanımlayan ilk doktor olmasının yanı sıra, hemofilinin kalıtsal doğasını da belirleyeni biliyor musun?   
  • Kitapları Tıp literatüründe 600 yıl ders kitabı olarak okutulan bilim adamını biliyor musun?

CEVAPLAR NE OLAKİ?

  • Akşemseddin,  Mikrobu ilk bulan bilim adamı hem ehli tarikat hem de Fatih Sultan Mehmet Han’ın hocasıdır. Bilinenin aksine Louis PASTEUR’ den 400 yıl önce mikrobu bulmuştur. Hem de henüz mikroskop icat edilmeden. Hazret aynı zamanda öyle bir manevi büyük ki bugün İstanbul’da Eyüp Sultan hazretlerinin (Ebu Eyyüb El Ensarî’nin yerini de manevi olarak keşfetmiştir)  Bulunan yere bir türbe ve cami yaptırmıştır. Bugün Eyüp Camii adıyla anılır.

  • Batı dünyasında Holly Abbas olarak bilinen Ali Bin Abbas 1000 yıl önce ilk kanser ameliyatını yapan bilim adamıdır. Kendisinden önce yasayan Hipokrat (İÖ 460-377), Galen (İS.131-201) ve Oribasios (325-403) gibi ünlü doktorları eleştirmekle kalmamış, birçok yanlışlarını da bulmuştur. Aynı zamanda Kılcal kan damarları sistemini tıp tarihinde ilk kez ortaya koyan Ali bin Abbas olmuştur. Hipokrat ve ondan sonrakiler, çocuğun kendi hareketleriyle ana rahminden dünyaya geldiğini kabul ederlerken. Ali bin Abbas bu görüşü kökünden yıkmıştır. Doğum olayının bebeğin hareketleriyle değil, rahimdeki adalelerin kasılıp gerilmesiyle gerçekleştiğini keşfetmiştir.

  • Ammâr bin Ali el-Mevsılî, batı dünyası Ortaçağ karanlığındayken, dünyanın ilk katarakt ameliyatını yaparak tarihe geçmiştir. Ammar; göz anatomisi üzerinde durmuş; göz kapakları, saydam tabaka, göz merceği, göz bebeği, göz akı gibi önemli bölgeleri tanıtmıştır. Bu bölgelerin hastalıklarını anlatarak tedavisi hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir
     
  • Ebu'l Kasım El-Zehravi Dış gebeliği tanımlayan ilk doktor olmasının yanı sıra, hemofilinin kalıtsal doğasını da belirleyen ilk kişidir. Ortaçağ İslam Dünyası'nın önde gelen hekimlerinden olan Zehravi, Cerrahi'nin Babası olarak kabul görülür.  Zehravi'nin tıbba yaptığı en büyük katkı, 30 ciltten oluşan Kitab al-Tasrif (et-Tasrif) isimli eseridir.  Zehravi'nin kullandığı cerrahi alet ve uygulamalar, modern tıbba öncülük etmiştir. İcat ettiği cerrahi aletlerden bazıları günümüzde hala kullanılmaktadır.

  • Elbette ki İbn-i Sina, İslam dünyasının yanı sıra Avrupa’da da tanınmasını sağlayan El Kanun Fi’t Tıb (Tıbbın Kanunu) isimli eseridir.

PROBLEM NE PEKİ?

Aslında iki çeşit problem var. Günümüz eğitim sisteminin özellikle İslam ilimlerini tahsil edenlere pozitif eğitimlerin temeli verilmiyorken ve tarihsel bir okuma yapılamıyorken, diğer alanlarda yükseköğrenim görenlere ise İslam Bilim tarihinin temeli verilmemekte ve tarihsel okuma yapılamamakta.

GİDİŞAT İSE?

Birinci kısımda olanlar geçmişi bilmekte ama günü veya geleceği bilimsel anlamda okumakta sıkıntı yaşarken, diğer kısım ise günü ve geleceği anlarken, geçmişten beslenememekte ve özünden çok ama çok uzaklara gitmekte.

Bu durumu bilen fırsatçılar ise her bir boşlukta geçmişe ve manevi değerlerimize,  bazı zamanlarda üstü örtülü bazı zamanlarda da aşikâr bir şekilde saldırarak insanlarımızın kafasını karıştırmakta ve geçmiş ve özden insanımızı daha da koparmaya çalışmakta.

NOT: Hem tıp alanında hem de birçok bilim dalında ilkleri yapan birçok İslam alimi mevcutken, daha önceden ifade ettiğim üzere, sayfa sınırından dolayı birkaç tanesine yer verdim. Ayrıca bu yazı vesilesi ile dünyaca ünlü İslam Bilim Tarihçisi  Merhum Prof. Dr.  Fuat Sezgin hocamızı saygıyla anıyorum.

SONUÇ:  “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsin, ya nice okumaktır.” (Yunus Emre)