Ülke ekonomisinin en önemli sorunlarından birisi cari işlemler dengesinin açık vermesi. İsterseniz öncelikle mevcut verilerden gidelim

Şubat ayında cari işlemler hesabı 8,7 milyar dolar açık vermiş. Cari işlemler açığındaki en büyük kalem ise dış ticaret açığı. Şubat ayı dış ticaret açığı ise 10 milyar dolar. Burası sıkıntılı bir durum çünkü ihracat artışı karşısında ithalat artışı çok yüksek düzeylerde olduğu için bu açık ile karşı karşıya kalıyoruz

Son iki aylık performansa baktığımızda ise cari işlemeler dengesi 18,8 milyar dolar iken yıllık bazda ise 55,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Yıllık bazda baktığımızda ise son 10 yılın en büyük cari işlemler açığının vermişiz. Resmi net görebilmek 2022 yılında cari işlemler dengesi 15,4 milyar dolar iken 2023 yılında ise son on iki aylık 55,3 milyar dolarlık açığa ulaşmış

FAZLAYI NASIL VERDİK?

Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise 834 milyon dolar fazla vermiş.

NASIL AÇIKLAMALI?

Burada iki temel faktör var. Bunlardan birincisi enerji ithalatı. O zaman soralım,

  • Acaba enerji ithalatını önceden yapmıyor muyduk ki bu değerleri hariç sayıyoruz ya da
  • Dönemsel bir ithalat mı ki hesap içerisinde görülmemesi gerektiği algısı oluşturuyoruz.

Burada şunu bilelim ki Türkiye enerji ithalatçısı bir ülke ne yaparsanız yapın bunu yapacağız. Dolayısıyla buradaki hariç tutma argümanı gerçekçi değil.

Altın kısmına geldiğimizde ise olay biraz farklı çünkü dönemsel olarak artan bir unsur ve ilginç bir şekilde atlın ithalatı artış içerisinde. Burada şuna da dikkat etmek lazım altını biz dövizle alıyoruz yani ülkeden bir döviz çıkışı söz konusu dolayısıyla burada bir problem var

PROBLEM DERKEN?

Ekonomi politikası olarak dövizi sabit tutabilmek adına birçok politika uygulamaları getirilmekte. Bu durum bazı zamanlarda caydırıcı bazı zamanlarda ise özendirici olurken neden altın kapsamında bu tür önlemler alınmıyor? Mademki altın enerji gibi elzem bir ürün değil, dönemsel olarak artış trendinde hem de cari işlemler dengesini bu kadar olumsuz etkiliyor neden dönemsel olarak altın ithalatına belirli bir kısıtlama getirilmiyor?

DOLARA GEL DOLARA DERSEN?

Dolar ile maalesef ki böyle bir tahmin etme durumum yok ama bir problemden bahsetmek isterim.

  • Birincisi; Özellikle uluslararası kuruluşlar seçim sonrası dolar ile tahminlerini hep yükseleceği tahminlerinde bulunuyorlar Şimdi aklınıza şöyle bir soru gelebilir. Sonuçta bu kurumların işi bir nebze de tahmin yapmak değil mi? Evet haklısınız ama problem kısmı, mademki senaryo planlaması yapılıyor o zaman teknik olarak doların yükselmesini sağlayacak senaryolar yapılırken, hangi koşullarda doların sabit kalacağı ya da düşeceği senaryolar üzerinde tahmin yapılmıyor? Bu durumda şahsen bana problemli geliyor. Problemin adını koymak istersek de seçim sonrası için doların yükselmesi yönünde bir beklenti oluşturma i gayreti hissi uyandırıyor.

  • İkinci problem ise özellikle son zamanlardaki özellikle de uluslararası kuruluşların yukarı yönlü döviz tahminlerine ilaveten şu cümleler duyulmaya başladı. İhracat için rekabetçi kura ihtiyacımız var. Bunun açılımı ise değerli kur, düşük değerli yerel para demek. İkisinin bir arada aynı anda telaffuz ediliyor olması bana göre rastlantısal bir olay gibi gelmiyor. Ayrıca dış ticaret özelinde ülkemiz koşullarında yüksek kurun özellikle geçen seneyi baz alırsak ihracat artışından ziyade ithalatı azdırdığını ve sonucunda da dış ticaret açığı ve dolayısıyla cari işlemler açığını artırdığını söyleyebiliriz.

PİYASAYA BAKARSAK

Sırf bu algıların etkisinde kalarak firmalar daha ucuz dolar ile mal alabilmek için bu ay inanılmaz bir şekilde ithalat yapıyorlar. Nisan ayı ithalat rakamları açıklandığında hatta mayısın ilk iki haftası için açıklandığında bunu daha iyi anlayacağız.

SONUÇ: Başkalarının algıları ile hareket edersek hem kendi algılarımızı kaybederiz hem de genel olarak algı yeteneğimiz kaybeder ve yönlendirmelerin esiri oluruz.