Üzerinde yaşadığımız ülke dünyanın kıskançlığını üzerine çekecek derecede tarihi, kültürel ve doğal güzelliğe sahip. Fakat bizim bu güzelliğin farkında olmadığımız veya olsak bile bundan yeterince yararlanamadığımız aşikâr. 

TYB Konya Şubesi “Yazılacak çok şeyimiz var” sloganı altında yılda bir kez düzenlediği gezilerle üyelerinin bu açığını kapatmaya çalışıyor. Gezmek için seçilen bölgeler de nokta atışı yapılmışçasına mutlaka gezilip görülmesi gereken yerler listesinde ilk sıralarda yer alan şehirler.

Bu yıl da TYB Konya Şubesi Başkanı Hayri Erten liderliğinde, Selçuklu Belediyesinin desteği ile düzenlenen gezide Batı Karadeniz’in incileri diyebileceğimiz Karabük- Safranbolu ve Bartın- Amasra ziyaretlerini gerçekleştirdik. Bu gezimiz esnasında şehir belediye başkanları bizlere yakın ilgi gösterdiler. 

Karabük genelde Demir Çelik fabrikası ile ünlü olan bir ilimiz. Ancak hemen 8 km. yanında bulunan Safranbolu ile geçmişi günümüze taşıya, ziyaretçilerine geçmişten nağmeler sunan, o güzelim evleri ile atalarımızın zevk-i selim sahibi olduklarını torunlarına hatırlatan bir güzelliğe de sahip.

Geceyi Karabük Öğretmen Evinde geçirdik. Hava çok sıcaktı ama o devasa fabrikaların bulunduğu şehrin havası Konya’nın kışı kadar kirli değildi. 

Safranbolu için çok güzel bir tanıtım yapılmış ve Dünya Kültür Mirası kapsamına alınmış. Mesela hemen hemen aynı özellikleri taşıyan İzmir’in Tire ve Birgi ilçeleri aynı şansı yakalayamamış.

Demek ki “başarının sırrı inanmaktan ve çalışmaktan geçiyor” sözü doğru imiş. Safranbolu inanıp çalışarak bu gün ki konumunu yakalamış. Belki birçok ilimizde veya ilçemizde benzerleri olan bir kanyonu cam teras gibi orijinal makyajlarla cazip ve görülesi bir yer haline getirmişler. Bu alana koydukları ters ev ile ayrı bir cazibe merkezi oluşturmuşlar. Yapılan bu ve buna benzer işlemler Safranbolu’da bulunan bu kanyonu benzerlerinden farklı kılmış ve görülmesi gereken yerler listesine sokmuş. 

Bartın –Amasra ise daha farklı bir konuma sahip… Tarihi güzelliği yanında Tanrı vergisi doğal güzelliği ile de insanda farklı bir duygu uyandırıyor. Çok güzel koyları ile Karadeniz’in hırçınlığını dizginliyor. Ana kara ile hemen yanında bulunan adacık binlerce yıldır insanoğlunu yaptığı muhteşem bir köprü ile bir birine bağlanarak ayrılmaz bir ikili oluşturmuşlar. Hemen karşılarında bulunan Tavşan Adası köprü sayesinde kurulan bu muhabbete biraz özlem biraz da kıskançlıkla bakıyor gibi. 

Bizler de bu güzelliğe hem bizim ülkemizde bulunduğu için gururla hem de bizim şehrimizde yer almadığı için kıskançlıkla baktık. Ama elimizi uzatsak tutabileceğimiz kadar yakınımızda bulunduğu duygusu ile de mutlu olduk. 

Konyalı yazar ve ailelerinden oluşan ekip büyük bir uyum içerisinde, bölge hakkında ki bilgilerini paylaşarak bu geziyi tamamladılar. Bu geziyi organize eden TYB Konya Şubesi Başkanı prof. Dr. Hayri Erten nezdinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.