Günümüzde teknoloji gelişmekte ve teknolojinin üretmiş olduğu ekipmanlar da hem pahalı hem de özel kullanım gerekmektedir. Oldukça yüksek rakamlara temin edilen teknolojik alet ve ekipmanı özel eğitimini almış kullanıcılar kullanabilmektedir. Bu kullanıcılar bu ekipmanlarla ilgili birkaç aylık eğitim almak suretiyle ancak kullanıcı olabilmektedirler. O nedenle teknoloji kullanan işletmelerde ve tesislerde sürekli eğitime veya diğer nedenlerle de yeni personele ihtiyaç duyulmaktadır. Bu ihtiyacı karşılamak için bütün bakanlıklar belirli dönemlerde personel alım duyuruları yapmaktadırlar. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl Ocak ayı sonu ve Şubat ayının ilk günlerinde Sağlık bakanlığından 40.000 ve Tarım ve Orman Bakanlığından 7.158 sözleşmeli personel alım duyuruları yapılmıştır.

Sağlık Bakanlığından ve Tarım ve Orman Bakanlığından yapılan açıklamalar kısaltılarak aşağıda verilmiştir.

“Sağlık Bakanlığı 40 bin Personel Alımına İlişkin Açıklama; Bilindiği üzere, Cumhurbaşkanlığı tarafından Bakanlığımıza 30 bini sözleşmeli sağlık personeli, 10 bini de sürekli işçi olmak üzere, toplam 40 bin pozisyon/kadro ihdası yapılmıştır. 20 bin sözleşmeli sağlık personelinin alımına ilişkin kılavuz ÖSYM’ye gönderildi……. 10.348 hemşire, 1.600 ebe ve 6.604 Sağlık Teknisyeni/Sağlık Teknikeri ile psikolog, sosyal çalışmacı, biyolog, odyolog, çocuk gelişimcisi, diyetisyen, fizyoterapist, iş ve uğraşı terapisti, dil ve konuşma terapisti, perfüzyonist ve sağlık fizikçileri alımı yapılacaktır……. 40 bin kadro kapsamındaki 10 bin sözleşmeli sağlık personeli pozisyonu ile 10 bin sürekli işçi kadrosu için Mart ayı içinde ilana çıkılarak alım işlemi yapılacaktır. Sağlık hizmeti alacak vatandaşlarımıza ve sağlık camiamıza hayırlı olsun. Dr. Fahrettin Koca T.C. Sağlık Bakanı”.

“Tarım Orman Bakanlığı 7 bin 158 sözleşmeli personel alımı başvuru şartları neler; ÖSYM tarafından KPSS 2024/4 tercih kılavuzu yayımlandı ……Personel teminine dair başvuru şartları paylaşıldı. Tercihler ais.osym.gov.tr adresinden alınıyor. İşte, Tarım ve Orman Bakanlığı personel alımı 2024 detayları...….. Yapılan duyuruya göre, aralarında ziraat, gıda, su ürünleri, orman mühendislerinin de bulunduğu 5 bin 500 sözleşmeli personel, bin 500 tarım işçisi ve 158 tarım orman uzman yardımcısı alınacak…….denilip” başvuru şartları sıralanmaktadır”.

Değerli okuyucularım, Elbette ülkemiz büyümekte, nüfusumuz artmakta, yeni tesisler yapılmakta, yeni teknolojileri kullanacak bilgili eleman ihtiyaç duyulmakta vd. nedenlerle personel alımları yapılmakta ve yapılması da gerekmektedir. Sayılar belirlenirken bu hususlar mutlaka göz önüne alınmaktadır.

Ben burada bir başka hususa değineceğim, bu güne kadar yapılan duyurularda dikkatimizi çeken hep Sağlık Bakanlığının Tarım ve Orman Bakanlığından her zaman daha fazla sayıda personel alımı yaptığıdır. Elbette bu sayılar belirlenirken göz önüne alınan krıterler vardır.

Tarım ve Orman Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı görevlerine bakıldığında kısaca neler denilmektedir bir bakalım.

Sağlık Bakanlığının görevleri;Halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi, hastalık risklerinin azaltılması ve önlenmesi için çalışmalar yapmak. Teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerinin yürütmek. Uluslararası öneme haiz halk sağlığı risklerinin ülkeye girmesini önlemek. Sağlık eğitimi ve araştırma faaliyetlerini geliştirmek”.

Tarım ve Orman Bakanlığının görevleri;Bitkisel ve hayvansal üretim ile su ürünleri üretiminin geliştirilmesi, tarım sektörünün geliştirilmesi ve tarım politikalarının oluşturulmasına yönelik araştırmalar yapmak. Gıda üretimi, güvenliği ve güvenirliği, kırsal kalkınma, toprak, su kaynakları ve biyoçeşitliliğin korunması ile verimli kullanılmasını sağlamak. Bitkisel ve hayvansal üretim ile su ürünleri üretiminin geliştirilmesi, tarım sektörünün geliştirilmesi ve tarım politikalarının oluşturulmasına yönelik araştırmalar yapmak. Gıda üretimi, güvenliği ve güvenirliği, kırsal kalkınma, toprak, su kaynakları ve biyoçeşitliliğin korunması ile verimli kullanılmasını sağlamak” diye belirtilmektedir.

Halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi, hastalık risklerinin azaltılması ve önlenmesi için çalışmalar yapmak, üretilen gıdaların güvenliği ve güvenirliği gibi benzer amaçlar her iki bakanlığın görevleri arasında olmakla beraber ne kadar korunmakta ve gerekli tedbirler alınmakta olduğu tartışılabilir. Özellikle son yıllarda kanser vakaları artmıştır.

Kanser; anormal hücreler kontrolsüz bir şekilde büyüdüğünde vücudun hemen her organında veya dokusunda başlayabilen, normal sınırlarını aşarak vücudun bitişik kısımlarını istila eden ve/veya diğer organlara yayılabilen geniş bir hastalık grubudur.

Dünya Sağlık Örgütü'nün bir alt kuruluşu olan Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) küresel kanser yüküne ilişkin en son tahminleri, yani Dünya Kanser İstatistiklerini yayınlamış olup bu istatistiklere dayanılarak Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan’ın verdiği bilgilere göre; IARC Küresel Kanser Gözlemevi'nin bir parçası olarak çevrimiçi olarak erişilebilen GLOBOCAN 2020 veritabanı, 185 ülkede 36 kanser türü ve 2020 yılı için birleştirilmiş tüm kanser türleri için sıklık ve ölüm oranı tahminlerini vermekte, küresel kanser yükünün arttığı tahmin edilmektedir. 2020'de 19,3 milyon yeni vaka ve 10,0 milyon ölüm bildirilmiştir; 2018 yılında 18,1 milyon vaka ve 9,6 milyon ölüm bildirilmişti. 2012'te yıllık yeni kanser vakası sayısı 14.1 milyon iken, yıllık kansere bağlı ölüm sayısı 8.2 milyon idi. Dünyada her 5 kişiden biri yaşamları boyunca kansere yakalanır ve 8 erkekten 1'i ve 11 kadından 1'i kanser nedeniyle yaşamını kaybeder (Dünya Kanser İstatistikleri 2020).

Dünya çapında, 5 yıllık yaygınlık adı verilen kanser teşhisi konduktan sonraki 5 yıl içinde hayatta olan toplam insan sayısının 50,6 milyon olduğu tahmin edilmektedir.

Ülkemizde ise nüfus artmaya devam ediyor, buna paralel olarak yıllık yeni tanı alan kanser hasta sayısı da artıyor. 2018 yılında Türkiye nüfusu 81.916.866 iken, yeni vaka sayısı 210.537 ve kansere bağlı yaşam kaybı sayısı 116.710 olarak bildirilmiş iken 2020 yılında Türkiye nüfusu 84.339.067 iken, yıllık yeni kanser vaka sayısı 233.834 ve kansere bağlı yaşam kaybı sayısı 126.335 olarak bildirilmiştir. 

Erkeklerde en yaygın görülen ilk 5 kanser türü akciğer kanseri, prostat kanseri, kolorektal kanser, mesane kanseri ve mide kanseri idi. Erkeklerde görülen kanserlerin en az %40'ının sigara ilişkili olduğu tahmin edilmektedir.

Kadınlarda en yaygın görülen ilk 5 kanser türü meme kanseri, tiroid kanseri, kolorektal kanser, akciğer kanseri ve rahim kanseridir. Kolorektal kanserlerin hem erkekler hem kadınlarda en sık görülen 3. kanser olması dikkat çekicidir.

2020 yılında ülkelere göre yeni vaka sayıları ve vaka sıklığı görülebilir. Bu tabloya göre, ülkemiz vaka sıklığı açısından, yani yıllık her 100 bin kişi başına yeni kanser sayısı bakımından 50. sırada yer almaktadır.

Ülkemizde her on bin kanser hastasına düşen radyoloji uzmanı sayısı 190 iken cerrah sayısı 289.9, medikal fizik uzmanı sayısı 21.9 ve nükleer tıp uzmanı sayısı 25.6 olarak belirtilmektedir. ABD’de her on bin kanser hastasına düşen radyoloji uzmanı sayısı 182.6 iken cerrah sayısı 538.6, medikal fizik uzmanı sayısı 41.6 ve nükleer tıp uzmanı sayısı 18.3 olmuştur (2018 verileri).

Kanserin en büyük sebebi nedir?

Uzmanlara göre Kanserin en önemli Nedenleri: Yapısal nedenlerle birlikte kansere neden olan durumlar arasında genetik faktör, çevresel faktörler, yoğun güneş ışını, sigara-alkol tüketimi, kanserojen maddeye maruz kalma, kötü beslenme ve stres yer alır. Tüm kanser vakalarının sadece yüzde 5-10'u genetik kusurlara atfedilebilirken, geri kalan yüzde 90-95'inin kökleri çevreye ve yaşam biçimine dayandırılmaktadır. Beslenme düzenindeki bozulmalar, sigara ve alkol tüketimindeki yükselen ivme, hareketsiz bir yaşam, obezite, radyasyon, yoğun işlemden geçen gıdalar, GDO’lu ve hormonlu gıdalar, tarım ilaçları, sanayileşme ve değişen yaşam koşulları gibi etkenlerin dünyada kanser vakalarının görülmesindeki artışta büyük etken oldukları ve kanserin görülme oranının son yıllarda 12 kat arttığı belirtilmektedir. Soluduğumuz hava, yiyip içtiklerimiz, maruz kaldığımız yapay kimyasal manyetik toksik durumlar bunun en önemli sebepleridir.

Uzmanlar kanserin ülkemizde ciddi bir sorun olduğunun altını çizmektedirler. “Yapılan çalışmalarla kanserin yüzde 30'unun diyet alışkanlıklarıyla ilişkili oluştuğunu, bitkisel yiyeceklerin tüketiminin artırılması, et tüketiminin sınırlandırılmasını, alkol tüketiminin olmaması veya azaltılması, sebze ve meyvelerin tüketilmeden önce iyice yıkanmasını, kansere karşı tek tip beslenmeden kaçınmak ve doğal beslenmek gerektiğini tavsiye etmektedirler.

Kanser hastalıklarından Akciğer kanserinin yüksek oranda olmasının en önemli nedeni alkol ve sigaradır. Ziraatçıları ilgilendiren önemli neden ise beslenmemizde kullanılan temel gıda ürünlerimizdir. Bunlar yeterli ve herkesin rahatça ulaşabileceği miktarda ve sağlıklı üretilmekte midir? Bu soru iyi irdelenmelidir. Tarım ürünlerinde kullanılan gübre ve ilaçlar doğru ve yeterince kullanılmakta mı? Artan hastalık vakaları sanki bu soruların cevabında bazı olumsuz gelişmelerin olduğunu göstermekte gibi.

O halde insan sağlığını tehdit eden beslenmeye ve gıda üretimine önem vermemiz gerekmektedir. Daha sağlıklı gıda üretimine ulaşmamız için sahada daha fazla ziraatçıya, gıda mühendisi ve ilgi branşlarda personele ihtiyaç duyulmaktadır. İnsanları doğru ve yeterince beslemeliyiz ki hasta olmasınlar veya daha az hasta olsunlar. Böylece sağlık hizmet giderleri de azalsın, bu husus göz ardı edilmemelidir.  (Devam edecek)