BÜYÜKLENMEK KÜÇÜKLÜKTÜR

Meşhur fıkradır. Timur ile Nasrettin Hoca hamamda yıkanırken, Timur Hoca'ya tepeden bakarak sorar:

-“Söyle bakayım Hoca, benim değerim nedir?” Hoca tebessüm ederek

-“Beş akçe edersin.” der. Timur bu cevaba kızar, köpürür ve bağırır:

- “Hoca Hoca! Benim üstümdeki şu peştamal beş akçeden fazla eder” Hocamız hiç istifini bozmaz:

-“ İyi ya ben de onun değerini söyledim zaten” diye cevabını yapıştırır.

Günlük hayatımızda malıyla, parasıyla, elbisesiyle övünen nice insanlar görürsünüz. Sahip olduklarını elinden alıverin hiçbir şeyleri kalmaz.

Eşeğe, Ziya Paşa'nın dediği gibi altından semer vursanız yine eşektir. Kötü karakterli insana da en kıymetli elbiseleri giydirseniz de, o insan yine değişmez.

Hele asrımızın vebası olarak kabul edilen kibir ve gurur, kendini beğenme virüsü bulaşmış ise o insan en sevimsiz insan olmaktan asla kurtulamaz.

Evet, kibir, hasede, kıskançlığa, gurur ve bencilliğe, enâniyete sebep olan, kötülüklerin kaynağını oluşturan kalbî ve manevî bir hastalıktır.

Kibir, Allah'ın “Kibriya” sıfatından rol çalmaya çalışmaktır. Allah'ın sonsuz güç ve kudretiyle yarışmak, ben merkezli davranmak, haddini aşmak, kendisi gibi yaratılmış olan diğer insanlara tepeden bakmaktır.

Kibir, acziyetini unutup, elindeki mala, servete ve zenginliğe güvenmek, oturduğu makam ve mevkiden dolayı ya da sahip olduğu güzellikten dolayı başkalarına hava atmaktır.

Oysa, sahip olduğu zenginliği bir kıvılcım; sahip olduğu güzelliği ise bir sivilce silip süpürmeye hazırdır. Ya da Nemrut gibi zalimliği bir sivrisinek karşısında her zaman sıfırlanabilir.

Kibirli insan, sahip olduğu, elinde bulundurduğu malı, mülkü, serveti veya diğer zenginlik kaynaklarını kendi gayretiyle, kendi bilgisiyle, kendi emeğiyle elde ettiğini düşünür. Karşısında bulunan yoksulları, acizleri küçümsemeye yönelir. Sahip olduğu maddî üstünlüklerin oluşumundaki diğer sebep ve vasıtaları görmek istemez

Bu sebeple sahip olduğu zenginliğini başkalarıyla paylaşmak istemez. Vermekten uzak, yardım etmekten uzak bir yaşama biçimini tercih eder.

Kibir, bir bakıma içinde bulunulan konfor ve rahatlıkta ortaya çıkar, mahrumiyet, sıkıntı ve musibet zamanında değil.

Gerçi Hz. Peygamber (sav) “Üç sınıf insan vardır ki, Kıyamet gününde Allah, onlara rahmet nazarıyla bakmaz: Yalan söyleyen Hükümdar, Zina etmek isteyen ihtiyar ve Kibirlenen Fakir” buyurarak kibirli davranmanın, fakir insanlara hiç yakışmayacağını söylese de zenginlere de yakışmayan bir davranış biçimidir.

Kibir insanı sevimsizleştirir. Yalnızlaştırır. Kibirli insanı Allah da sevmez, insanlar da. Kibir kaçınmamız gereken toplumsal bir hastalığın virüsü gibidir. Bütün çağların vebasıdır.

Dünyada işlenen ilk ve son bütün cinayetlerin, haksızlıkların, kıskançlıkların, savaşların, ölüm ve öldürmelerin arkasında kibir vardır, gurur vardır, bencillikler vardır.

Şeytan'ı ilk secdeden, secde edip Allah'ın emrine uymaktan alıkoyan, kovulmuş bir varlık durumuna sokan en büyük sebep kibirli davranması değil midir?

Günümüzde bazı insanların da kulluk edememesinin ardında da kibirli davranmaları, yaratılışının başlangıcını düşünmemeleri değil midir?

Allah(c.c) Kutsal kitabında,Kur'an'da, İsrâ Suresi 37, ayette “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma, Çünkü sen ağırlık ve azametinle ne yeri yarabilir, ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin” buyurarak, kibirli olmayı, insanlara tepeden bakmayı, övünmeyi,  insanları küçümsemeyi yasaklamıştır.

“Kalbinde zerre miktarı kibir olan Cennet'e giremeyecek”buyuran Yüce Önderimiz de hayatında asla kibirli ve gururlu davranmamış, ashabına “Benden korkup çekinmeyin, Ben de sizin gibi kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum” buyurmuş, mütevâzi, alçakgönüllü yaşamanın zirvesine ulaşmıştır.

Toplumsal barış istiyorsak, kardeşçe yaşamak istiyorsak, huzur ve mutluluk istiyorsak, ne olduğumuzu ve ne olacağımızı unutmadan, kibir ve gururdan, kendi kendimizi övmekten uzaklaşıp mütevâzi bir hayata yeniden merhaba demeliyiz.

Yazımızı yine Kur'an'dan Lokman Suresi, 18. ayetiyle noktalayalım:

“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zira Allah, kendisini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez”

Selâm ve dua ile!

 

                                                                     GÜNÜN SÖZÜ

ÇOK İNSANLAR GÖRDÜM ÜSTÜNDE ELBİSE YOK, ÇOK ELBİSELER GÖRDÜM İİÇİNDE İNSAN YOK.

                                                                                                M. Celaleddin-İ Rumî