Savaşın affı, toleransı, birilerini ya da bir şeyleri göz ardı edişi yoktur. Bir kez başladı mı artık zincirini kırmış vahşi bir canavar misali önüne geleni tarumar eder. Dün bir görüntü izledim. İçim cız etti yüreğim yandı sadece izleyişimin ve müdahale edemeyişimin ezikliğini yaşadım ve bir insan olarak ve bir Müslüman olarak kendini bu sıfatlarla niteleyen cümlesi adına UTANDIM. Bu kadar nimet içinde yüzerken ve bu kadar rahat koltuğumda oturmuş çayımı yudumlarken bu görüntüyle yüzleşeceğime çoktan ölüp toprağa karışmış olmayı gerçekten çok isterdim. Bu da bir kaçış şekli belki ama elinizden bir şey gelmiyorsa böyle bir düşünceye kapılmak biraz da olsa masum görülebilir diye düşünüyorum. Ne de olsa ölüler mesul değildir!

Görüntüye gelince. Çin'de yaşanan zulüm- insanlık dramı- tabiri daha doğru olur. Çin'de Doğu Türkistan Türklerine yapılan işkenceler ne yazık ki bütün hızıyla sürüyor. Görüntüde bir Türkmen çocuğu, tahminen beş bilemediniz altı yaşlarında bir hayvan gibi boynundan ip benzeri bir şeyle bağlanmış. Ayağında eski terlikler, sırtında yıpranmış bir tişört korku dolu gözlerle karşısındaki canilere bakıyor. Ağlamaktan dahi korkar bir hali var ki tepkileri birbirine karışmış durumda. Karşısında benim gördüğüm iki kişi var -tabi bunlara kişi demek kişiye hakaret olur- iki cani var. Önce masum yavruyu acımadan tekme ve tokat yağmuruna tutuyorlar. Çocuk minik elleriyle kendini korumaya çalışırken korku ve panik havası gözlerinden okunuyor. Sonra bu söz konusu mahlûklar birer sigara yakıp çocuğun üzerine yürüyor, onu hem yakmakla korkutup hem de tişörtünün yakasında içeriye yanan sigaraları bırakıyorlar. Bu zulüm aralıksız sürüyor bir yandan minik ellerine, çelimsiz kollarına yanan sigara basarken bir yandan da vücuduna atıyorlar. Olay daracık bakımsız bir odada geçiyor. Çocuk kaçmaya çalışıyor fakat nereye kaçsın? Korku, dehşet ve çaresizlik içinde bir köşeye sinip için için ağlıyor. Ben bu videoyu izlerken sesini açamadım ne biliyim o görüntünün ardından bir de zavallının ağlamalarını duymayı yüreğim kaldırmadı.

 Bu zulmü yapanlar nasıl yaptı? Bu videoyu çekenin elleri acaba titremedi mi? Peki dünya; peki insanlık yattığı ölüm uykusundan ne zaman uyanacak? Dini yüzünden, ırkı yüzünden hangi insan bu muameleyi hak eder? Hele de bu masum bir yavruysa. Başta da değindiğim gibi savaşın gözleri kör kulakları sağır azgın bir canavardan farkı yok.

Buradan Cumhurbaşkanı ve Başbakana sesleniyorum. Sayın Cumhurbaşkanım ve Sayın Başbakanım; Bu insanlar bizim soydaşlarımız. Hepimiz biliyoruz ki onlara Türkiye'den başka hiçbir ülke yardım etmeyecek. Bu masum insanlara; hem Türk hem de Müslüman olan ata yadigârı insanlarımıza yardım için acilen harekete geçerek gereken ne ise yapalım. Yapalım ki o masum çocuk öbür dünyada yakamıza yapışmasın. Türkiye'miz gönlü zengin insanların memleketidir. Darda kalmışlara yardım etmekten, kol kanat germekten geri durmaz. Soydaşlarımıza sahip çıkalım. Çin'den onların Türkiye'mize gelmeleri için izin talep edelim. Küçük büyük hepsini bu zulümden kurtaralım.

İnsan dünyada Allah'ın Halifesi olarak yaratılmıştır. Bir yerde zulüm varsa oraya müdahale etmek ve elinden geleni yapmak bir insanlık görevi ve borcudur. Kulak tıkamak ve seyirci kalmak insanlığa yakışmaz. Ey insanlar gevşemeyin ve üzülmeyin zira Yüce Yaratıcı zulme mühlet verir fakat asla ihmal etmez. Koca Akif'in her mısraından hakikat fışkıran ölümsüz şiiri yıllar öncesinden sanki bugünlere seslenir;

 Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; 
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. 
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!
-Boğamazsın ki! 
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım. 
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; 
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. 
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale; 
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale! 
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? 
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum! 
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim, 
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim! 
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım. 
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım! 
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu... 
İrticaın şu sizin lehçede manası bu mu? Duyarlı olmak ve sesimizi, bu masumların seslerini herkese duyurabilmek dileğiyle!

Sürç-i lisan ettikse affola.