YENİGÜN'ÜN GÖRKEMLİ AÇILIŞI VE BASIN HÜRRİYETİ

Yenigün Gazetesi yeni yerini Cumartesi günü görkemli bir törenle açtı. Çok sayıda Devlet erkânının yanı sıra siyasîlerin ve basın yayın organlarının ilgi gösterdiği açılışa sade vatandaşların da iştirak etmesi ayrıca anlamlıydı.

Yenigün Gazetesi pek çok mahallî gazeteye göre çok yeni. Ancak Konya'nın ilk etapta akla geliveren hatırı sayılır gazeteleri ile yarışıyor ve yakın bir gelecekte zirveye oturacağa benziyor. Açılışta bunun sinyalleri net bir şekilde alınıyordu.

Biz de bu vesile ile tekrar hayırlı olsun diyor ve başarılarının devamını diliyoruz.

Bize göre basın, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Çünkü demokratik toplumlarda halk dört – beş yılda bir oy vererek “görevimi yaptım” deyip kenara çekilmez. Seçtiklerini denetler, yanlış yapanlar olursa uyarır, eleştirir, gerekirse tepki gösterir hatta yargı yoluna başvurur. Sandıktan çıkanların bu şekilde denetlenemediği toplum, demokratik bir toplum olamaz.

Böyle bir denetim mekanizmasının kurulabilmesi için öncelikle halkın, yöneticilerin faaliyetlerinden haberdar olması gerekir. Ne olup bittiğini bilmeli ki tavrını ona göre belirlesin. Doğruları desteklesin, yanlışları eleştirsin.

Bunun için halkın tam ve doğru bir biçimde bilgilendirilmesi gerekir. Eksik ya da yanlış bilgi, sağlıklı bir iradenin oluşmasına engel olur. Böyle bir iradeye ise millî irade denemez.

İşte basın bunun için önemlidir. Halkın en önemli bilgi kaynağı basın yayın organlarıdır. Bunun için demokratik ülkelerde basın hürriyeti anayasalar tarafından teminat altına alınmıştır. Bunun için basın sansür edilemez. Bunun için basının belli grupların tekelinde olmaması için kanunlar çıkarılır. Bunun için basının yaptığı iş bir çeşit kamu hizmetidir. Ve bunun için totaliter rejimlerde basın hürriyeti yoktur; basın yürütmenin kontrolündedir.

Demokratik bir yönetim için, demokrasi kültürünün yerleşmesi ve gelişmesi için basının özgür olması şarttır. 

Basın, baskılara direnebildiği ölçüde özgürdür. Ancak ülkemizde basının ne kadar özgür olduğu tartışmaya açıktır. İnternete düşen ses kayıtlarından sonra Fatih Altaylı'nın, CNN Türk'te, 5N1K programında söyledikleri tüylerimizi diken diken etti. “Yıllardır baskı var diyorduk, baskı daha nasıl olacak?” diye soruyordu Altaylı. Daha da korkuncu, “size baskı yok mu? Ben baskıya maruz kalmadım diyebilen gazeteci var mıdır?” sorusunun da cevapsız kalması hatta programın sunucusu Cüneyt Özdemir'in başıyla ve biraz da ağız ucuyla tasdik etmesiydi.

Bu olaylar basının ne denli önemli olduğunu, ne denli kutsal bir görev ifa ettiğini bir kez daha gösterdi.

Evet, basın kutsal bir kamu görevi ifa etmektedir. Ancak basın yayın organları, kendi ekonomik ya da siyasî çıkarlarını korumak için değil, halkı aydınlatmak, doğru bilgilendirmek için yayın yapıyorsa, yalan haberden uzak duruyor, ilkeli ve tarafsız yayın yapıyor, baskılara direniyorsa, o zaman bu görev kutsal bir görevdir.

Ancak bu amacın dışına çıkılmışsa, şahsî çıkarlar ya da siyasî hesaplar uğruna bazı insanlar haksız yere karalanıyorsa, o zaman basın bir fitne yuvası, dedikodu kazanı, demokrasi katili haline gelir. Bunu yapanlar hukuken suç işlemiş, dinen de iftira etmiş olurlar. Böyle bir basının savunulacak hiçbir tarafı olamaz.

Yenigün Gazetesi İnşallah Konya'mızda özgür ve tarafsız basının sesi olacaktır. Biz o istidadı gördük. İnşallah yanılmayız. Temennimiz, belli çevrelerin ve siyasîlerin sesi değil, milletin sesi olarak yoluna devam etmesidir. Böyle bir gazetecilik elbette kutsal bir iştir. Ve böyle bir misyonu üstlenenler, yolları çileli de olsa er ya da geç zafere ulaşırlar.

Bu vesileyle Yenigün gazetesinin değerli yöneticilerini, çalışanlarını, yazar kadrosunu tekrar tebrik ediyor, yeni binalarının ve hizmetlerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum.