Son yıllarda ülkemizde hekimlere yönelik şiddetin önüne yeterince geçilemediğine dikkat çeken Konya Tabip Odası Başkanı Dr. Eyüp Çetin, “Son yıllarda sağlıkta şiddet en çok karşılaştığımız sorunlardan birisidir.  2020 yılında yürürlüğe girin sağlık çalışanlarına karşı şiddetin önlenmesi yönelik 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda değişiklik öngören yasal düzenleme ile yapılmıştır. Kanun düzenlemeleri, Türk Ceza Kanunu’na eklenecek maddeler ile yapılmalıdır. Bu durum yasanın uygulanması konusunda tereddütlere neden olabilmektedir. Hekim ile hâkim arasında yasaların uygulama farklılıkları bizleri tedirgin etmektedir. Hekime kafa atan sağlık teröristi serbest bırakılırken, hâkimin arabasına dokunanın tutuklanması kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Bunun yanında mevcut maaşların enflasyon karşısında değerinin korunması sağlanmalıdır. Ekonomik olarak kendine yeten, mesleğe başladığı halde kardeşinden ve babasından harçlık almayan, yaşam standardını koruyan bir ücret politikası oluşturulmalıdır” dedi.

ÖZEL SAĞLIK SEKTÖRÜ 300 BİN BİN KİŞİYİ İSTİHDAM EDİYOR

Konya Tabip Odası Başkanı Dr. Eyüp Çetin, özel sağlık sektörünün ülkemizde 300 bin kişi istihdam ettiğini ifade ederek, “Konya’da odamıza kayıtlı bin 200’zün üzerindeki hekim vardır. Bu hekimlerimiz kamu da ve özel hastanelerde çalışmaktadır. Özel sektörde çalışan hekimlerimizin birçoğu müteşebbis ruhlu insanlar olduklarından muayenehane de bile çalışsalar, yanlarında en az iki ailenin kazanç kapısıdır. Özel sektörde bu gün ülkemizde, 300 bin kişi özel sağlık sektöründen kazanç temin etmektedirler. Özellikle özel sağlık sektörü sağlık turizmi ile ciddi bir döviz girdisi sağlamaktadır” diye konuştu.

SALGINA KARŞI AŞINIZI YAPTIRIN

Salgın karşısında insanları uyaran Dr. Eyüp Çetin, “Omicron varyantının ağırlığını hissettirdiği, günlük vaka sayısının 100 binlere dayandığı şu günlerde, aşısız olanların aşılarını yaptırmalarını, kalabalık ortamlarda bulunmamalarını, eksik aşıları var ise; acilen hatırlatma dozunun yaptırılmasını,  hasta olduklarında PCR yaptırmaktan çekinmeden etrafını korumalarını öneriyorum.”

Konya Tabip Odası Başkanı Dr. Eyüp Çetin’le sağlık hizmetlerinde hekimlerin yaşadığı sorunları ve çözüm yollarını konuştuk.  

Dr. Eyüp Çetin Kimdir? Bize kendinizden bahseder misiniz?

1965 Yılında Konya’nın Akören ilçesinde doğdum. 1989 Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldum. Kamu hizmetime Rize’de mecburi hizmetimle başladım.1991-1993 Konya’da Muhtelif Sağlık Ocaklarında Sorumlu Tabiplikler ile 1994-1996 Konya Sağlık Müdürlüğü Şube Müdürlükleri, 1996-1998 yılları arasında personel ve idari mali işlerden sorumlu Konya Sağlık Müdür Yardımcılığından sonra 1 Haziran 1998 tarihinde özel sektöre geçtim.1998-2012 Özel Selçuklu Hastanesi kurucu yönetim kurulu üyeliği ve başhekimliği, 2012-2016 Özel Medova Hastanesi mimari proje danışmanlığı ve icra kuru üyeliği, son bir yılında kurucu başhekimliği, 2017-2019 Özel Akademi Konya Hastanesi Başhekimliği, 2019 Ağustos ayından itibaren Meram Akademi Hastanesi Başhekimliği ile birlikte Konya Tabip Odası Başkanlığı görevini yürütmekteyim. Mesleğe başladığım tarihten itibaren iş deneyimlerim sırasında aşağıdaki sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerinde gönüllülük esası ile faaliyetlerde bulundum. Sosyal Araştırma Dayanışma Vakfı Başkanlığı, Türk Kanser Araştırmaları ve Savaş Kurumu Derneği Konya Şube Başkanlığı, Türk Tabipler Birliği Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyeliği ve genel merkez delegeliği ve Dünya Yetimler ve Eğitim Vakfı Konya Şubesi Kurucu Başkanlığı görevlerin de bulundum.  Halen Özel Hastaneler Platformu Denetleme Kurulu üyeliği ve Türk Kanser Araştırmaları ve Savaş Kurumu Derneği Konya Şubesi yönetim Kurulu Üyeliği ve Akören SEVDER (Sağlık Eğitim, Vefa Derneği)  Yönetim Kurulu Üyeliği görevinde bulunuyorum. 2015 yılında AÖF Sağlık Kurumları Yöneticiliğini bitirdim. Evli, 3 çocuk babasıyım.

Odanızın kuruluşu, hizmetleri hakkında bilgi verir misiniz?  Kaç üyeniz var?

Konya tabip odası olarak hekimlerimizin özlük haklarını korumak, geliştirmek, adına resmi kurumlar ile yazışmalar yapıyoruz. Hasta ve hekimler arasında olan olumsuz diyalog ve ilişkilerde düzenleyici ve önleyici faaliyetlerde bulunuyoruz. Odamızın Bin iki yüz civarında üyesi var. Kamu da çalışan hekimlerin üye olmak zorunluluğu olmadığı gibi, özel sektörde çalışan hekimlerin odamıza üyelikleri zorunludur.

Üyelerinizin Konya ekonomisine ve istihdamına olan katkısı hakkında neler söylersiniz?

Özel sektörde çalışan hekimlerimizin birçoğu müteşebbis ruhlu insanlar olduklarından muayenehane de bile çalışsalar yanlarında en az iki ailenin kazanç kapısı durumundadırlar. Özel sektörde bu gün ülkemizde 300 bin kişi özel sağlık sektöründen kazanç temin etmektedirler. Özellikle özel sağlık sektörü sağlık turizmi ile ciddi bir döviz girdisi sağlamaktadır.

Odanızın hizmet kalitesinin artırılması için ne gibi çalışmalar yapmaktasınız?

Hekimlerimizin Pandemi ortamında mücadele gücünü artıracak, onure olmaları ve mesleğe saygınlığın artırılması için sosyal medya ve açık hava reklamları ile odanın devamlı yanlarında olduğumuzu gösteren çalışmalar yapıyoruz. Hekimleri ilgilendiren konularda tüm kurum ve kuruluşlar ile birebir ziyaretlerimizle görüşmeler, yazışmalar yaparak sorunlarımıza çözüm arayışımız devam ediyor.

Size bağlı olan üyelerinizin kurumsallaşması yönünde ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

SGK ve diğer resmi kurumlar ile olan münasebetlerinde aracı olarak çözüm ortaklığı yapıyoruz. Yasa ve yönetmeliklerle ilgili kolay adapte olmaları için danışmanlık yapan kurumlarla hekimlerimizi buluşturuyor, daha ekonomik ve hızlı hizmet alınmasını sağlamaya çalışıyoruz.

Üyelerinizin mesleki eğitimleri konusunda neler yapmaktasınız?

Pandemi nedeniyle fazla bir eğitim faaliyetimiz yok fakat zaman zaman zoom ortamında alanında uzman arkadaşlarımız yardımı ile belli konularda toplantılar düzenlenmektedir.

Pandemi sürecinde oda ve üyeleriniz nasıl bir hizmet veriyor?

Üyelerimizin yoğun mesaileri devam etmektedir. Normal zamanlarına göre risk ve mesaileri iki kat artmış durumdadır. Ama hiç bir hekim arkadaşımız bu fedakârlıktan geri durmamaktadır. Konya Tabip Odası yönetimi olarak yazılı ve görsel medyada pandemiye karşı düzenli olarak halkımızı bilgilendirme yaparak bilinçlenmeleri ve bu pandemi sürecinden en az zararla çıkmalarını sağlamaya çalışıyoruz.

Pandemi sürecinde ve ekonominin giderek zorlaşmasıyla üyelerinizin yaşadığı sorunlar nelerdir? Size göre çözümü nasıl olmalıdır?

Özellikle sağlık çalışanı olarak hekimlerimiz fazla nöbet ve mesai yapmaktadırlar. Enfeksiyon bölümlerinde çalışan hekim arkadaşlarımız aileleri ile münasebetlerini minimuma indirmek zorunda kaldılar. 1. dalga ve pandeminin ilk aylarında kalacak yer sorunu ile karşı karşıya kaldık. Diğer branş uzmanları ise hiç alışık olmadığı halde CORONA tedavisine görevlendirildiler. Kendi branşları ile ilgili hastalarının hastanelere kabul edilmemesi ile şimdilerde başka problemler ile mücadele etmek zorunda kaldılar. Mesela anne ve bebek ölümleri pandemi döneminde 3 kat artmış durumdadır. Meslektaşlarımız bu tip problemlerin getirdiği sorunlarla mücadele etmek zorunda kalmaktadır. İki üç yıldır pandemi ile mücadele eden hekimlerimize medyadan verildiği söylenilen ücretlerin hiç biri uygulamada söz verildiği gibi yerine getirilmemiştir. Bu durum ücretlerinin asılsız bir şekilde kamuoyu önünde tartışılmasına sebep olduğu için hekimlerimizi olumsuz yönde etkilemiştir. Canını dişine takarak Pandemi mücadelesinde ön safta olan hekimlerimize yönelik şiddet artarak bu dönemde de devam etmiştir. Sağlıkta Şiddet için çıkarılan yasaların Türk Ceza Kanunları kodlarına işlenmediği için mahkemeler arasında uygulama farklılıklarına sebep olduğu gibi adalet tecelli etmemektedir.  Malpraktis Yasasının gözden geçirilerek, Türkiye gerçeklerindeki maaşlar ile uyumlu hale getirilmeli ve ihtisas mahkemelerinin de bu iş için görevlendirilmesi doğru olacaktır.

Hükümetten ve Konya yöneticilerinden beklentileriniz nelerdir?

Hekim maaşları tartışmasız bir şekilde ikinci bir ek iş aramaya gerek kalmayacak şekilde düzenlenmelidir. Çalışırken değişik isimler altında aldığı ücretlerin tümü emekliliğe esas alınacak düzenlemeler yapılmalıdır. Hekimin emekliliğinde hayat standardını koruyacak bir emekli maaşı düzenlemesi yapmasını merkezi hükümetten beklentimizdir. Üniversitelerimizde Pandeminin yükünü çeken uzmanlık eğitimi alan asistan hekimlerin çalışma şartları hiç bir iş kolunda olmadığı kadar kötü durumdadır. 36 saate varan aralıksız nöbetler hayatı bezdirici nitelikte olduğu gibi karşısındaki hastaya belli bir saatten sonra faydası dokunmayacak noktaya gelmektedir. Bu olağan üstü gayrete ödenen nöbet ücreti komik rakamlarda kalmıştır. Yerel yönetimlerimiz ve idarecilerden hekimlere anlayışla yaklaşmalarını bu Pandemi döneminde günlük vaka sayısının 36 binleri bulduğu bu günlerde tedbir alıyormuş gibi yapmak milletimizi kandırmak olur. Problemin büyüklüğü tam manası ile ortaya konularak vatandaşın duyarlı davranması sağlanmalıdır.

Salgının önüne geçilmesinde aşının önemi nedir? İnsanlara neler önerirsiniz?

Aşının salgın hastalıklarda tek çıkış yolu olduğunu bu dönemde defalarca söyledik. Buna rağmen Konyalı hemşerilerimiz aşıya karşı mesafesini hep korudu. Bunu üzülerek izledik. Türkiye haritasına baktığımızda aşı konusunda batıdaki en kötü il Konya olduğunu görüyoruz. Bu eksik aşılamaya rağmen ateşi söndürmede en etkin yolun aşı olduğunu hep birlikte görmüş olduk.

Salgının devam ettiği süreçte insanlar en çok nelere dikkat etmeli ve neler yapmalıdır?

Omicron varyantının ağırlığını hissettirdiği, günlük vaka sayısının 100 binlere dayandığı şu günlerde aşısız olanların aşılarını yaptırmalarını, kalabalık ortamlarda bulunmamalarını, eksik aşıları var ise acilen hatırlatma dozunun yaptırılmasını,  hasta olduklarında PCR yaptırmaktan çekinmeden etrafını korumalarını öneriyorum.

Yaşadığınız en önemli sorunlar nelerdir? Sizce bu sorunlar nasıl çözüme kavuşturulmalıdır?

Burada ifade edemeyeceğimiz kadar problemle boğuşarak sağlık hizmeti üretiyoruz. Ancak kısaca maddeler halinde sıralayacak olursak; öncelikle son yıllarda sağlıkta şiddet en çok karşılaştığımız sorunlardan birisidir.  2020 yılında yürürlüğe girin sağlık çalışanlarına karşı şiddetin önlenmesi yönelik 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda değişiklik öngören yasal düzenleme ile yapılmıştır. Kanun düzenlemeleri, Türk Ceza Kanunu’na eklenecek maddeler ile yapılmalıdır. Bu durum yasanın uygulanması konusunda tereddütlere neden olabilmektedir. Hekim ile hâkim arasında yasaların uygulama farklılıkları bizleri tedirgin etmektedir. Hekime kafa atan sağlık teröristi serbest bırakılırken, hâkimin arabasına dokunanın tutuklanması kabul edilebilir bir yaklaşım değildir. Bunun yanında mevcut maaşların enflasyon karşısında değerinin korunması sağlanmalıdır. Ekonomik olarak kendine yeten, mesleğe başladığı halde kardeşinden ve babasından harçlık almayan, yaşam standardını koruyan bir ücret politikası oluşturulmalıdır. Sosyal Güvenlik Ek Ödemeleri tüm hekimleri verilmelidir. Emekli Sandığı emeklisi hekimler için verilen sosyal güvenlik primlerinin, emeklilikten sonra başka bir kurumda sigortalı olarak çalışmaya devam eden hekimlerimizden kesilmesini doğru bulmadığımız gibi, SGK’ dan emekli olan hekimlerimiz için de aynı ödemenin verilmesi hekimler arasındaki fırsat eşitliğinin tesisi için önemli görüyoruz. Bunun yanında emekli maaşları yeterli hale getirilmelidir. Döner sermaye, ek sabit vs. başlığı altında çalışırken verilen tüm ücretlerin emekliliğe esas olacak bir düzenlemeyi hak ettiğimizi düşünüyoruz. Ciddiye alınmaması gereken şikâyetler tüm hekimlerin mesaisini meşgul eder duruma gelmiştir. Bu yüzdende Cimer’e yapılan şikâyetlerde hekime iletilmeden soruşturma açılmadan belli komisyonlar veya idarecilerce süzgeçten geçirilmelidir. Haksız yere şikâyette bulunan şahıslara “İftira” suçlamasıyla kamu davası açılmalıdır. Diğer taraftan Asistan hekimlerin; emeklerinin karşılığını alabildikleri, çekirdek eğitim müfredatına uygun, tüm süreçlerde söz sahibi oldukları, eğitimlerine dâhil olmayan işlerde (angarya) çalıştırılmadıkları, nitelikli bir uzmanlık eğitimi almalarını talep ediyoruz.  Hekimlerin ÇALIŞMA KOŞULLARININ, insan haklarına uygun ve mesleğin ideal olarak icra edilebileceği biçimde, kanunda açık bırakmadan yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz. Ayrıca nöbet saatinin uluslararası norm ve hukuklara uygun bir şekilde belirlenmesini ve ayrıca mevcut pandemi koşulları göz önüne alınarak 130 saatten fazla nöbet yazılması durumunda hekimlerin bu özverilerine uygun nöbet ücretlerinin ödenmesini istiyoruz. Aile Hekimlerimizin de sorunları var. Mevcut durumda her kurum, bakanlık, özel vatandaş uydurma bir rapor talep edebilmektedir. Niçin istendiği belli olmayan, neye bakılacağı belli olmayan yüzlerce rapor talebi vardır. Hekim imzalı raporların saygınlığının ve içeriğinin bozulmasına neden olmuştur. Bu konuda acil düzenlemeler yapılması elzemdir. Bu konu sağlıkta şiddetin en büyük sebeplerinden biridir. Çözüm olarak bakanlığımıza danışılmadan hiçbir kurum, bakanlık veya özel kişiler mevzuatlarına rapor talebi ekleyememeliler. Bakanlığımız ile ilk başta niçin istendiği, gerekli olup olmadığı, eğer gerekli ise nelere bakılarak verileceğinin bir algoritması yapılmalıdır. Bu vatandaşlarımızın ve hekim arkadaşlarımızın, kurumların keyfi taleplerinden dolayı mağdur olmalarının önüne geçecektir.  Hekimlerimiz gelir kaybından dolayı olumsuz etkileniyorlar. Hem cari giderlerin hem de hak edişlerin ekonomik güncellemeleri konusunda yaşanan eksiklikler artık aile hekimlerinin yaşam ve çalışma standartlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Yeni yürürlüğe giren sözleşme ödeme yönetmeliği ile de olanı da kaybetmek tehdidiyle karşı karşıya kalınmış olup, bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılması elzemdir. Personel gideri asgari ücrete son yıllarda verilen enflasyon üzeri zamlar sayesinde çok artmış, cari gidere verilen zamlar artık bu giderin karşılanması konusunda yetmemeye başlamıştır. Cari giderlere yapılacak olan zam normal enflasyon farkı kadar olur ise 2022 yılında birçok personel işten çıkarılma tehdidi altında kalacaktır. Çözüm olarak cari gider ödeneği en az %50 oranında arttırılmalıdır. Yeni Sözleşme Ödeme Yönetmeliği ve İçeriği konusunda, Yürürlüğe giren yönetmelikte pozitif performans olarak değerlendirilen HYP ile kronik hastalık takiplerinin yapılabilir olmaktan çok uzak olması neticesinde izlem ve taramaların detaylandırılmasında bilimsel, pratik, ölçülebilir ölçütlerden uzak olarak gereksiz detaylarla meşgul olunması aile hekimlerinin kronik hastalık izlemleri konusunda HYPY karşı direnç oluşturmuştur. Yaşayacakları hak kayıpları da cabası olarak görülmektedir. Bir taramada en az 30 dakika sürmektedir. Mevcut nüfuslar 2700 e çekilse bile, günlük poliklinik sayıları ve her yıl eklenen yeni koruyucu sağlık hizmetleri de düşünüldüğünde bunun yapılabilmesinin imkânı yoktur. Kamuya ait Sağlık Merkezlerinin kiraları oldukça yüksektir.  İl Sağlık Müdürlükleri, belediyeler veya hazine, aile hekimlerinden ne koparırsak kardır mantığında yaklaşmaktadır. Kiralarda bir standart oluşturulmadığından haksız ve adaletsiz kira bedelleriyle aile hekimlerini karşı karşıya bırakmıştır. Lira artışları yapılabilecek zam oranının en üst kademesinden yapılmaktadır. Lakin bu masrafın ödendiği cari gider ödeneği memur zammı kadardır. Çözüm olarak aile hekimlerinin de kamu hizmeti verdiği unutulmamalı, yapılacak zamlar para kazanmak üzerine kurgulanmamalıdır. Bu tarz keyfi veya inisiyatif alamamaktan kaynaklı sıkıntılar yapılacak bir genelge ile düzenlenmelidir. Aile sağlığı hizmetlerinde eleman eksikliği hat safhadadır. Tüm Türkiye genelinde ihtiyaç hat safhadadır.  Çoğu yerde maaş azlığından dolayı, bir kısım yerde de idarelerin PDC doluluk oranı tutuyor olsa bile personel vermek istememelerinden kaynaklı sıkıntılar hizmetin devamlılığını aksatmaktadır. Çözüm olarak kamu dışı ASÇ alım sayısı acilen arttırılmalıdır. Aile hekimleri izinlerinde sorun yaşamamaları gerekir. Çoklu birimlerde vekâletsiz izin hakkının bulunmaması ve vekâlet bulunamadığı zamanlarda hak edişlerdeki kesintiler, aile hekimlerinin aslında yıllık izinlerinin olmadığı, hak edişlerinin kesilmemesi için 11 ayda 12 aylık iş yaparak aslında taşeron gibi çalıştığını ortaya çıkarmaktadır. Çözüm olarak TSM hekimlerinin yetersizliği göz önüne alındığında, izne çıkan personelin yerine TSM den görevlendirme yapılması imkânsızdır. Bu sebepten aile sağlığı merkezi içi görevlendirme mecburidir. Ancak bu görevlendirme yapılırken izne ayrılan personelin maaşından kesilmemeli, yerine bakarak fazladan efor sarf eden personel maddi anlamda ödüllendirilmelidir. Aile Hekimliği Nezdinde Hekimlik Onur ve İtibarına Karşı İşlenen Suçlarla ilgili,  sağlıkta şiddetten tutun da aile hekimleri arasında nüfus kargaşasının da tetiklediği hasta-doktor ilişkileri her geçen gün saygı ve sevgiden uzaklaşmaktadır. Bununla ilgili olarak öncelikle sağlıkta şiddet konusunda caydırıcı cezaların çıkarılması, A.S.M ve aile hekimliği güvenliğinin sağlanması elzemdir.  Aile hekimi değiştirilmesi kolay olmamalıdır. Hastaların talep ettiği uygunsuz ilaç yazdırma, gereksiz rapor alma konusundaki haksız talepleri ile aile hekimleri sık sık karşılaşmaktadır. Bu yasal olmayan talepler yerine getirilmediği zaman, hasta anında aile hekimini değiştirebilmektedir. Aile hekimi değiştirme bu kadar kolay olmamalıdır. Mevcut yasalara göre 1 hasta 3 ayda bir hekim değiştirebilmektedir. Hastaya yılda 1 defa değişiklik hakkı verilmeli ve bunun üzerindeki değişiklik hakkı mahalli sağlık otoritelerine bırakılmalıdır.

Günümüz koşullarında kamuda ve özel sektörde çalışan hekimlerin aldığı ücretler yeterli midir?

Kamuda ve özel hastanelerde çalışan hekimlerin aldığı ücret yetersiz olup, kendi içinde dengesiz dağılımlar mevcuttur. Emekli sandığından emekli olan hekim Sosyal Güvenlik ek ödemesi alırken SGK’ dan emekli olan hekim bu ek ödemeyi alamamaktadır. Hepimizi yetiştiren üniversitede akademisyenlik yapan hocalarımız kendi yetiştirdiği uzman hekimden daha az bir ücretle karşı karşıyadır. Döner ödemeyen bir hastane çalışanı bir uzman hekim sanayide bir CNS tezgâh operatöründen daha düşük bir ücretle bugün karşı karşıyadır. Eviniz çağırdığınız bir tesisatçı sadece servis ücreti için 100 TL alırken, devletin Özel veya resmi kurumda hekim muayenesi için verdiği rakam 33 TL’dir.

İletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Vatandaşlarımızdan kurallara uyarak biz sağlık çalışanlarına destek olmalarını talep ediyoruz. Hastanede bile “maskenizi düzgün takın” demek zorunda bırakmasınlar. Kendileri için endişelenmeseler bile diğer insanları enfekte ederek vebal altına gireceklerini unutmasınlar. Pandeminin her uzadığı gün esnafımızın sıkıntıları da uzamakta olduğunu unutmamalıyız. Bu bağlamda 1 ve 2. dozdan sonraki hatırlatma dozlarını mutlaka yaptırmalarını öneriyoruz. Bütün bu olumsuzluklar ve adaletsizlikler nedeni ile geçtiğimiz iki yıl içinde 1700 hekim yurt dışına kalıcı olarak gitmiştir. Gitmek isteyen sayısız hekim arkadaşlarımızda dil kurslarında dil eğitimi almaya devam etmektedir. Bu tablo düzeltilmez ise sağlık alanında hepimizi kötü günler beklemektedir. Teşekkür ederim.

DURAN ÇÖLCÜ 

Editör: TE Bilişim