Güneşli günlerin geri dönüşüyle birlikte, bahar mevsimi enerji dolu bir dönemin habercisi olarak karşımıza çıkıyor. Ancak, bazıları için baharın getirdiği yeni başlangıçlar ve canlanma hissi yerine, yoğun bir yorgunluk ve halsizlikle karşılaşmak mümkün olabiliyor. Bahar yorgunluğu olarak adlandırılan bu durum, mevsim değişikliklerine bağlı olarak vücutta ortaya çıkan bir dizi fiziksel ve duygusal belirtiyle kendini gösteriyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Medicana Konya Hastanesi’nden Psikolog Rabia Bağcı ise, bahar yorgunluğunun nedenlerini anlatarak bu noktada bireylerin neler yapması gerektiği noktasında mesleki geri bildirimlerde bulundu.
DEPRESYON DENEYİMİ OLAN KİŞİLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Psikolog Rabia Bağcı, bahar yorgunluğunun, mevsim geçişlerinde, özellikle bahar aylarında ortaya çıkan halsizlik, konsantrasyon problemleri, uykusuzluk, sürekli yorgun hissetme, işleri yetiştirememe, suçluluk ve üzgünlük hissi, karar verememe, günlük işlerde azalma, iştahta değişiklikler, kas ve eklem ağrıları, enerji düşüklüğü gibi belirtileri taşıyan ruhsal bir durum olduğunu açıkladı. Depresyon geçmişi olan kişilerde bahar yorgunluğunun daha sık görüldüğünü dile getiren Psikolog Bağcı, “Hormonel değişimler, hava basıncındaki dalgalanmalar, hava sıcaklığının sürekli değişimi, güneş ışığının artışı, vitamin eksiklikleri, uyku düzenindeki değişiklikler bahar yorgunluğuna neden olabiliyor. Bununla beraber vücudun dengesi kayboluyor. Vücut yorgun ve halsiz bir evreye geçiyor. Zaten bunu beynimiz de tasdikliyor. Bahar aylarında, ‘ceket mi alsam, mont mu giysem, kısa kolluyla mı çıksam’ gibi karmaşaların verdiği belirsizlikle vücudumuz denge halinin bozulduğunu hissediyor ve sonuç olarak ruhsal dengemizde problemler yaşamaya başlıyoruz” diye konuştu.
YETİŞKİNLERDE BAHAR YORGUNLUĞU DAHA YOĞUN GEÇİYOR
Bahar yorgunluğunun yetişkinlerde daha zor geçtiğini vurgulayan Bağcı, “Bahar yorgunluğu yetişkinlerde daha karmaşık geçer. Yetişkinler, ‘ben bugün kendimi kötü hissediyorum, biraz planlı davranayım, uyku düzenimi ayarlamalıyım’ gibi şeylere yönelmektense, daha çok şikayet halinde olurlar. Yaşlılarda ise bahar yorgunluğu kolay geçer. Onlar yürüyüş yapmayı, dışarıda oturmayı tercih ediyorlar ve sosyal oluyorlar” ifadelerine yer verdi.
İKİ HAFTADAN FAZLA SÜRÜYORSA UZMANA BAŞVURMAK GEREKİYOR
Bahar yorgunluğu yaşayan insanların, içerisinde bulundukları durumu ‘bahar yorgunluğu’ olarak anlamlandırmadıklarını aktaran Bağcı, mevsim geçiş döneminin kendilerini dalgalandırdığının farkında olmadıklarına dikkat çekti. Bağcı, bu süreçte uzman bir doktora görünmenin fayda sağlayacağını da kaydederek sözlerine son olarak şunları ekledi: “Bahar yorgunluğu 2 haftadan daha fazla sürüyorsa büyük bir problem. Bu noktada direkt bir uzman görüşü ve yardımı alınması gerekiyor. Bahar yorgunluğunu kendi başına atlatmayı aşamayan kişiler, başka yanlış bir yolun başlangıcına girmiş olabilirler. Bu yüzden uzmana başvurmalarında fayda var. Bunun yanında kişi bahar yorgunluğunu ilk aşamada; nefes ve beden egzersizi yapma, motivasyon sağlama, sağlıklı beslenme, taze sebzeler ve meyveler tüketme, C vitamini, folik asit, lif açisindan zengin olan sebze ve meyveleri tercih etme, tam tahıllı ürünler tüketme, yeterli protein alma, balık, tavuk, kırmızı et, yumurta, süt ürünleri, baklagiller gibi protein kaynaklarını tüketmeye özen gösterme, somon, sardalya, ceviz gibi omega-3 yağ asitleri içeren besinler tercih etme, vücudun ihtiyaç duydugu su miktarını tüketmeye özen gösterme, düzenli uyku ile kişiler aslında beyne giden mesajları davranışlarla yönlendirmiş oluyorlar. Hatta sosyalleşme ve iletişim kurma bile bu noktada çok önemli. Zaten genelde içe dönük insanlarda bahar yorgunluğu daha çok görülüyor. Sosyal olan insanlar ise bir şeylerin farkında olarak hareket edebiliyor ve içerisindeki karmaşıklığı yok edebiliyor. Ayrıca bahar alerjisi olan kişiler, bahar yorgunluğunun çok fazla etkisinde kalabiliyor. Çünkü alerjisi olan bir insanın bahar yorgunluğu yaşaması; nefesi, vücut sağlığını etkiliyor. Bahar yorgunluğuyla zaten ruhsal olarak problemimiz varken bir de alerjiye yakalanmamız daha karmaşık bir duruma sokabiliyor.”
TUBA KAYA
