Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Konya Yenigün Gazetesi İstihbarat Şefi Muhammed Esad Çağla’nın sorularını yanıtladı. Başkan Erbaş, Yaz Kur’an Kursları, 2025 Aile Yılı’nda ailenin korunması ve güçlendirilmesi için yürütülen çalışmaları, Konya özelinde Diyanet’in yürüttüğü sosyal ve kültürel faaliyetleri, Türkiye genelinde gençlerin ve çocukların dini eğitimine yönelik Diyanet’in yaklaşımı, Cuma Hutbeleri, İsrail’in saldırgan tavrı ve katliamlarına karşı Türkiye ve Pakistan dışında verilen tepkiler çok cılız. Bu konuda İslam dünyasına birleştirici gibi konularında açıklamalarda bulundu
Okulların tatil olmasıyla birlikte açılan yaz Kur’an kurslarının bu yılki önemi sizce nedir?
Öncelikle bir eğitim dönemini daha tamamlayarak karnelerini alan bütün çocuklarımızı tebrik ediyorum. Okulların tatile girmesiyle birlikte önümüzdeki hafta yaz Kur’an kurslarımızı açıyoruz. Yaz tatilini çocuklarımız için eğlence ve eğitimin iç içe geçtiği yeni bir fırsat iklimine dönüştürüyoruz. Maneviyatla dolu bu iklimin bütün çocuklarımız için şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.
Kur’an eğitiminin Müslümanların hayatında daima müstesna bir yeri olmuştur. Vahyin nüzulünden bu yana Müslümanlar, Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek, okumak ve onun hakikatlerini anlamak için her fırsatı değerlendirmişler, bu doğrultuda çeşitli eğitim ve öğretim kurumları ihdas etmişler ve her fırsatı Kur’an eğitimi için değerlendirmişlerdir. Aynı inanç ve anlayışla Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından yıllardır sürdürülen yaygın din eğitimi faaliyetleri, nesillerimizin yüce kitabımız Kur’an’la, onun evrensel hakikatleriyle ve sünnet-i nebevi ile buluşturulması hususunda önemli bir fonksiyon icra etmektedir. Daha fazla çocuğumuza ve gencimize ulaştığımız yaz Kur’an kursları ise bu alandaki hizmetlerimizin zirve noktasını teşkil etmektedir. Yaz Kur’an Kursları tarihi kökleri olan bir uygulamadır.
Asrısaadetten beri devam eden bir eğitim geleneğidir. Malumunuz olduğu üzere Hz. Peygamber (s.a.s.), risaletin ilk yıllarında Müslümanların Kur’an’ı okuyup öğrenmelerini sağlamak üzere Erkam b. Ebü’l-Erkam’ın evini (Dârülerkam) merkez olarak seçmişti. Medine’de de Mescid-i Nebevi’nin içinde bulunan ve “Suffe” diye isimlendirilen mekânda Kur’an eğitimini sürdürmüştür. Daha sonra burası yetersiz kalınca da çeşitli mahallelerde Kur’an öğretilen yerler açılmaya başlandığını biliyoruz. Ayrıca yeni açılan mescitlerden de bu iş için faydalanılmıştır.
Bugün bütün camilerimizde açılan yaz Kur’an kursları da aynı geleneğin bir tezahürüdür. Bizler, yaz Kur’an kurslarını, çocuklarımızın ve gençlerimizin İslam’ı sevmelerini, ibadetleri öğrenmelerini ve ahlaki değerleri benimsemelerini sağlama hususunda önemli bir imkân olarak görüyoruz. Nitekim yaz Kur’an kursu öğreticilerimiz, “Sizin en hayırlının Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir” nebevi müjdesine nail olmak adına büyük bir özveriyle çalışmakta, bu eğitimlerin çocuklarımızda kalıcı güzel tesirler bırakması için azami gayret sarf etmektedir.
Anne babalara yaz Kur’an kurslarına çocuklarını göndermeleri konusunda ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Çocuklarımızı kalben ve zihnen hayata hazırlamak, hem fert olarak kendilerinin hem de toplum olarak aziz milletimizin istikbali adına ihmal edilemez ve ertelenemez öneme sahiptir. Bu noktada önemle ifade edeyim ki başarılı bir eğitim, üç ana temel üzerine oturur. Bunlar ebeveyn, öğrenci ve öğreticidir. Çocukların eğitiminde en büyük görev ve sorumluluk ebeveynlere düşmektedir. Çocuklarımız bizlere Allah’ın bir emaneti olduğundan onlara karşı asla ihmal edemeyeceğiz büyük sorumluluklarımız bulunmaktadır.
Bu sorumluluklarımızın başında ise yavrularımıza yüce Allah’ı anlatmak, Peygamberimizi tanıtmak, Kur’an’ın ve İslam’ın güzelliklerini öğrenmelerini sağlamak gelmektedir. Çocuklarımız, dinimizin yüce değerlerini peygamberimizin güzel ahlakını öğrenmeli; iyiliğin, paylaşma ve yardımlaşmanın önemini, dostluk ve arkadaşlığın kıymetini bilmelidirler. Bu, anne babaların çocuklarına verebileceği en güzel hediyedir. Nitekim Peygamber Efendimiz “Hiçbir anne-baba çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır.” buyurmuştur.
Dolayısıyla bütün bu güzelliklere vesile olan yaz Kur’an kurslarını çok önemsiyoruz. Anne ve babaların da aynı hassasiyetle çocuklarını yaz Kur’an kurslarımıza göndermelerini, teşvik etmelerini ve desteklemelerini bekliyoruz. İnşallah, hep birlikte el ele vererek bu önemli sorumluluğu ifa etmenin gayreti içinde olacağız.
Yaz Kur’an kurslarında bu yıl özellikle öne çıkan program ve faaliyetler nelerdir?
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bizim görevimiz, çocuklarımızı, yaşadığımız çağı dikkate alarak Kur’an’ın ve sünnetin rehberliğiyle buluşturmaktır. Cenabı Allah’a sonsuz şükürler olsun ki bugün, Kur’an ve din eğitimi noktasında geniş imkânlara sahibiz. Tüm imkânlarımızı kullanarak çocuklarımızı maddi-manevi her yönden yetiştirmenin ve geleceğe en iyi şekilde hazırlamanın gayreti içindeyiz. Tatil döneminde olduğumuzun da farkındayız. Kur’an kurslarımızda uygulanacak programı ona göre belirledik. Ders materyallerimizi, motivasyon merkezli bir yaklaşımla, çocuklarımızın bilgi seviyelerini, yaşlarını, ilgi ve beklentilerini, yeteneklerini dikkate alarak hazırladık.
Dijital imkânlardan da istifade ederek zamanın şartlarına uygun, öğrencilerimizin ihtiyaçlarına cevap veren, onları aktif tutan bir eğitim yöntemiyle arzu ettiğimiz hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. Eğitimde temel ilkemiz, Sevgili Peygamberimizin “Kolaylaştırın zorlaştırmayın. Müjdeleyin korkutmayın” metodudur. Peygamberimizin eğitim metoduna ve özellikle çocuklara karşı tutumuna baktığımızda sevgi dolu ve anlayışlı, samimi ve yapıcı olduğunu görmekteyiz. Rahmet elçisi, çocuklarla iletişimini daima muhabbet, şefkat ve merhamet üzerine kurmuştur. O, davranışlarının merkezine sevgi, şefkat ve merhameti yerleştirmiş, her çocukla özel olarak ilgilenmiştir. Çocuklar yaramazlık veya hata yaptıklarında onları azarlamamış, kınamamış, hatalarını düzeltmek üzere onlara yol göstermiştir.
Bazen oyun oynayan çocuklara selam vermiş, bazen kıyafetlerini beğendiğini vurgulayarak onlara iltifat etmiş, bazen de hastalandıklarında onları ziyarete gitmiştir. Allah Rasulü, çocuklara ve gençlere çeşitli sorumluluklar vermiş ve onların özgüvenlerini pekiştirmiştir. Bununla birlikte çevrenin onlara karşı güvensizlik oluşturabilecek olumsuz tutumlarını da ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Dolayısıyla yaz Kur’an kurslarımızda uygulayacağımız eğitimin temel referansı sevgili peygamberimizin eğitim metodu olacaktır. Gezi, yarışma, spor gibi çeşitli sosyal etkinliklerin de yapılacağı yaz Kur’an kurslarında çocuklarımız bir taraftan çok önemli bilgiler edinirken, diğer taraftan da bireysel becerilerini geliştirecek, bir amaç etrafında beraber hareket etme yetenek ve duyarlılığı kazanacaklardır.
Yaz Kur’an kurslarının çocukların manevi gelişimi üzerindeki etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İnsan maddi ve manevi yönü bulunan bir varlıktır. Önemle ifade edeyim ki çocuklarımızın en az fiziksel sağlığı ve gelişimi için ortaya koyduğumuz gayreti onların ruhsal sağlığı ve gelişimi için ortaya koymadıkça sorumluluğumuzu yerine getirmiş olmayız. Çocuklarımızın duygu ve düşünce dünyalarını iyiliklerle, güzelliklerle bezemek ve beslemek zorundayız. Temiz fıtratlarını ancak bu şekilde koruyabiliriz.
Bu açıdan bizler, yaz Kur’an kurslarımızı, tertemiz bir fıtratla dünyaya gelen çocuklarımızın başta Rabbimizle olmak üzere, kendileriyle, aileleriyle, toplumla ve çevreyle barışık bir şekilde yetiştirmenin, maddi-manevi her yönden geliştirmenin imkânı olarak değerlendiriyoruz. Doğru dini bilginin doğru bir yöntemle nesillere aktarıldığı, çocuklarımızın Kur’an’ın evrensel ilkeleriyle, nebevî ahlakla, İslami terbiyeyle buluştukları kıymetli mekânlar olarak görüyoruz. Geçmişte olduğu gibi inşallah, bu yaz tatilinde de camilerimiz çocuklarımızın sevinç ve neşesi ile dolacak.
Yavrularımız ülkemizin her köşesinde camilerimizi şenlendirecek, camilerimizde Kur’an’ın huzur veren iklimiyle buluşacaklar, onu okumayı öğrenecekler. Kalplerini hakikat membaı Kur’an’la besleyecek ve tertemiz fıtratlarını ilelebet Kur’an’la korumanın imkânını elde edeceklerdir. Bu süreçte çocuklarımız Kur’an-ı Kerim’le ve Peygamberimizin örnek hayatı ile tanıştıkları gibi kültürümüzü ve medeniyet değerlerimizi de öğrenecek, vatanına, milletine ve tüm insanlığa faydalı birer insan olmanın önemini idrak edeceklerdir. Sadece iman, ibadet ve ahlaka dair bilgilerle donanmayacaklar, akranlarıyla bir araya gelip olumlu ve güzel ilişkiler kurabilecek, tutum ve davranışlarını geliştireceklerdir.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 2025 Aile Yılı’nda ailenin korunması ve güçlendirilmesi için hangi özel projeleri yürütüyorsunuz?
Başkanlık olarak bizler, aileye yönelik hizmetlerimize özel bir önem veriyoruz. Çünkü aile toplumun özüdür, temelidir. Bu sebeple yüce dinimiz İslam’ın gerçekleştirmek istediği erdemli insan, faziletli toplum idealinin merkezinde daima aile kurumu yer almıştır. Çünkü hayata ve topluma dair bütün güzelliklerin odak noktasında aile vardır. Diyanet İşleri Başkanlığımız, aileye yönelik faaliyetlerini bu anlayışla sürdürmektedir. Aile çalışmalarında verimliliği sağlamak amacıyla başta Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere pek çok kurum ve kuruluşla iş birliğine giderek önemli faaliyetler gerçekleştirmektedir.
Başkanlığımızın ailenin kurulması, korunması, güçlendirilmesi ile ülkemizin dinamik nüfus yapısının muhafaza edilmesine yönelik katkıları, günden güne artarak devam etmektedir. Bu çerçevede, Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanlığımız koordinesinde, ülkemiz genelinde hizmet veren Aile ve Dinî Rehberlik Bürolarında ve Merkezlerinde çeşitli faaliyetler gerçekleştirilmektedir. Bu faaliyetler ailenin bütün fertlerini içine alarak şiddetle, ihmal ve istismarla, sosyal medya bağımlılığıyla, aileyi tehdit eden sorunlarla mücadeleyi de kapsamaktadır.
Diğer taraftan Başkanlığımız; basılı, süreli ve dijital yayınlarla “Evliliğe İlk Adım”, “Baba Okulu” , “Temel Aile Bilinci” ve “Aile İçi Şiddetle Mücadele” konularında seminerler düzenlemekte, konferans, panel, forum gibi bilimsel ve eğitsel faaliyetler gerçekleştirmektedir. Nitekim geçtiğimiz ay “Fıtratın Korunması ve Aile” temasıyla 7. Aile Forumunu gerçekleştirdik. Bu hafta içinde de “İyilik” temasıyla bir Uluslararası Aile Fuarı gerçekleştiriyoruz. Elbette bütün bu faaliyetlerimizi yeterli görmüyoruz. Bu sebeple değişen şart ve imkânlar çerçevesinde aileye yönelik hizmetlerimizi daha ileri bir noktaya taşımanın gayreti içerisindeyiz.
Aile bireylerinin manevi bağlarını güçlendirmede Kur’an eğitiminin rolü nedir?
Bilindiği üzere yüce dinimiz İslam, aile kurumuna büyük bir önem atfetmiştir. Bu sebeple Kur’an ve sünnette ailenin kurulmasına ve korunmasına yönelik ölçüler ve ilkeler ortaya konmuştur. Nebevî sünnet olarak mukaddes bir akitle tesis edilen aile kurumunun hukuki çerçevesinden ahlaki boyutuna, aile içi iletişim dilinden muaşeret biçimine kadar her alanıyla ilgili hükümler getirilmiştir. Bizler, huzurlu ve sağlıklı bir aile yuvası kurmanın bütün inceliklerini, aile kurumunun misyonunu Kur’an ve sünnetten öğreniyoruz. İslam inanç ve medeniyetinde aile, insanı hayata hazırlayan değerlerin öğrenildiği bir ahlak mektebi, bir eğitim yuvası olarak görülür.
Zira dünyaya gelen her insan, ilk eğitimini burada alır, dinî ve ahlakî değerleri burada öğrenir, fiziksel ve ruhsal gelişimini burada tamamlar. İnsanların inanç, fikir, vicdan ve ahlak dünyaları ile kimlik, kişilik ve karakter yapıları, içinde doğup büyüdükleri ailenin değerleriyle şekillenir. Aile bir meveddet ve rahmet ocağıdır. Cenab-ı Hak, “Allah, evlerinizi sizin için bir huzur ve sükûn yeri yaptı.” (Nahl, 16/80) buyurmak suretiyle aile yuvasının bir huzur ve esenlik mekânı olduğuna dikkat çekmektedir. Kur’an, Kur’an-ı Kerim’de eşlerin birbirlerine karşı durumu “Onlar sizin için elbisedir, siz de onlar için elbisesiniz” (Bakara, 2/187) teşbihiyle ifade edilmiştir. Buradaki “elbise” metaforu, aile kurumunun koruyucu, kollayıcı ve hayatı güzelleştirici işlevine işaret etmektedir. Açıkça ifade edeyim ki gerçek anlamda huzur, ancak Kur’an ve sünnet ekseninde sağlam temellere dayanan, sağlıklı bir şekilde işleyen ve hak-sorumluluk çerçevesinde ortak yaşama bilincini pekiştiren bir aile kurumuyla mümkündür.
Zira ihtiva ettiği mesajlarla aileye dair bir bilinç inşa eden Kur’an-ı Kerim bir rahmet ve sekinetin membaıdır. Bir hayat kitabıdır. Dolayısıyla Allah’ın insanlığa merhametinin bir tecellisi olarak gönderilen Kur’an’ın öğrenildiği, okunduğu ve hayata taşındığı bir aile ortamı, elbette huzur ve sekinetle dolacaktır. Gönlünü ilahi kelama rapteden aile bireyleri arasında ülfet ve muhabbet doruk noktada yaşanacaktır. Kur’an’ın rehberliğinde hayat bulan aile kurumunda, her türlü insani erdem neşvünema bulacak, İslam’ın üstün ahlak ölçüleri emin bir şekilde geleceğe taşınacaktır.
Muhammed Esad Çağla’nın hazırladığı röportajın devamı yarın…