Ebu Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teala, yedi  insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır: Adil devlet başkanı, Rabbına kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç, Kalbi mescidlere bağlı müslüman, Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan, Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine Ben Allah’tan korkarım diye yaklaşmayan yiğit, Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse, Tenhada Allah’ı anıp göz yaşı döken kişi. (Buhari, Ezan 36, Zekat 16, Rikak 24, Hudud 19; Müslim, Zekat 91. Ayrıca bk. Tirmizi, Zühd 53; Nesai, Kudat 2)

            Önceki hadiste sevginin yani Allah için sevmenin, imanın tadına varabilmek için vazgeçilmez olduğu ortaya konulmuştu. Bu ve bundan sonraki bir kaç hadisi şerifte de sevdiğini Allah için sevmenin, insana ahirette kazandıracağı mutluluğa işaret buyurulmaktadır. Böylece müellif Nevevi, konunun hem dünyevi hem de uhrevi açıdan önemini belgelemiş olmaktadır. Yedi mutlu kişiyi ya da yedi güzel adamı tanıtan hadisi şerifte öncelikle üzerinde durulması gerekli bir iki ifade bulunmaktadır. Bunlardan birisi zıllullah Allah’ın gölgesi ifadesidir. Allah Teala’nın gölgesi olamayacağına göre, bundan maksat, ya Kabe’ye beytullah Allah’ın evi denilmesi gibi bir şereflendirme veya arşının gölgesi yahut Allah Teala’nın sağlayacağı bir güvenliktir. Nitekim hadisi şerifin bazı rivayetlerinde açıkca Allah, onları arşının gölgesinde barındıracaktır buyurulmuştur. Bütün bu ifadelerle Allah Teala’nın o kullarını, ahiretteki sıkıntılardan rahmetiyle koruyacağı anlatılmaktadır. Öte yandan Allah’ın gölgesinde barınacak insanlar sadece bu yedi sınıftan ibaret değildir. Zira başka hadislerde önemli niteliklere sahip bazı kişiler daha sayılmıştır (Mesela bk. Müslim, Zühd 74, Birr 38; Tirmizi, Büyu’ 67; İbn Mace, Sadakat 14) Bu hadiste yedi kimsenin zikredilmiş olması, diğer rivayetlerde zikredilen bahtiyarları bu mutluluktan asla mahrum bırakmaz.

Hadisimizdeki bu yedi sınıf insanı ayrı ayrı tanıtmadan önce bir hususa daha işaret etmemiz uygun olacaktır. Ahirette, Allah’ın himayesine kavuşacakları bildirilen insanların vasıflarına şöyle bir göz atılınca, her birinin, büyük güçlükleri göğüslemiş, hemen hemen aynı seviyede zoru başarmış kimseler oldukları, hepsinin birçok dahili ve harici manilere rağmen, soylu bir mücadele vermiş oldukları anlaşılmaktadır. Yani hepsinin ortak özelliği, kullukta sevgiye dayalı kahramanlıklarıdır. Ödülleri de ona göredir: Kıyametin o dehşetli ortamında ilahi koruma altında olmak... Şimdi hadisimizin haber verdiği yedi güzel insanı tek tek kısaca tanıyalım:

Adil devlet başkanı. Müslümanların yönetimini üstlenmiş kişi demektir. Müslümanlar dünyada onun himayesinde, bir başka ifadeyle gölgesinde bulunmuşlardır. Bu sebeple böyle bir yöneticinin ahirette göreceği karşılık da yaptığına uygun olarak ilahi koruma altında olmaktır. Adil devlet başkanı, diğerlerinden üstün olduğu için birinci sırada zikredilmiştir. Çünkü devlet başkanının himayesi onların hepsini içine alır.

Allah’a kulluk içinde serpilip büyüyen genç. Gençlik yıllarını namazlı niyazlı dindar bir çizgide geçiren genç, nefsini Allah’ın emirlerine muhalefetten korumuş, heva ve heveslerin, şehevi duyguların, gemlenmesi güç arzuların etkisine karşı koyup kulluğa sarılmıştır. Bu, ondaki derin Allah saygısının delilidir. Zira Allah’ın emirlerine sarılıp günahlardan kaçınmak büyük bir fazilettir. Hele bu, gençlik yıllarında gerçekleştirilmişse, her türlü takdirin üstündedir.

Kalbi mescidlere sevgi ile bağlı müslüman. Kalbi sanki mescide asılmış kandil gibi, sürekli mescidle ilgili olan, mescidlere devamda kusur etmeyen, Allah’ın evi demek olan mescidleri ve oralarda bulunmayı seven kişi, mescidlerle ilgilenmek suretiyle Rabbine olan sevgisinde devamlılığını göstermiş demektir. Bunun karşılığı olarak da ahirette arşın gölgesinde barındırılacaktır.

Birbirlerini Allah için sevip buluşmaları ve ayrılmaları Allah için olan iki insan. Hadisimizin konu ile doğrudan ilgili olan kısmı burasıdır. Allah rızası için birbirlerini seven, başka hiçbir maksat taşımayan, bir araya gelmeleri Allah için, şayet ayrılacaklarsa ayrılıkları yine Allah için olan yani bir arada iken de ayrı iken de Allah için duydukları sevgiyi muhafaza eden iki insan, sanki bir anlamda yekdiğerini Allah’ın emirlerine muhalefetten korumaktadır. Zira mümin müminin aynasıdır. Onların bu birbirlerini Allah için sevmeleri ve dostluklarını bu çizgide birbirlerine yardımcı olarak geçirmeleri, ahirette her ikisinin birden ilahi koruma altına alınmaları ile ödüllendirilecektir. O halde sevgimize ve sevdiklerimize bu açıdan iyice dikkat etmeliyiz.

Güzel ve mevki sahibi bir kadının gayr-i meşru davetine Ben Allah’tan korkarım diye yaklaşmayan yiğit. Böylesine bir davete içinden veya açıkça Ben Allah’ın emrine muhalefet etmekten veya O’nun azabından ve gazabından korkarım diyerek yaklaşmayan, nefsini koruyan kişi gerçekten büyük bir yiğitlik göstermiştir. Allah’tan korkan kurtulmuştur müjdesi gereği onun da ödülü ahiretteki sıkıntılardan kurtulmaktır. Bu husus, her türlü gayri meşru kadın erkek ilişkilerinin kitle iletişim ve haberleşme vasıtalarıyla yaygınlaştırılmaya çalışıldığı günümüzde çok daha büyük önem arz etmektedir.

Sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse. Allah için verdiği sadaka ve yaptığı iyilikleri mümkün olduğunca gizli yapan, gösteriş ve riyadan uzak kalmaya çalışan kimse, Allah’ın rızasını her şeyin üstünde tutmuş demektir. Bunun karşılığı da, ahirette ilahi korumaya mazhar kılınmak suretiyle o kişinin faziletinin açığa çıkarılmasıdır. Bu, gıbta edilecek bir durumdur.

Tenhada Allah’ı anıp göz yaşı döken kişi. İnsanlardan ve gözlerden uzak, kimsenin bulunmadığı ortamlarda Allah’ı anarak gözlerinden sevgi yaşları dökülen kimse, çoğu insanın başaramadığı bir kulluk çizgisini yakalamış demektir. Onun bu samimi ve gizli kulluğunun karşılığı da mahşer yerinde ilâhî koruma altına alınmak suretiyle, herkesin gözü önünde ödüllendirilmesidir. Böyle bir ödüllendirmeyi kim istemez. Yüce Rabbimiz cümlemize nasip eylesin.