YAKLAŞAN SEÇİMLER VE LİSTE TARTIŞMALARI

Türkiye seçim sürecine girdi. Milletvekili aday listelerinin açıklanmasıyla birlikte tartışmalar da başladı. Her seçim öncesi olduğu gibi listeye giremeyen küskünler partilerini eleştirmeye başladı.

Dün Recep Tayyip Erdoğan sayesinde rızıklanıyoruz diyecek kadar ileri gidenler, listeye giremeyince AKP yalan partisiymiş demeye başladılar bile!

Tartışmalar en yoğun AKP listeleri üzerinde yapılıyor. Bunun en önemli sebebi, beklentilerin yüksek oluşu. Ama adayların kim tarafından tespit edildiği sorusu da tartışmaları alevlendiriyor.

AKP'de en çok konuşulan il belki de Konya! Konya'da eski vekillerin önemli bir kısmı listeye giremedi. Listede yer alanların çoğu tanınmıyor. Hangi vasıflarından dolayı tercih edildikleri belli değil. Önceki seçimlerde hukukçuları öne çıkaran AKP bu seçimde tamamını budadı. Konya'da hiçbir avukat listeye giremedi. Oysa bunların içinde listeye giren adaylara göre çok daha başarılı ve vizyon sahibi aday adayları vardı. Üstelik AKP Türkiye genelinde 112 tane avukatı aday gösterdi. Yani adayların beşte biri avukatlardan oluşuyor. Pek çok ilde birkaç tane avukat aday var. Ama Konya'da bir tane bile yok! Ancak tespit edebildiğimiz kadarıyla 33 tane avukat aday adayı vardı.

Avukatlar neden listeye alınmadı?

Hukuk camiası faturayı Baro seçimlerine çıkarıyor. Bilindiği üzere Konya Barosu seçimlerini Av. Fevzi Kayacan kazandı. Sayın Kayacan cemaat mensubu olarak tanınıyor. Ancak ilginçtir, AKPcemaate savaş açtığını söylediği halde Baro seçimlerinde AKP'li avukatlar aday çıkarmadı. Hatta AKP'li avukatların büyük bir çoğunluğu Fevzi Kayacan'ı destekledi. O dönem görev yapan AKP İl Başkanı Ahmet Sorgun'un da Konya barosuna kayıtlı bir avukat olduğu ve yönetiminde yine pek çok avukat bulunduğu dikkate alındığında AKP'li avukatların aday çıkarmamak bir yana Sayın Kayacan'ı desteklemeleri oldukça manidardı!

Sonuçta İl Başkanı değişti ve avukatlar listeye alınmadı. Bunların içinde milletvekili olanlar da vardı.

Bu sonucun ortaya çıkmasında Baro seçimleri ne kadar etkili oldu bilemiyoruz. Fakat etkisinin olmadığını söylemek de imkânsız gibi görünüyor.

AKP listesi Üzülmez'i de üzdü. Sadece bir dönem vekillik yapmıştı. Ama ikinci dönem aday gösterilmedi. Üstelik KTO Karatay Üniversitesi'ne rektör olarak atattığı ve fakat daha sonra yıpratıp kaçırtmak için her yolu denediği Mehmet Babaoğlu seçilebilecek bir yerden aday oldu. Dün ezmeye çalıştığı Babaoğlu 8 Haziran'da büyük ihtimalle milletvekili olacak ama kendisinin “eski” sıfatlarının dışında siyasi anlamda hiçbir sıfatı kalmayacak.

Bir de Üzülmez hakkında milletvekili olmadan önce açılan ve fakat dokunulmazlık zırhı dolayısıyla devam edilemeyen ceza davaları olduğu konuşuluyor. Eğer öyle ise Üzülmez iki kere üzülecek demektir.

AKP'nin listesi birkaç istisna dışındaparti tabanını ve beklentisi yüksek olanları pek tatmin etmedi. Ancak bu durum oy kaybına sebep olur mu? Bunu zaman gösterecek. Fakat oy hesabı yaparken AKP tabanının büyük bir çoğunluğuna hâkim olanbiat kültürünü görmezden gelmemek gerekir. Bir de çıkar beklentilerini! Seçimlerde şahsî çıkarlar ulvî amaçların her zaman önüne geçer. Onun için siyasî partiler seçim öncesinde türlü çeşitli vaatlerle çıkarlar toplumun karşısına. Bu vaatlerin çoğu da insanların cebi ile ilgilidir.