Yurdumuzun bilhassa doğu kısmında acımasız bir terör alıp gidiyor.

Her terör olayı yüreğimizi yakıyor şehitlerimize Allahtan rahmet dilerken cenazelerini gözyaşları içinde toprağa veriyoruz.

*** 

Analar ağlamasın deniliyor ama acımasızca anaları ağlatıyor bu terör yatakları.

Peki, ne istiyorlar? Ne olsun istiyorlar.

Şöyle bir düşünürsek 

Bunlar Kürt vatandaşlar için özgürlük diyorlar ama! 

Türkiye'de Türk, Kürt, Laz, Arap vb. ayrımı yok ki bu vatandaşlar devlet içinde her idare içinde memur olabilirken en yüksek kademelere kadar yükselme Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanı, Başbakan olma hakkı olduğu gibi olmuş ve buraya yükselenler Türkiye yurdunun menfaatleri için çaba sarf etmişlerdir. 

Keza ticarette sanayide ilerleyenler sadece tüccar ve fabrikatör değil ihracat ve ithalatçı bile olmuşlardır. 

Dahası var Karakolda adliyede bir ayrımı olamaz haklarını ararlar bir Türk vb. gibi.

*** 

O halde ne istiyorlar başka?

Kendi dillerinde konuşma okul olması Tv yayını bulunması.

Bunlarda yapıldı ama Kürt vatandaşımız değil sözde onları temsil ettiklerini söyleyen terör besleyicilerinin Bayrak, Dil ayrımı ve kendi özerkliklerinde idare istemeleri!

 İşte bu olamaz bu vatanda tek bayrak tek resmi dil ve tek dilde öğrenim ve tek hükumet dışında bir şey olamaz.

*** 

Peki, Kürt vatandaşlarımız aslında istemez iken bunun üzerinde durup terör yaratan bırakın Asker ve polisi! kendilerinin vatandaşı saydıkları Kürt vatandaşlarımızın ihtiyar, kadın çocuk demeden katliam yapmalarına ne demeli?

*** 

Bu sözde başa geçenlerin silsilelerine bakılıyor biliniyor mu acaba?

Bunlar Türkiye'yi bölmek isteyen Ermeni sülalelerinden gelmekte olduklarını biliyorlar mı?

Bunlara yine Osmanlıyı yıkanların emelleri bitmeyip Türkiye'yi de ortadan kaldırmayı isteyen dışarı Hristiyan büyük devletlerin önderliği içinde olduğunu bilmemiz lazım.

*** 

Bakın ufak bir örnek.

Bunlar roketatar bomba ve uzun namlulu Tüfek vb. savaş malzemesini hangi fabrikalarında imal ediyor? Var mı imkânları?

O halde bu Türkiye'nin ilerlemesini önleme bir tarafa bölünmesini de isteyen Masonların, Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa ve diğer küçüklerin ayaklarının olduğu, bunlarca temin edildiği aşikâr.

***

 Biz sadece dağdakilerle değil yedi düvel ve bunlardan istifade eden ve onların emrinde olan yurdumuzdaki yalı ve Nişantaşı sakinleri ile de uğraşı içinde olmamız gerekiyor.

*** 

Bunları böylece açıklama yaptıktan sonra bir diğer uğraşımızın da Kürt olduğu sanılan insanlarla da uğraşmamızı bir örneğini anlatmak isterim. 

*** 

Biliyorsunuz pek çok defa bombalı vasıtaları önemli yer ve karakollara gönderdiklerini.

Bunlardan biride şu şekilde meydana geliyor.

Doğal gaz yüklü Tanker yol alırken. Teröristlerce durdurulup el konuluyor.

Şoföre “sen aşağıya in diye”indirip direksiyona geçiyorlar.

Kullanma da acemilikleri olunca. 

Bunların kötü emellerini de anlayan şoför felaketin önüne geçmek için olsa gerek. “Siz kullanamazsınız bunu ben götüreyim” demesini kabul edip şoföre teslim ediyorlar direksiyonu.

*** 

Gidiş Hudut karakoluna doğrudur. Bunu anlayan şoför olacak olayın fecaatini, pek çok insanın öleceğini anlayınca!

Ne olursa olsun ben bile ölsem bunu yapacağım diye düşünüyor ve!

“Frenler ısındı beklemek lazım” deyip el frenini çekip tankeri durduruyor.

O ara da teröristin başka işle meşgul olduğu esnasında kapıyı aniden açıp aşağıya atlıyor ve karakola koşarak tehlikeyi oradaki askerlere duyuruyor.

Arkasından atılan kurşunlardan Allah'ın izni ile kurtulan şoförün ikazını duyan askerler tedbir alıp Tankerin gelmesini önlüyorlar.

Kumanda ile de patlamayan tankeri ateş edip yakıcı maddeler atıyorlarsa da büyük bir tehlike ki oradaki köyün sakinlerini de içine alan zararın önüne geçiliyor.

İşte kendini fedaya hazır kahraman şoförü alnından öpülmekle kalmayıp ödüllendirilmeli 

*** 

Gelelim başka bir olaya!

Kırsal semtte askerimiz teröristi sıkıştırıyor.

Sıkıştırıyor ama oradaki insan kılıklı kimseleri önüne koyup ateş edip askerimizin şehit olmasına sebebiyet veriyorlar.

Şimdi insan kılıklılara ne demeli

 Vicdanları nasıl razı oldu insanlıklarını unuttular ki teröristi koruyup askeri vurdurmayı münasip görüyorlar.

*** 

Askerlerimizin asaletine bakın ki!

O insan dışılıklara bir şey yapmıyor serbest gidiyorlar.

Hâlbuki, bu Avrupa devletlerinde olsa idi onların hepsi öldürülürdü. 

İşte bizim müsamaha ve insanlığımız kendimize de zarar veriyor bazen

Nitekim Dolmabahçe anlaşmasında güya silahların bırakılıp Türkiye'yi terk etme kararına aslında uymayan ama uyacak gibi görünen terör yuvası bu zaman içinde pek çok hazırlık yapmış hükumetin saflığından istifade ederek yer yer mayınlar döşeyip bu gün bunları kullanmakta.

*** 

Ne diyelim öyle laf ebesi sözlere inanmanın acısını çekmekteyiz.

***

Hoşça kalınız