Önümüzdeki günler üniversite gençlerinin tercih ve üniversiteye yerleşme günleri…
Aileler ve gençler harıl harıl güzel bir kariyer için araştırma yapıp tercihlerini yaptılar. Süreç işliyor.
Önümüzdeki günlerde yerleştirme süreci başlayacak.
Süreç hala bir sürü sorularla ilerliyor.
Muallakta, el atılmamış sorun çok;
Tercih yapan gençlerin çoğunluğu acaba gerçekten ne istediğini tam bilerek mi tercih yaptı?
Hangi mesleği nerede, nasıl yapacağını düşündü mü?
Tercih yaparken kıstaslar nelerdi?
Acaba gençler kendi potansiyeline göre hangi meslekte başarılı olacak onu biliyor mu?
Milli Eğitim Bakanlığı bu yönde bir çalışma yapıyor mu?
Öğrencilerin yeteneği ve becerileri hangi yaştan itibaren yönlendirilmeli?
Devlet bu konuda stratejik bir çalışma yapıyor mu?
Acaba bu sınavlar ülkemizin geleceğine yön verecek beyinleri, olması gereken yerlere getirecek ne gibi çalışmalar yapıyor?
Bilsem eğitim sistemi destek sistemi gerçekten amacına uygun çalışıyor mu?
Bunun etkin kullanılması için neler yapılıyor?
Lise öğrencilerinin asıl talibi, talep edeni üniversiteler; acaba gerçekten toplumun insan kaynaklarının ihtiyaçlarına göre mi talep yapıyorlar?
Eğer samimilerse mezunlarının iş yerleri ile iletişim halindeler mi?
Bu konuda hangi çalışmaları yapıyorlar?
Mesela üniversiteler, ÖSYM , OSBÜK( Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu) toplumun insan kaynakları ile ilgili gerçekçi projeler yapıyorlar mı?
Kalifiye insan kaynağını arayıp kalifiye insan çalıştırma kültürü gelişmemiş sanayi bölgeleri ile iletişim kuruluyor mu?
İş adamlarının nitelikli insan kaynakları istihdam etme kültürünü geliştirme konusunda bir proje var mı?
Üniversiteler bulundukları ilin sanayi bölgeleri ile ne kadar ilgililer.
Sanayici kalifiye insan kullanma konusunda yeterli bilince sahip olmayabilir, Üniversiteler bu bilinci geliştirecek projeler yapıyorlar mı?
İş adamlarını üniversitelere karşı bir ön yargısı var. Hala üniversitelerin gerçek hayattan kopuk olduğuna inanıyorlar. Bu bakış açısını değiştirecek neler yapılıyor.
Öğrencilerini sanayi bölgelerinde istihdam etmek için hangi kaliteli ve etkili işbirlikleri geliştiriliyor.
İş adamları bilemeyebilir ama üniversiteler iş adamlarının bu fikrini değiştirecek neler yapıyorlar?
Yoksa hala sadece kapalı kampüslerde yetişen öğrencilerden medet mi umuyorlar?
Her meslek türünün üniversitede kürsüsü ya da hocası var bunlar öğrencileri için ne kadar sıklıkla iş adamları ve iş alanları ile ilişki kuruyor?
İş adamları proje için iş birliği istediğinde neden profesörlerin sadece imza için yüksek paralar istediğini konuşuyor?
Hocalar aynı zamanda toplumun doğru yapısını geliştirecek amatör ruha sahip olmalı değil mi?
Bütün bu soruların cevabını bence üniversitelerimiz aramalı.
Sonra iş adamları, sivil toplum örgütleri, aileler, siyasiler ve devlet temsilcileri hep beraber üniversite ile hayatın ilgisini kuvvetlendirmeliyiz.
Bunu bir yere bakarak, bir yerden kopya etme kolaycılığı ile çözmeye çalışacaksak daha çok işimiz var.
Taraflar oturacak ve çözeceğiz…
Üniversiteler kapalı devre çalışan mekanlar değil.
Hayata sahip çıkması gereken lokomotif olması gereken kurumlar.
İçinde bulunduğu coğrafyanın her türlü sorunu ile ilgi kurması gereken kurumlar.
Yoksa davulla, zurna ile, güzel televizyon reklamları afişler ile öğrenci talep etmek sorunları çözmez
Amerikan tipi propaganda ile bir yere benzeyerek de gelişemeyiz.
Türkiye’nin en geniş sanayi bölgesi Konya’da ama üniversite ile iş birliği yapan işyeri sayısı çok az.
Herkes büyüme derdinde, gelişme ikinci planda.
Potansiyel olarak Gaziantep’ten büyük olan Konya sanayi 2021 yılında ancak 3 milyar dolar ihracat yapabildi.
Gaziantep 10 miyar dolar…
Potansiyel olarak büyük olup da rakamsal olarak çok gerilerde kalmanın nedenini hiç araştırdık mı?
Bugün birçok orta ölçekli firma savunma sanayi ile çözüm ortaklığı yapsa çok gelişmiş bir pazarın oyuncusu olacak iken acaba neden hala firmalar çekiniyor.
Sadece büyük markaların fasoncusu olarak ne kadar gelişebiliriz?
Neden kurumsallaşma konusunda istekli değiliz?
Bütün bunların cevabını bence önce bölge üniversiteleri araştırmalı.
Sorumluluk almalı, güçlü inisiyatifler geliştirmeli.
Öğrencilerine ve ülkemize gelecek hazırlamak için bu şart…
Ülkemizin istiklal ve istikbalini de güçlendirmek için zorunlu.
Öyle odasında oturarak ülkeye ve memlekete faydalı olunamaz
Zaman sahaya inme zamanı….
Elbette sadece sanayi değil, her konuda çarpık bir büyüme halindeyiz. Bunların düzgün olabilmesi için bilim kurumu olarak üniversiteler hiçbir bahaneye sığınmadan çözüm üretmeliler.
Gelişmenin hamisi olmalılar…
