ASLANIN GÜLÜMSEMESİNE GÜVENME
Başından kar eksilmeyen yüce dağların eteğinde, geniş ormanlıkta bir aslan, kurt ve tilki anlaşarak avlanmağa çıktılar. Yakaladıkları avları beraber sırtlayıp taşıyarak, birbirlerine yardımcı olacaklardı. Ormanda, kırda birçok av tutacaklardı.
Kuvvetli bir aslan için kurt ve tilki ile arkadaşlık kınanabilirdi fakat aslan sırf ikram düşüncesiyle onları yoldaşlığa kabul etti. Güçlü bir padişaha asker kalabalıktan ibarettir. Ama Allah Resulü: Topluluk Allah'ın rahmetine sebeptir, buyurduğu için onlarla arkadaş oldu.
Allah Resulü'nün görüş gücüne kimse sahip olmamasına rağmen Hak Teâlâ, Peygamberimize onlarla danışıp görüşmeği (müşavereyi) emir buyurdu.
Kurtla tilki, aslanın yanında gururla ve büyüklenerek dağın yolunu tuttular. İşleri iyi gitti, çok geçmeden bir yaban sığırı, bir dağ keçisi ve bir tavşan avladılar. Cengâver aslanın izinde gidenler gece gündüz aç ve azıksız kalmaz. Kanlar içinde kıvranan yaralı avlarını sürükleyerek ormana getirdiler. Kurt ile tilki padişahlar adaletli olur, avları şimdi paylaşırız diyerek iştahla ağızlarının suyu akıyor, avlarını yemekte sabırsızlanıyorlardı. Aslan bunların isteklerini anlamakta gecikmedi.
Sırlar aslanı, gönül gözü açık olanlar, kalblerden geçeni bilir. Hak dostlarının yanında kalbini kötü düşüncelerden koru. O senin içinden geçeni bilir de, kırmamak için yüzüne güler.
Aslan, kurt ile tilkinin açgözlülüğünü anladı ama hemen açıklamadan kendi kendine: Ey hasis dilenciler, ben size gösteririm. Benim iyilik ve yardımımı görmezlikten mi geliyorsunuz? Dedi.
Resim, ressamı nasıl anlayabilir?
Aslan bu ince düşüncelerle içten içe gülüyordu.
Ey insan, aslanın (güçlülerin) gülümsemesine güvenme.
Aslan, kurda dönüp:
-Ey güngörmüş, tecrübeli kurt, bu avı aramızda adaletle paylaştır. Taksim etmede vekilim ol, ne olduğun anlaşılsın, dedi. Kurt:
-Şahım, diye söze başladı. Yaban sığırı senin payındır, o iridir sen de büyüksün. Bu sana layık. Keçi benim hissemdir, orta yapılı. Ey tilki tavşanı da sen al, dedi.
Aslan yerinde doğruldu:
-Ey kurt, ne dedin bir daha söyle bakayım. Benim yanımda ben, sen demek ne cesaret. Kurt nedir ki, benim gibi bir aslanın karşısında ben diye varlık iddiasında bulunuyor. Bu eşekliği nerden satın aldın? Yanıma gel, dedi. Kurt yaklaşınca kuvvetli bir pençe vurup parçaladı. Aslan, kurdu beyinsiz, düşüncesiz ve tedbirde çiğ görünce başını gövdesinden ayırdıktan sonra:
Hakk'ı görüp kendi hiçlik ve zayıflığını anlayamayan bir cana inleyerek ölmek yakışır. Allah'tan başka her şey fanidir.
Yüce huzurda, Hak kapısında ben, ben diye böbürlenenler, dost kapısından kovulur.
İki baş, iki seçkin olmasın diye güçlü aslan kurdun kafasını kopardıktan sonra:
Ey koca kurt, aslanın önünde ölü gibi itaatli olmadığın ve Hakk'ın sevdiklerinin gösterdiği yolda benlik davasından bulunduğun için Kur'an'daki Onlardan intikam aldık felaketine uğradın, dedikten sonra aslan tilkiye dönüp:
-Şu avları yemek için sen bölüştür, dedi. Tilki aslanın huzurunda yerlere kadar eğilip saygı gösterisinde bulunduktan sonra:
-Efendimiz, şu besili sığır kuşluk yemeğiniz. Şu keçi şahımız efendimizin öğle yemeği, tavşan da cömert sultanımızın akşam çerezi olsun, dedi.
Aslan:
-Ey tilki, adaleti parlattın. Bu adilane hüküm vermeği, bu taksimi kimden öğrendin? Diye sordu. Tilki:
-Kurdun başından ve akan kanlı yaşından, dedi. Bunun üzerine aslan:
-Mademki bizim kuvvetimizin yanında zayıflığını anlama fedakârlığını gösterdin, avların üçü de senin olsun. Ey tilki sen biz oldun biz seni nasıl incitiriz. Peygamberimiz kim Allah'ın olur, varlığını Allah'a (Allah yoluna) verirse Allah da onun olur, buyurdu. Alçak kurttan ibret aldığın için tilki değil, aslanımsın.
Herkesin çekindiği bir beladan, ölen dostun ölümünden ibret alan akıllıdır. (Komşunun vefatından ibret alan akıllıdır.)
Tilki, avları bölüştürme işi kendisine kurttan sonra verildiği için şükretti. Şunları paylaştır emri önce bana verilseydi. Onun pençesinden nasıl kurtulabilirdim?
Yaptıkları hatalar yüzünden başına nice bela gelenlerden sonra dünyaya geldiğimiz için Cenab-ı Hakk'a şükürler olsun. Hakk'a uymayan ve sapıklığa düşenlerin halinden ibret alıp kendimizi korumamız için sonra dünyaya geldik. Sözü doğru Peygamber onun için bize Allah'ın rahmetine kavuşmuş ümmet, buyurdu.
Eski kurtların, kemikleri, yaptıkları ve eserleri meydanda. Ey akıllı, büyük adam bak da ibret al.
Hak yolundan azıp sapan Ad kavmi ile Firavunu işiten akıllı biri, vehimden ibaret varlığı ile kötülük ve kötü isteklerinden vazgeçer. İbret almazsa, ibret alınacak hale düşer.
Aslana karşı cesaret gösterisinde bulunan ahmaktır. (Şerh-i Mesnevi,c.5,s.1411-1451)