BÜLBÜLLERİN AŞKI GÜLEDİR

Güneş batıp, gecenin karanlığı yüreğimize çökünce yerine kandilden başka çare yoktur. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430) 

Gül mevsimi geçip gül bahçesi harap olunca gül kokusunu nereden alabiliriz? Gül suyundan. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Cenab-ı Hak dağ gibi korkusuz nice kalbi (kaza ile) yerinden koparmış, nice kurnaz kuşu tuzakla ayağından asmıştır. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.337)

Ölüm, ceviz veya fındığı kırmak gibidir. İçi sağlam olan alınır, çürük olan rezilce atılır. Ey şekil düşkünü, özünü düzeltmeğe çalış. İyilerle otur, iyilik bul, temiz adam ol. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Bedendeki mânâsız ruh, şüphesiz kın içinde tahta kılıca benzer. Tahta kılıcın kın içinde kıymeti olabilir, ama çıktığı zaman yanmağa yarar. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Gül ve açılmış nar, bahçenin yüzünü güldürdüğü gibi Hak dostlarının sohbeti de seni iyiler zümresine ulaştırır. Kaya bile olsan gönül eri biri ile karşılaşırsan mücevher haline gelirsin. Temiz insanların sevgisiyle kalbini doldur. Gönlü temiz olanlardan başkasına gönül verme. Ümitsizlik tarafına gitme, ümit kapıları var. Karanlığa meyletme güneşler parlıyor. Gönlün seni temiz kalplilere çeker, bedenin ise su ve çamur batağına. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Aklını başına al, temiz bir gönül sahibinin sohbetiyle kalbini gıdalandırır. Mânâ erlerinden ikbâl ve saadet dile. (Şerh-i Mesnevi, c.1,s.237-c.2,s.430)

Asılsız şeylerden zevk aldığın sürece hakiki zevkden mahrum kalırsın. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.365)

Kavuşmanın delili ve alâmeti olur mu?

Başın derenin dibinde (suyun içinde) oldukça suyun rengini nasıl görürsün? (Şerh-i Mesnevi, c.1)

Allah senin gözüne kendisiyle görme kuvveti verirse bu âlem gibi yüzlercesini görürsün. Dünya senin nazarında sonsuz ve büyükse de Allah'ın kudreti karşısında bir zerre bile değildir. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.229-230)

Bu dünya ruhlarınız için bir hapishanedir. (Şerh-i Mesnevi, c.2)

Bu âlem sınırlı, mânâ âlemi sınırsızdır. Firavun'un yüz binlerce mızraklı ordusunu (Allah) Musa'nın bir asasıyla kırdı. (Yok etti.) (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.335)

Allah'ın fazilet ve keremi, saracak kırık ve yapacak yıkık arar. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.337)

Hadis-i Şerif: Herkes niyetine göre bulur. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.355)

Güneş batıp da gönüllerimize karanlık çökünce kandil yakmaktan başka çare yoktur. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.406)

Şekilce iki gözün var ama görüşü bir.

Nükteler keskin kılıca benzer, kalkanın yoksa geri kaç. Kılıç kesmekten utanmaz. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.417)

Tahiru'l – Mevlevi der ki: İyi olmak için iyilerle bulunmalı. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.426)

(İncil'de Peygamberimizin vasıfları, Ahmed ismi ve geleceği müjdeleniyordu. Hıristiyanlar başları darda kaldığı zaman bu ismi hürmetle öper, belalardan korunurlardı. İsmi böylesine sağlam bir kale olan Hazret-i Ahmed'in kendi ve yolunun ne kadar mukaddes olduğunu düşün.) (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.437)

Her kim kötü bir adet çıkarırsa ona her zaman lanet okunur. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.441)

Hadis-i Şerifte: Güzel bir adet çıkaran onun sevabını aldığı gibi ona uyanlardan da ecir kazanır. Kötü bir adet koyan onun cezasını çekeceği gibi onu benimseyenlerin yaptıklarından da ceza çekecektir, buyruldu. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.441)

İyiler gitti onlardan güzel örnekler kaldı, alçaklar gitti onlardan da zulüm ve lânet kaldı. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.441)

Kötülerin cinsinden meydana gelenlerin yönü ve meyli kıyamete kadar kötülükleredir. Acı ve tatlı su damarı sur üfleninceye kadar devam edecektir. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.442)

Bülbüllerin aşkı güledir.

Sığırın rengi dışında, insanın rengi içindedir. (Hayvanın alacası dışında, insanın alacası içindedir.) (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.453)

Bir şey nereden gelmişse tekrar oraya gider, denizden gelen denize gider. (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.455)

Putların kaynağı ve anası nefsinizdir, diğer putlar yılansa nefis ejderhadır.

Nefis konusunda Hazret-i Yusuf gibi bir Peygamber: Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü nefis daima ve şiddetle kötülüğü emreder. Ancak Allah'ın rahmeti yardımcı ve koruyucusu olursa başka demiştir.(Yusuf suresi, ayet:53) (Şerh-i Mesnevi, c.2,s.460)