Televizyon kitle iletişim aracı olarak yerini aldığı günden bu yana popülerliğini hiç kaybetmedi. Televizyonun işlevlerini bilgi alma, haber verme, EĞLENDİRME, reklam ve tanıtım yapmak olarak biliyoruz. Bu işlevlerin birçoğunu sağlıyor televizyon, ancak eğlendirme işlevi saymış olduğumuz işlevlerin önüne geçiyor. İnsanlar tek bir kumanda ile adeta hayata kumanda oluyorlar. Tek bir tuşla pasifize olarak uyuşturuluyorlar. Diziler, filmler ile kendilerini özdeşleştirerek, günlük hayatın sıkıntılarından kaçmaya çalışıyorlar, çalışıyoruz.
***************
Sadece bununla da yetinmeyen televizyon, propaganda ve manipülasyonun da en sık uygulandığı mecralar. Sistem insanları da metalaştırılıyor ve adeta kullanılıp atılan birer nesneye dönüşüyor. Şöhretin iyisi-kötüsü olmazmış misali insanlar bir kutu içinde her türlü şeyi mübah sanıyorlar.
Gel gelelim televizyonlarımızda yayınlanan içeriklere. Karışımıza çıkan tabloda gündüz kuşağı programları, diğer bir deyişle kadın programları dikkati hemen üstüne çekiyor. Özellikle evlilik programlarının BAŞARISINI (!) listenin en başına yazmamız lazım. Bugünlerde mantar gibi türediler malum. Başarılarının sebebini kendimce yorumlayacak olursam, evden çıkamayan bayanların kendilerini avuttuğu bir komediler dünyası resmi canlanıyor zihnimde. Bir diğer başarı sebebi ise yaptığım gözlemlerden yola çıkarak, saçma şeylerin her zaman izlendiği varsayımıdır. Bu gerçekten de böyle. Programa bakıp ne kadar saçma bir şey izlediğini biliyor, ancak onu izlemekten de geri kalmıyoruz. Bir deyişle eleştirdiğimiz şeyin müptelası olup çıkıyoruz.
***************
İzlediğimiz program, dizi, filmlerden etkilenme anlamında da başarılı bir durumdayız. Burada insanlara da çok fazla hata bulmamak lazım. Televizyon içerikleri saçma sapan birçok şeyi sanki olması gerekenmiş gibi meşrulaştırdığından insanlarda bir akıl tutulması ister istemez oluyor. Şöhretler sanki tanrıymışçasına tapılan birer nesneye dönüşüyor. Televizyon ülkeleri içerden fethetmenin ve kültürü yok etmenin silahları olarak da karşımıza çıkmayı başarıyor. Amerikan tarzı yaşam ve hayat tarzları, yiyecek ve giyim özellikleri gibi kültür ürünleri, kendi kültürümüzü yok etme yolunda emin adımlarla ilerliyor. Dilimiz bile bu yönde bir değişime uğruyor. Biraz daha aklıselim programlara yönelmeli, belki de televizyon izlememeli. Üretmeli, okumalı, hayatın özünü kavramalıyız. Ancak bu bir bağımlılık ve kaçacak hiçbir yer yok!