Kasım ayının ortasına geldik…

Lakin…

Halen tarlasını ekime hazırlayıp da ekemeyen çiftçilerin durumu bizleri üzüyor.

İki sebep var…

Birincisi yağışların olmaması…

İkincisi de girdi maliyetlerinin yüksekliği…

Malum…

Türkiye'nin büyük bölümünü etkisi altına alan kuraklık nedeniyle geçen yıl bazı belli ürünlerde rekolte kaybı yaşanmış, bu da gıda fiyatlarında artışa sebep olmuştu.

Halen etkisini de yaşamaktayız.

Değil mi?

Emin olun böyle…

Sonuç…

Araziler boş kalacak…

Dolayısıyla üretim olmayınca bugün tedarikte sıkıntı yaşadığımız ürün sayısı daha da artacak.

İki tane etken demiştik ya…

Yağışın olmaması su sorununun da acilen çözülmesi gerektiğinin işareti.

O da ayrı bir şey…

Fakat girdilerin yüksek olması tedirginliğimiz bir kat daha artırıyor.

Bakın önemli bir konu…

İklim değişikliği ve kuraklığın yanı sıra dövizdeki dalgalanmayla birlikte artan maliyetlerin artık altında ezildiğini söyleyen çiftçiler, her geçen gün daha fazla çiftçinin tarımsal üretimden vazgeçtiğine dikkat çekiyor.

Görüştüğümüz çiftçi temsilcileri bunları söylüyor.

Senaryo falan değil.

Gübre fiyatlarının yanı sıra yıldan yıla artan mazot, tohum, elektrik, su ve tarım aleti fiyatlarından da yakınan çiftçiler, çiftçilere sahip çıkılması çağrısında bulunuyor.

Lütfen bu sese kulak verin.

Kuraklığın etkisiyle birlikte maliyetlerdeki artışları düşünen çiftçinin, ekim yapıp yapmama konusunda kararsız.

Geçtiğimiz günlerde Merkez Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız’ın başkanlığında bir toplantı yapıldı.

Üretici birlik başkanları, muhtarlar ve sahadaki üretici temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşen bir toplantıydı.

Orada bir konunun altı çizildi.

“Gıda krizi kapıda!”

Bunu ben demiyorum.

Merkez Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız’ın ifadesi.

Ha bir önemli konu daha…

Başkan Yağız, bu konuyu yeni söylemiş değil.

Pandeminin ilk başlarında dile getirdiği konu gün geçtikçe reele daha çok yaklaşıyor.

Maalesef.

Bakın, neredeyse bir yıl önceki açıklamalarından bahsediyorum.

Hatırlayalım…

“2020 yılını pandeminin gölgesinde bütün zorluklara rağmen bir şekilde kapattık. 2021 tarım sezonunun içinde olduğumuz şu günlerde pandemi süreci devam ederken bu olumsuz sürece bir de küresel olarak yaşanan meteorolojik kuraklık eklenmiştir. Doğal afetlerden birisi olan meteorolojik kuraklık önümüzdeki birkaç aylık süreçte yeterli yağışlar olmazsa korkarız ki tarımsal kuraklık olarak kendini gösterecektir ve bunun bir sonraki adımı maalesef gıda krizi olacaktır. Ülkemizde yağışların önemli bir bölümünün düştüğü ekim kasım aylarında yağışlar normalin yüzde 50 altına düşerken ekimde sıcaklık rekor kırdı. Kuraklık böyle devam ederse bundan yeraltı ve yerüstü sularının olumsuz etkisi neticesi suya çok ihtiyaç duyan ürünlerden kaçış olabilir bazı ürünlerin arzında bu yıl sıkıntılar yaşanabilir. Kuraklığın had safhada yaşandığı bu dönemde suya ayrı bir başlık açılmalı su ile ilgili tüm yatırımlar öne alınmalıdır.”

O günden bugüne ne değişti?

Söyleyeyim mi?

Bugün çiftçi tarlasını ekip ekmemekte kararsız.

Bu kadar mı?

Hayır…

Döviz kurundaki dalgalanmanın da etkisiyle ayçiçek yağı ve toz şeker fiyatlarında zam yağmuru devam ediyor.

Özellikle pandemi nedeni ile tedarikte ve üretimde yaşanan sorunlar fiyatlarda yükselişe sebep oluyor. Zamlar nedeniyle sürekli etiket değiştiren zincir marketlerde şimdi de tedarik problemleri baş gösterdi.

Efendim…

Diyorum ki, artık bu uyarıları dikkate alalım…

Gelin önlem alalım…

Murat Yağız’ı haklı çıkarmayalım.