16 Nisan Cumartesi günü A.Ü SBF’de (Mülkiye’de) kariyer günü adı altında bir etkinliğe katıldım.
Mezunlar ve öğrenciler buluştular. 
Önce Aziz Köklü Salonu’nda, mezunlar yaşamlarından tecrübelerini aktardılar. Çeşitli anılarla geçmiş ve gelecek arasında bir bilgi aktarımı oldu. Mülkiyelilik kültürünün etkili bir şekilde sürdürülebilirliği açısından zenginleştirici içerikleri ile konuşmaları hepimiz dikkatle izledik.
Mezunlar bir hayli çoktu ama öğrenciler beklediğimden azdı. Hiç olmazsa Aziz Köklü salonunun tamamen dolmasını görmek isterdim.
Benim oturduğum sıra okula ilk başladığımda oturduğum yerdeki koltuktu. Bizim zamanımızda ahşap sıralarımız vardı. İlk dersim iktisada girişti. Erden Öney Hocamızdı. Şimdi aynı sıraları paylaşırken derin bir heyecan ve mutluluk yaşadım.
Konuşmalar biraz kamu sektörüne yönelikti. Bu Mülkiye’nin karakteristik özelliğinden de kaynaklanıyor. İşletme okuyanların bile müfettiş, hesap uzmanı olmak için çabaladığını düşünürsek bu normal.
Bizim zamanımızda özel sektöre en yakın iş, bankada çalışmaktı.
Yönetim hocalarımızdan Ali Erkan Eke’ye bir gün bir toplantıda sormuştum hayata işletmeci olarak nerden başlamam lazım diye. O da merdiven basamaklarının ne kadar üstünden başlarsan o kadar iyi olur demişti. 
O zamanlar büyük şirketler insan kaynaklarını okullarla iş birliği yaparak temin etme  kültürüne yeterince sahip değildi. Özel sektörü bankalar temsil ediyordu.  Böyle olunca en üst başlama basamağı da bankalar oluyordu.
Ben, hedefim ve merakım gereği biraz da tesadüfen, iş hayatının en alt basamağından başladım. 
Girişimci olmak istiyordum. En zor yolu seçtim. Bu işin çıraklığından başladım. Ama gerçek bir ustaya hiç rastlamadım.  Ali Hoca haklıydı. İşletmeci aynı zamanda günün koşullarına göre karar vermeliydi.
Mezunlar arasında farklı bölümlerin hepsinden özel sektörde girişimci, yönetici pozisyonda olanlar hayli fazlaydı.
Öğrenciler soru sormadılar. Bu konuda bence çok iyi çalışma yapılmalı. Öğrencilerin özellikle bu yetenekleri geliştirilmeli.
Kısa kısa hepimiz özetin özeti konuşmalarımızı yaptık.
Ben, her zaman savunduğum ‘’ İş hayatı okuldan başlar’’ düşüncemi paylaştım. Nasreddin Hoca’nın dünyanın merkezi ile ilgili düşüncelerini iş hayatı açısından anlattım. Nasreddin Hoca'ya sormuşlar, 'Dünya’nın merkezi neresi?' diye. Hoca, eşeğinin ön ayağının bastığı yeri göstererek, 'işte burası' demiş. 'Ya Hocam olur mu' diyenlere ise, 'inanmazsanız ölçün' demiş... 
Aslında her insan dünyanın merkezi olabilir. Yeter ki Dünya’ya hangi potansiyelle geldiğini fark edebilsin. Kendisini potansiyeli doğrultusunda bilgi beceri, yeteneklerle donatarak kişisel manyetik alanını arttırabilsin. Konumunu belirleyebilsin. Bugün Steve Jobs Iphone ile, Bil Gates Microsoft ile, Jeff Bezos Amozon ile, Getir Kurucusu Serkan Borançlı (GETİR), Elon Musk,  Selçuk Bayraktar  yaptıkları işlerle kendi manyetik alanlarını küresel yaşamı etkileyecek seviyeye taşıdılar. Ülkelerinin stratejik güçleri oldular.
Tabii burada konuşmamda söyleyemediklerimi de yazdım. Zaman dardı.
Asıl görüşmeler bize ayrılan masalarda oldu.
Özellikle işletme ve uluslararası ilişkiler öğrencileri ile sohbetlerimiz çok verimli oldu.
Sorular:
Ne iş yapacağıma nasıl karar verebilirim?
Nasıl staj imkânı bulabilirim?
İnsan kaynaklarında gelişmek istiyorum neler yapabilirim?
Kendimi nasıl geliştirebilirim?
Uluslararası okuyorum özel sektörde nasıl çalışabilirim?
Gibi sorular vardı.
Öğrencilerle yüz yüze görüşürken biraz tutuk gördüm. Ama Boran beyin buraya gelmek bile çok önemli. Mezunlardan Mecnun Kormaz’ın bu masaya gelmeniz bile iş hayatına yönelik samimiyetinizi ve kararlılığınızı gösterir, sözleri katılımın büyük bir değişimin başlangıcı olduğunu gösteriyor.
Bana göre:
Bu toplantıda hoca göremedim. Her bölümün hocaları da orada olmalılardı.
Hocalar özellikle dersleri ile ilgili projeleri öğrencilerin iş hayatı ile ilgisini kuracak şekilde vermeliler. Vermiyorlarsa tez elden her ders kesinlikle iş hayatı ile iç içe projelerle ders işlemeliler.
Öğrenciler iş hayatı ile ilgili kişisel bağlarını(Network)  birinci sınıftan itibaren geliştirmeliler.
Kendi manyetik alanının etki derecesini: daha çok bilgi sahibi olarak, dil, yazılım, muhtelif beceriler, ilgi alanlarının kaliteli bir şekilde zenginleştirilmesi ile kendilerini güçlendirmeliler. 
Bugün linkedin gibi bir imkân var. Burada dünyadaki bütün şirketlerin İnsan kaynakları yöneticileri başta olmak üzere, yöneticiler, uzmanlarla bağ kurup onlarla iletişime geçmeliler. Burada şirketlerin ve değişik beceri gruplarının takipçisi olmalılar. 
Youtube kanalı artık aynı zamanda eğitim kanalı. Burada ilgi duydukları her alan konusunda bilgi alabilirler, beceri kazanabilirler yeteneklerini geliştirebilirler. Küresel düzeyde dünyanın akışını, ekonominin akışını izleyebilirler.
Özellikle ne yapacaklarsa yapsınlar hepsini dünyadaki gelişmeleri de beraber düşünerek yapsınlar.
Mezunlar: kesinlikle tecrübelerini öğrencilerle paylaşsınlar.
Mümkün olduğunca çok öğrenciyi okul hayatı süresince iş hayatı ile buluşturmaya aracılık etsinler.
Özellikle yurt dışında çalışan mezun arkadaşlarımız, özel sektör veya devlet görevlisi olabilir; mümkün olduğunca çok öğrenciyi yurt dışına çıkarsınlar. Bir haftalık şirket gezileri olabilir. Bunun için Büyük Elçilikler iletişim halindeki uluslararası şirketlere ve kurumlara bu konuda tavsiyeler öneriler verebilir. Onların projelerinde en az bir öğrencinin olması sağlanabilir.
Üst düzey özel sektör ve devlet yöneticilerimiz uluslararası gezilerinde ya da projelerinde öğrenci bulundurabilir. Uzun vadeli olmaya gerek yok bir haftalık bir gezi çok şey değiştirir.
En kötü ihtimalle bir öğrenciyi yılda bir kez yemeğe götürüp birkaç saat geçirmek bile o öğrencinin hayatında çok geniş bir pencere olacaktır.
Bir yolculuğunuzda yanınızda bir öğrenci ile seyahati düşünün, o öğrencinin ufku ne kadar genişler, sizin için de ne kadar büyük bir deneyim olur. Ben denedim muhteşem oluyor.
Özel sektör ya da devletin yönetici dahil her kademesinde çalışan mezunlar yılda en az birkaç öğrencinin kendi kurumlarını ve şirketlerini ziyaret etmesini sağlayabilirler. Kendi yaptıkları projelere öğrencilerin katılımını sağlayabilirler
Burs staj gibi klasik katkılar da çok önemli ama çok bedel ödemeden yapabileceğimiz o kadar çok iş var ki.
Boran arkadaşımız bu proje ile çok değerli bir iş yaptın. Bu etkinlik için çok teşekkür ederim.
Sevgili Şule rehberliğin için çok teşekkür ederim.