Konya özellikle inanç turizmi açısından büyük önem arz ediyor. Hz. Mevlana’nın Konya’da olması tüm insanlık için önemli evrensel mesajlar içeriyor. Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik eden Konya, bununla birlikte Selçuklu ve Osmanlı mimarisini de günümüze kadar yaşatmaya çalışıyor. Konya’da Mevlana Müzesi, Alaaddin Cami, Selimiye Cami, Aziziye Cami, İplikçi Cami, Şerafettin Cami, İnce Minare, Karatay Medresesi, Yusuf Ağa Kütüphanesi, Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi, tarihi mescitler, tarihe ve inanç turizmine hitap eden önemli yapıtlar yer alıyor. Konu ile ilgili Yenigün’e özel açıklamalar yapan Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, inanç turizmi açısından Konya’nın manevi bir il olduğunu anlattı. Konya’nın tarihten aldığı misyonla, vizyon üretmesi gerektiğine işaret eden Güçlü, ile yeni müzeler kazandırılması gerektiğini ve böylece Konya’ya gelen turistlerin daha çok vakit geçirebileceğine dikkat çekti.

5-4-18

TÜRK İSLAM KÜLTÜRÜNÜ ANLATIYORUZ

Aydınlar Ocağı olarak önemli faaliyetler yürütüldüğünü ifade eden Güçlü, “Temelimiz Türk Kültürü’dür. Bizim insanımızı ilgilendiren her türlü faaliyeti yaparız. Dini, milli, sanat, kültür, edebiyat, musiki, gezi, konferans, panel, vefa geceleri gibi birçok alanda varız. Türkiye’de 105 bin civarında dernek var. Konya’da ise 3 bin 500 bandında dernek var. Biz takdir edilen, beğenilen, takip edilen bir derneğiz. Geri dönüşüm noktasında olumlu tepkiler alıyoruz. Türkiye’de bizler gönlü ve beyni bağımsız insanlardan oluşuyoruz. Tam bir sivil toplumuz. Hiç kimsenin arka bahçesi değiliz. Biz bağımsız bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Türk İslam Kültürü’nün müdavimi olarak bağımsız bir çizgide faaliyetler yapıyoruz” dedi.

5-1-20

‘KONYA UĞRAK NOKTASI OLMAMALI’

Konya’nın turistlik olarak uğrak noktası olarak görüldüğünü kaydeden Güçlü, bunun önemli bir sorun olduğuna işaret ederek, “Antalya’dan Kapadokya Bölgesi’ne giden, Bursa’dan Şanlıurfa’ya giden turistler genelde Konya’yı uğrak noktası olarak görüyor. Konya’da kalınmıyor. Konya transit geçiş yeri gibi görünüyor. Buda Konya’nın aslında misyonunun çok güçlü fakat, vizyonunun zayıf olduğu bir kent anlamına geliyor. Yani bu bir kirli çıkıya benzer. Kirli çıkı nedir? Yani içinde çok değerli şeyler var. Ama dış görünüşü ise yalın manasında. Onun için Konya tarihteki misyonuna uygun, vizyona kavuşması lazım. Buda Konya’yı yönetenlerin sorunu. Konya’yı ulusal ve uluslararası seviyeye daha çok çıkarmak lazım. Yani Konya bu yönüyle öne çıkmalıdır” diye konuştu.

5-3-18

‘MARKALAŞMAYA DİKKAT ÇEKTİ’

Güçlü, özellikle markalaşmanın önemine dikkat çekti. Güçlü, “Konya’nın büyük bir lokomotif gruba yada insana ihtiyacı var. Yani her şehrin bir lokomotif güçleri vardır. Misal Adana’nın Sabancı’sı vardır. Kayseri’nin Kadir Has’ı vardır. Konya’nın ise yeteri kadar yok. Konya birbirine yakın kurumlardan, insanlardan oluşuyor. Dolayısıyla bir lokomotif eksikliği görülüyor. Konya’yı peşinden sürükleyecek bir lider şahısın ortaya çıkması lazım. Ya da bir kurum olması gerek. TOGG Konya’da olsaydı çok farklı olabilirdi. Markalaşma adı altında bir kuruluşun Konya’da olması lazım. Buda Konya’daki sanayiyi daha çok tetikler ve teşvik eder. Turizm’de canlandırır” şeklinde konuştu.

5-2-18

‘KONYALI BAKANLAR OLMASI BÜYÜK ŞANS’

Konya-Antalya hızlı treni en kısa sürede hayata geçirilmesi gerektiğini dile getiren Güçlü, “Türkiye genelinde Ankara’ya gelip, Ankara’nın Konya üzerinden Antalya’ya ulaşmak isteyenler bu hızlı treni kullanmalı. İkinci hızlı tren ise Konya-Mersin arasında olmalıdır. Ankara’dan Kayseri’den, Sivas’tan, değişik yerlerden gelen insanlar Konya üzerinden Mersin limanına da indirilmelidir. Orta Anadolu’nun ticari, ürünleri, bu hızlı tren aracılığı ile Mersin Limanı’ndan dünyaya pazarlanmalıdır. Yani Konya ticari olarak Mersin’e, turistlik olarak Antalya’ya hızlı trenle bağlanmak zorundadır. Konya bu vizyon açığını kapatmak zorundadır. Yeni kurulan kabinede Konya büyük bir şans yakaladı. Konya bu kabinede yakaladığı şansı iyi değerlendirmeli. Çünkü 4 tane Konyalı bakanımız var. Az değil. Bu müthiş bir avantaj. Bakanlarımızı yıpratmadan, bu işler desteklenmelidir. Onlar sayesinde Konya bu açığını kapatmalı” ifadelerini kullandı.

5-6-17

Özkaya: 'Sanatı kendim için yapıyorum' Özkaya: 'Sanatı kendim için yapıyorum'

‘YENİ MÜZELER YAPILMALI’

Konya’da manevi iklim olduğuna dikkat çeken Güçlü, “Konya’da inanç turizmi açısından çok zengin bir il. Konya’ya yeni müzeler kazandırmak lazım. Mevlâna Kültür Merkezi’nin oraya kent dönüşümü olan yerlere birkaç tane müze yapmak lazım. Konya’ya mesela İstanbul ve Ankara’dan sonra en büyük üçüncü Arkeoloji Müzesi’ni kazandırmamız gerekiyor. Kent Müzesi’ni faaliyete geçirmek yapmak gerekiyor. Müzelerimizi zenginleştirmemiz lazım. Hem yeni buluntuları getirerek hem de depolardaki çürümeye yüz tutmuş buluntuları sergilememiz ve geniş bir şekilde sunmamız lazım. Mevcut Konya Etnografya Müzesi 50 sene öncesinin müzesi. Arkeoloji Müzesi 100 sene önceki müze. Bunlar artık ihtiyaca artık cevap vermiyor. Bir Ziraat müzesi olabilir, bir Hava Müzesi olabilir. Yani Müzeler son derece çeşitlendirilmelidir. Misal Ziraat Müzesi’ni Ticaret Borsası yapabilir. Konya’da bütün ürünlerin sergilendiği bir müzeler yapılmalıdır. Konya turizmi böylece daha çok zenginleşmiş olur” diyerek düşüncelerini dile getirdi.

5-7-18

‘MEVLEVİ OTEL ŞART’

Güçlü sözlerini ise şu şekilde tamamladı, “Tabi bununla birlikte tematik oteller yapılmalıdır. Yani bir Mevlevi Dergâhı tarzında otel yapılmak zorundadır. Buna Mistik Otel diyebiliriz. Gelecek olan turist kafilesi orada bir gece Mevlâna Dergâhında kalmış gibi hissiyat uyandırmamız lazım. O dönemin kıyafetlerinin giyildiği, o dönemin yiyeceklerinin sunulduğu, o dönemin musikisinin olduğu, bir atmosferde, havada turistleri misafir etmek lazım. Böyle bir otelimiz yok maalesef. Mevlevi Dergâhı’nın 5 yıldız otel tarzında tasarlandığını düşünün. Yani Konya’daki turistin manevi iklimi hissetmesi gerek. Çünkü Konya’da oteller zinciri zaten var. Turist farklı olan için gelir. Yani turistlerin kendi ülkesinde göremediği bir atmosferi yaşatmamız gerekiyor. Adam gelecek burada bir Derviş 24 saat nasıl yaşar? Bunu öğrenmesi lazım. Manevi duyguyu yaşatacaksın. Turistlere farklı şeyler sunmak lazım. Turist zaten kendisinde olmayana gelir”

5-9-9

SAMET AKTAŞ

Editör: Birkan Bakay