Rasulullah miraçta yaşadı nice,
Namaz muştusuyla, Mekke’ye döndü aynı gece.
Yattığı yer dahi soğumamış sıcaktı,
Abdest aldığı su, leğende sallanırdı.
Kâbe de anlattı herkese miracı,
İnananlar sevindi, göz yaşı döktüler,
Müşrikler inanmadılar, itiraz ettiler,
Toplaştılar, O’nu yalancı çıkarmaya,
Gittiler, Hz. Ebubekir’e anlatmaya.
“Ebubekir doğru insandır,
Sözüne güvenilir” dediler,
“Gidip gelmiş Muhammed”
Olanı biteni anlattılar,
Alay etmeye başladılar.
Hz. Ebubekir onlara cevaben:
“Muhammed söylediyse doğrudur,
Güvenir iman ederim,
Her işine ve sözüne”
Müşrikler: “Yürü gel yanına gidelim,
Onun dediklerini sen de duy” dediler.
Anlattı Allahın Rasulü, Hz.Ebubekir’e,
Ağlayarak sarıldı, tebrik etti emini.
“Mübarek olsun miracın”
”Bundan sonra senin adın,
Ebubekir Sıddık’tır “ diyerek,
Sarıldı Rasulullah.
Böylece Hz.Ebubekire o gün,
Sıddık lakabını verdiler.
Nice insanlar imanla dolup taştılar,
Müşrikler, düşman olup inanmadılar.
Miraç böylece vuku buldu,
Çok güzel muştularla döndü Rasul,
Sevinç ve heyecanla içi doldu.
Yaralı, üzgün gönlü, çokk mesrur oldu..
Ay dahi, güneş dahi,
Nûrundan Muhammed’in,
Cümle şekerler tadı,
Tadından Muhammed’in.
“Ol Seyyidü’l kevneyn
Muhammed Mustafa’ya salavât!
Ol Resûlü’s-sekaleyn
Muhammed Mustafa’ya salavât!
Ol İmâmü’l-Haremeyn
Muhammed Mustafa’ya salavât!
Ol Ceddü’l Haseyn ve Hüseyn
Muhammed Mustafa’ya salavât!
Şefaat ya Rasulallah!
Meded ya Rasulallah!
Dahîlek ya Rasulallah!”