Dünyayı şekillendiren Küresel güçler her asırda kendi geleceklerini ve politikalarını güvence altına almak için sürekli düşman gruplar oluştururlar ve İslam dünyasındaki tarihsel farklılıkları kaşımayı çok iyi bilirler. İran'da Şah döneminde değişik gruplar meydanlarda eylemlere başlayınca Fransa Ayetullahlara destek çıkar, İmam Humeyni önce Ankara Paris Oteline sürgüne sonra, Fransa'ya getirilir. En sonunda da İran Şii İslam Devrimi olduğunda Fransız uçağıyla Tahran'a indirilir. İslam Dünyasının temel inanç esaslarından ayrılmış Şia'yı desteklemek her zaman Batı'nın işine gelir. Batı Dünyasının en büyük düşmanı, İslam'ı Hz. Peygamber döneminden aldığı gibi geleceğe taşıyan Kur'an ve Sünneti esas almış günümüze getiren Sünni İslam Dünyasıdır. 

Baştan söyleyeyim bazı Humeyni muhibbanları hemen hakarete başlayarak mezhep düşmanlığı yaptığımızı söyleyebilirler ancak biz kaynak vererek ifadelerimizi delillendiriyoruz. Hz. Peygamberin eşi Hz Aişe annemize ve sahabelere hakaret eden Humeyni'nin Taharet isimli kitabı 3. cilt 457. sayfasında yazılan cümle aynen şöyledir:" Aişe, Talha, Zübeyr, Muaviye ve benzerleri köpek ve domuzdan daha da pistirler "Nur Suresinde tertemiz olduğu Hz. Aişe'ye iffetsizlik iftirası atan, Sahabelerin çoğunu küfürler itham eden, Kur'an'dan bir çok ayetin çıkarıldığını iddia eden, Mut'a Nikahını önemseyen, İmamların masumiyetini kabul eden ve daha bir çok İslam itikadıyla bağdaşmayan düşünceyi barındıran bir yapı elbette Küresel güçler için kullanılmaya hazır bir kozdur.  

Batı, kendine düşman olarak belirlediği Sünni İslam Dünyasını yıkmak için Ona bir düşman musallat etmeliydi. 8 yıl sürecek İran –Irak savaşını başlatarak Irak'ı şiileştirmek üzere İran'ı kışkırttılar. İran'a nükleer enerjiyi veren yine Batılılardır. Aynı şekilde 370.000 kendi vatandaşını katleden halk tabanında yüzde 10 karşılık bulan Katil Esed'i kayıtsız şartsız desteklemeleri hatta devlet olarak Esed Kırmızı çizgimizdir demeleri; mezhep taassubunun gözleri köreltip, beyinleri zehirlemelerinin en bariz örneğidir. ABD ve Avrupa, İran'a düşman gibi görünse de İslam dünyasının birbirine düşmesi, birbirini katletmesi amacıyla İran'ın güçlenmesi fikrini önemsedikleri için İran üzerinden İslam dünyası üzerindeki yıkıcı planlarını gerçekleştirmektedirler. 

Suriye'nin çok farklı etnik yapı ve değişik mezheplerin yaşadığı bir coğrafya olduğunu düşünürsek, Orada yapılacak operasyonla İslam âleminin bir nevi hassas kılcal damarlarıyla oynamış olursunuz. Suriye'de Sünniler ağırlıklı olmak üzere az sayıda Nusayriler, Ezidiler, Kürtler ve Selefiler yaşamaktadırlar. Yönetim boşluğundan istifade ederek alelacele DAİŞ adı verilen bir terör örgütü icat eden batılılar içerisine yerleştirdikleri özel kuvvetler aracılığıyla hesaplarını görmeye başladılar. Orada buldukları ezilmiş, dışlanmış ve şiddete meyilli gençlerden oluşturduğu yapı ile terörü bahane edip çok rahat Suriye üzerinde istedikleri ameliyatları yapmaya başladılar.  

Batı yıkılan ideolojiler ve rejimler bittikçe yeni düşmanlar yeni canavarlar üretmeye başladılar. İran Şii İslam Devleti bir Batı projesidir. Arabistan'daki selefi hareketi cihatçı Vahhabiliğe, Pakistan ve Hindistan'da Kadıyanilik projesiyle cihadın olmadığı bir İslam oluşturmak, Türkiye'de de cemaat eliyle ılımlı İslam projesi hayalleri vardı. Diğerleri tutmuş olsa bile Türkiye'deki projeleri tutmadı. Suriye'de Esed'in düşmanı gibi göründükleri halde Esed'in zayıflığı ve karmaşık yapı ile her zaman İsrail'in ve Batılıların ali menfaatleri gözetildi.  En uzun sınırlarımızın olduğu Suriye'de yıllardır planları olan Batılılar Türkiye'yi zayıf düşürmek için Kuzey Suriye'de terör unsurlarının hareket alanlarının genişlemişini isteyerek Türkiye'nin sahip olduğu ekonomik ve ticari birçok stratejik geçiş yolunun söz konusu grupların eline geçmesini amaçlamaktadırlar.

Dünyada yüzü gülen bir İslam ülkesi kalmadı. Yıllardır toprakları üzerinde her türlü yıkıcı ve bölücü planları uygulamaya koydular. İslam'ın temel esaslarından ayrılmış birçok yapıyı İslam diye gösterdiler. Mezhep taasupçuluğu gözleri kör edince mezheplerinin menfaati İslam'ın menfaatlerinin önüne geçti. İslam kardeşliği değil, mezhep taassubu yegâne ilkeleri oldu. Rabbim Müslümanların yardımcısı olsun.  Sürekli üzerlerine bomba yağan, idamların olduğu, acıların eksilmediği bu coğrafyada Rabbimiz bizleri her türlü tefrikadan, ayrılıklardan muhafaza eylesin.