Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: Ölümü çokça hatırlayın! Çünkü ölümü hatırlamak, (insanı) günahlardan arındırır, dünyaya karşı zahid kılar. Eğer zenginken ölümü düşünürseniz, sizi zenginliğin afetlerinden korur. Fakirken tefekkür ederseniz, hayatınızdan memnun olmanızı sağlar.

İkindi namazı öncesi camide hoca vaazı nasihat ediyordu. Vaazda dikkat çeken konular vardı; en dikkat çeken konu ise ölen erkeleri üç kat kefenle sarılıp toprağı verilirken bayanların ise beş kat kefene sarılıp toprağa öyle verildiğini anlatıyordu. Vaaz bunu anlatırken çok dikkat çeken bir uyarıda bulunuyordu. Bayanların mezara girerken tesettürüne dikkat ediyor da dışarda gezerken niye dikkat etmiyorlardı. Bu durumu şöyle izah ediyordu; Seni göremeyen ölülerin yanına girerken tesettürüne dikkat ediyorsun da canlı olan insanların yanında niye dikkat etmiyorsunuz diyordu. Evet doğruydu dışarda her tarafı açık bir vaziyette gezerken insanlardan utanmayanlar mezarlığa gelince utanıp tesettürüne dikkat etmeye çalışıyordu

Bir Hak dostu, gafletten kurtulup ömür nimetini salih amellerle değerlendirebilmemiz ve daima hamd, şükür ve rıza halinde, huzurlu bir kulluk hayatı yaşayabilmemiz için, şu tavsiyelerde bulunur: Zaman zaman hastahanelere giderek hastaları ziyaret et! O muzdaripler gibi hastalıklara müptela olmadığını ve üzerindeki sıhhat nimetini düşünerek haline şükret! Zaman zaman hapishanelere giderek oradaki mahkumların bin bir ıztırabla dolu zindan hayatlarını tefekkür et! Cinayetlerin bir anlık öfke veya cinnet neticesinde işlendiğini, diğer taraftan mazlum olarak hapse düşüp o cefaya katlananların da bulunduğunu, onların yerinde kendinin de olabileceğini düşün! Allah Teala seni bu hale düşmekten muhafaza ettiği için O’na şükret! Oradakilerin selameti için de dua et! Sonra kabristanlara git, oradaki mezar taşlarından hal lisanıyla yükselen sessiz feryatları dinle! Ömür nimetini kaybettikten sonra pişman olmanın bir fayda vermeyeceğini düşün! Vakitlerinin kıymetini bil! Mezarda yatanlar için dua ve istiğfar et! Ve bundan sonraki günlerini daha çok hamd, şükür ve zikir ile değerlendirmeye çalış! Hakikaten, insana ölümü ve ahireti düşündüren en güzel vesile, kabir ziyaretidir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuştur: Ben size kabir ziyaretini yasaklamıştım... Artık ziyaret edebilirsiniz. Çünkü kabir ziyareti size ahireti hatırlatır.

Abdullah bin Ebi Ferve radıyallahu anh şöyle anlatır: Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Uhud’daki şehidlerin kabirlerini ziyaret etti ve şöyle buyurdu: Allahım Kulun ve Peygamberin, bunların hakiki şehid olduğuna şâhitlik eder. Ve kıyamete kadar kim bu şehidleri ziyaret eder de selam verirse onlar da o ziyaretçinin selâmına karşılık verirler. Yine Hazreti Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ashabı kirama, kabristana gittikleri zaman şöyle demelerini öğretirdi: Selam size, ey bu diyarın mümin ve müslim halkı! İnşaallah yakında biz de aranıza katılacağız. Allah’ın bizi de sizi de bağışlamasını dilerim.  Tabiinin büyüklerinden İmam Şabi şöyle der: Ensarın yakınlarından biri vefat ettiğinde sık sık kabrini ziyaret eder, yanında Kuran okurlardı. hatırlayın! Ahiret hayatını isteyen, dünya hayatının süsünü terk eder. Kim ölümü çokça hatırlarsa Allah onu sever. Bütün zevkleri kökünden yok eden ölümü çokça hatırlayınız.