1
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kimya Mühendisliği bölümü için gittiği Ankara’da üniversite içerisindeki karışıklıklar ve İslam karşıtlığı nedeniyle bölümü bırakmak durumunda kalan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hasan Hüseyin Uysal, mesleğini de İslam yolunda icra ettiğini belirtti. Uysal, 2000’li yıllarda da İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı’nda (İHH) çalışmalara başlayarak 2015 yılından bu yana İHH Konya İl Başkanlık görevini yürüttüğünü belirtti. İHH Konya İl Başkanı Hasan Hüseyin Uysal ile yaptığımız röportaj şöyle:
Sizi tanıyabilir miyiz?
Hasan Hüseyin Uysal. 1960 yılında Güneysınır’ın Mehmet Ali Köyü’nde dünyaya geldim. Babamın imam olması nedeniyle farklı yerlerde bulunduk, 1967 yılında babamın Konya merkeze tayin olmasıyla o tarihten bu yana Konya’da olduğumuzu söyleyebilirim; tabi eğitim ve ihtisas nedeniyle şehir dışında bulunduğumuz zamanlar da oldu.
Babanızın imam olmasının, bugün vakıf faaliyetlerinde bulunmanızla ilgisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Babamın imam olması ve ümmet hassasiyet taşıması vesilesiyle ben İslami meselelerle ve bu ülkedeki ve babamın ufkunun ulaşabildiği diğer ülkelerdeki Müslümanların dertleriyle erken dönemde, ev ortamında tanışmış oldum. Babam akşamları bize İslam tarihinden, Peygamberlerin hayatından kitaplar okur, kalbimize ümmetle ilgili bir yakınlık yerleştirmeye çalışırdı. Biz de etrafımızdaki meseleye, o yaşlarda bile, babamızın bize kattığı bu perspektifle, İslam hassasiyeti içerisinde bakar olduk.
ORTAOKUL YAŞLARINDA ZOR SEMİNERLER
Dernek faaliyetlerine zaman başladınız?
Ortaokula başladığımda teşkilatlı faaliyetlere Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) ile tanışarak haftalık seminerlerine katılmaya çalıştım. Şehrimizin önde gelen imam hatip ve ilahiyat eğitimcileri, İslam hassasiyeti olan hocalarımız tarafından verilen bu seminerler ışığında henüz ortaokul yaşlarında dahi bürokrasi gibi o yaş için uç bir konuda bile seminerlere katılıyordum. MTTB, eğitici ve duyurucu seminerler verdi.
İlerleyen yıllarda Akıncılar Derneği’nin kurulmasıyla ben de henüz lise yıllarında Uluırmak semtimizin Akıncılar teşkilatı şubesinin kurucuları arasında yer aldım. İlk teşkilatlı çalışmam MTTB’de seminerlerle, yöneticiliğim ise Akıncılar Derneği’nde oldu. Ülkemizin İslam dışına itilmesi ve İslam karşısına konuşlandırılmasını hazmetmeyen bu yapıda mevcut durumu değiştirmek için kitlesel bilinçlendirme çalışmaları yürüttük.
İSLAMİ DURUŞLU FAALİYETLER UZUN GÖZALTI İLE SONUÇLANDI
Siyasi karışıklıkların bulunduğu dönemlerde bu bilinçle okumak da kolay değil! Üniversite yıllarınız nasıl geçti?
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği bölümünü kazanıp Ankara’ya gittiğimde de yine çevremi Akıncılar Derneği’nin üyeleri oluşturdu. Oturduğumuz mahalle, görüştüğüm insanlar da bu görüşe sahipti. Mahallemizdeki gençlerin milli, manevi duyguların kazanması açısından çalışmalar yürüttük. Fakir aile çocuklarıydık ve ailemizden bize çok fazla para gönderilemezdi ancak ona rağmen mahallemizdeki gençleri soframıza davet eder, beraber vakit geçirirdik. Hangi mahallede bulunduysak o mahallenin cami derneğinin üyesi olarak İslami ortamın her daim içinde bulunma gayretinde bulunduk.
Akıncılar Derneği’nin zaman içinde kapatılması ve ardından 12 Eylül Darbesinin yaşanmasıyla, dernek üyelik ve faaliyetlerimiz dolayısıyla, sıkı yönetim komutanlığı nezdinde 1 ay kadar nezarette kaldım. Ancak ispatlayacak bir suç bulunmayınca serbest kaldım. Yine de üniversitede kayıt sürecini kaçırdığım için o yıl gecikmeli olarak üniversiteye dönebildim. Derneğimiz kapatılsa da öğrenci evlerindeki İslami sohbet ve derslerimiz devam etti. ODTÜ'de slami kesimdeki öğrencilerin öğrenci liderliğini de üstlendiğimi söyleyebilirim. İslami çerçevedeki entelektüel birikimi olan hocalarımızla yaptığım röportaj ve çalışmalar arkadaşlarımız arasında çok ufuk açıcı oldu. İslami kesimin o dönemki okulu olarak görülen Mavera Dergisi’nin Ankara’daki merkezine sık sık uğrayarak Cahit Zarifoğlu gibi değerli isimlerle görüşme imkânım oldu.
Her ne kadar 6 yılımı ODTÜ’ye vermiş olsam da ısınamadığım için mezun olmadan eğitimimi yarıda bıraktım. Tekrar sınava girerek Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanıp tekrar Konya’ya geldim.
‘MESLEĞİMİ DE BU YOLDA İCRA ETTİM’
Konya’ya geldikten sonraki gönüllülük faaliyetlerinizden de bahseder misiniz?
Tıp Fakültesinde okurken -yaşım da, bilgi birikimim de diğer öğrencilerden fazla olduğu için- Hekimler Birliği Vakfı Konya Şube Başkanı Tahir Yüksek Hocamın isteğiyle Yönetim Kurulu Üyesi olarak yönetim kurulunda yer aldım. Hekimlerin Müslümanca yetişmesi için kurulan bu dernekte de çalışmalar yürüttük. Üniversitenin son yıllarında anne memleketim olan Bozkır’daki köylere Bozkırlılar Vakfı Başkanı Ali Şevik abimin davetiyle taramalara gittik. Okulu tamamladıktan sonra da mesleğimi bu yolda icra etmek için çaba sarf ettim.
‘ÇOK ÇALIŞMAMIN ÖDÜLÜNÜ HAC İLE ALDIM!’
Mesleğinizde icra ettiğiniz görevlerden de kısaca bahseder misiniz?
Askerlik görevim sonrası devlet hastanesi ve sağlık ocağında bir süre çalıştıktan sonra bir huzur evinde doktor olarak çalıştım. Çok şükür orada hastaların tıbbi durumları kötüye gitmeden, ilaca ayrılan giderden neredeyse yarı yarıya tasarruf yapılmasını sağlamış olduk. Bunu yaparken yaşlı hastalarımızın sağlık durumlarını da gözettik. Huzurevi Müdürü, hizmetlerimden memnun kaldığı için o yıllarda Kızılay’ın da sağlık ekibi gönderdiği kutsal topraklara Kızılay nezdinde benim için referans olarak görevli gitmeme ve hem hekimlik hizmeti vermeme ben de hac yapmama vesile oldu. Çok çalışmamın ödülünü, o dönemlerde imkânım olmadığı halde hacla aldım! Huzurevi’nde çalıştığım dönemde Memur-Sen’e bağlı Sağlık-Sen’in de kurucu başkanlığını yaptım; Mazlum-Der’in de Konya’da şube olarak kurulup teşkilatlanmasını sağladım. Daha sonra uzmanlık sınavına girerek Erzurum’da Göz Sağlığı ve Hastalıkları İhtisasımı tamamladım ve Erzurum’a vefa borcumuzu ödemek için yaklaşık 2 yıl kadar da orada çalıştım. İkinci haccıma da Erzurum’dayken ailemle yapmak nasip oldu. 2003 yılında Konya’ya gelerek önce SSK Konya Bölge Hastanesi’nde -şimdiki adıyla Meram Devlet Hastanesi- çalışmaya başladım. Burada geçici olarak çalışıyordum ve tayinim Aksaray’da olduğu için oraya göndermek istediler. Ben de istifa ederek Özel Selçuklu Hastanesinde çalışmaya başladım;15 buçuk yıl orada çalıştım. 2021 yılında Numune Hastanesi'nde Başhekim Yardımcılığı yaptım.
Devamı Pazartesi Günü