“Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu” vesile oldu, hemen hemen tüm Ege bölgesini görme ve gezme imkanı buldum…

Bodrum’dan başlayan tur, İstanbul’da sona erdi…

10 Nisan’da Bodrum-Kuşadası etabı ile başlayan “Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu” Selçuk-Alaçatı, Çeşme-İzmir, İzmir-Manisa, Manisa-Ayvalık, Edremit-Eceabat, Gelibolu-Tekirdağ ve İstanbul etabıyla sona erdi…

Toplamda 1.167,5 kilometre pedal çevirdi bisikletçiler…

Tabi ki, turu takip eden bizler, yani görevlilerde aynı güzergahlardan geçtiler…

Bunu neden mi hatırlattım?

Nisan olmasına rağmen, turizm bölgelerinde bir hareketlilik başlamış, şehirlerine gelecek misafirler için yerel yönetimler harıl harıl çalışmalara başlamış…

İki yıl pandemi dolayısıyla sinek avlayan yörenin esnafları da kendilerine göre hazırlıklar yapıyor, yerli ya da yabancı turisti çekmek için çaba gösteriyorlar…

Zaman zaman konuşma fırsatı bulduğumuz yöre esnafı, bu yazdan çok umutlu…

İki yılın acısını çıkarmak için üzerlerine düşenin en iyisini yapma derdindeler…

Tek endişeleri fiyatların başını alıp gitmesi ile hayat pahalılığı…

Bu konuda çok emin değiller, ama turizm patlayacakmış gibi umutlarını da koruyorlar…

Ege tarafı böyle…

Sanırım Akdeniz bölgesi de farklı değildir…

Görüştüğüm bazı arkadaşlar, farklı farklı düşünseler de, onlar da umutlular.

xxx

7-23 Mayıs tarihlerinde de İstanbul’daydım…

İstanbul’un turist çekme gibi bir derdi yok, dünyanın insanı orada…

Ama, İstanbul esnafı da hem kendi, hem de ülke ekonomisine bir girdi sağlamak için çırpınıyor…

İstanbul bir cazibe merkezi, ipini koparan  “velet”ler İstiklal caddesini, cebi dolu   “elit”ler de Etiler ya da Galataport’u mesken tutuyorlar…

Dolayısıyla, İstanbul bu konuda, yani turist konusunda her türlü zengin.

xxx

Gelelim şehrimize…

Cumartesi günü tramvaydan Mevlana durağında indim, Türbe Önüne doğru yürürken gördüğüm fotoğraf, turizm adına beni umutlandırdı…

İstiklal Caddesi gibiydi…

Mevlana müzesini ziyaret etmek isteyen yerli ve yabancı turistler mahşeri olmasa da, hatırı sayılır bir kalabalıkla bir an önce müzeye girmek için, adeta yarış halindeydiler…

Gidin sorun müze yetkililerine, farklı bir şey söylemezler…

Artık sadece ülkeler değil, şehirler de turisti çekme, turisti yatırma, turisti doyurma konusunda birbirleriyle yarışıyorlar…

Konya’nın da bu yarışa dahil olması gerekiyor…

Şehrimiz sanayisiyle, sporuyla, tarımıyla, özellikle de dünyaya açılan penceresi Mevlana Hazretleriyle öne çıkmalı ve pastadan hak ettiğini almalı…

Turizm konusunda, yerli turistleri çekebileceğimiz gezilmesi ve görülmesi gereken güzel yerler var…

Sille, Çatalhöyük, Kelebekler Vadisi, Ecdat Parkı,  Japon Parkı, Medreseler, Müzeler, Camiler ve tabi ki Konya’ya özgü yemekler…

Etlekmek, Furun Kebabı, Bamya Çorbası ve Konya takım yemekleri de turistlerin Konya’ya gelmesi için önemli sebeplerden birisi olarak parlatılmalı ve PR çalışması yapılmalı…

İstanbul’un hemen hemen her bölgesinde, özellikle Hava limanlarındaki billboardlarda  Konya’yla ilgili tanıtımlar yapılıyor…

Bunların mutlaka etkisi oluyordur, ama yeterli midir?

Bilmiyorum…

Daha da zenginleştirilebilir miyiz?

Neden olmasın…

Konya’nın bütün markalarını öne çıkarmak istiyorsak,  daha profesyonelce adımlar atılmalı…

Ülkemizde 365 günün yarısı tatil!

Bayram tatili, seyran tatili, hafta sonu tatili, yıl sonu tatili bir sürü tatil günümüz var!

Bu tatil günlerinde, özellikle yerli turisti Konya’ya getirtebiliyor, yedirtebiliyor ve yatırtabiliyor muyuz?

Bunun çalışmaları yapılmalı…

Salgın nedeniyle evlerinde hapis kalan insanların ellerinden kelepçeleri, ayaklarından da prangaları sökülüp atıldığı bu günleri turizm sektöründe çalışanlar iyi değerlendirmeli…

Yabancı turist eskisi gibi şehrimizde konaklamıyor, bu bir gerçek…

80’li yıllarla, bugünü kıyaslamak mümkün değil…

Ucundan kıyısından da olsa Mevlana Caddesi’nde büyüdüğümüz için biliyorum…

Meseli şu; yabancıyı geçtik, yerli turisti yatılı getirmeliyiz…

Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay bu konuda mutlaka kafa yoruyor ve bu anlamda adımlar atıyor…

Eyvallah…

Turizmciler de kendisine destek vermeli…

Çünkü, Konya yerli turist konusunda pastadan hak ettiği payı alamıyor!

Dolayısıyla, otelci esnafı, lokantacı esnafı, acenteci esnafı da, Büyükşehir Belediye Başkanı Altay gibi sahaya inmeli ve üzerine düşeni yapmalı…

Bu arada Konya turizmini canlandıracak olan “Türbe Önü Kentsel Yenileme Projesi” ne zaman tamamlanacak ya da ne zaman hizmete girecek, çok merak ediyorum…

Çünkü, o güzel mekanlar Konya turizmine yüzde milyon katkı koyacaklar…

İnşallah bu güzel ve tarihi eseri en kısa zamanda görürüz.