Konya mızrabı alanında sazı ve sözü ile ekol olmuş, Türk Halk Müziği’nin önemli temsilcilerinden Rıza Konyalı, 24 Ocak 2025 tarihinde İzmir Buca Bakım evinde vefat etti. Merhum Rıza Konyalı’yı Çetiner Müzik Sahibi Yapımcı Hikmet Çetiner, Konya Yenigün Gazetesine anlattı. İşte Hikmet Çetiner’in kaleminde Rıza Konyalı…
ATINI SATIP CURA ALMIŞ
Konya’nın Acıdort Köyü’nde 1933 yılında hayata merhaba diyen Rıza Keleşer 14 yaşında köyünde çift sürdüğü doru at ve kırat adını verdiği iki atını satar ve bir cura alır, bu cura ile müziğe merak sarar. Konya’da müzik alanında örnek aldığı Garkınlı Gara, Çopur Ahmet, Silleli Berberoğlu İbrahim gibi ustaların arasında yetişir, Konya’da Kayıklı Kahve, Kızlı Kahve gibi yerlerde Türkü söylemeye başlar.
MÜZEYYEN SENAR İLE TANIŞTIRILDI
Mehmet Kepekçi tarafından türkü okuması ve gırtlak sesi keşfedilir, Mehmet Kepekçi Konya’ya bir programa gelen Müzeyyen Senar ile tanıştırır. Bu tanışma Rıza Keleşeri, Rıza Konyalı yapma yolunda ilk basamak olur. İzmir’e gider İzmir’de gazino, sahne derken İstanbul’a gider ve Odeon Plak firmasından ilk taş plağını yapar. “Annem Dağdan İndim Düze Ben” plağı ile sanat hayatına plağı olan bir sanatçı olarak devam eder. Eni iyi Annem Diyen sanatçı ünvanını alır.
KONYA İSMİNİ OMUZLARIMDA TAŞIYORUM
Bağlama çalış ve mızrabı ile de farklı bir stili olan Rıza Konyalı, Konya Mızrabı Usulü’nün en güzel ustalarından biridir.
1960 yılında mahkeme kararı ile Keleşer olan soyadını Konyalı olarak değiştirir. Kendi tabiri ile ben Konya ismini omuzlarımda taşıyorum derdi. Rıza Konyalı olarak çıkardığı plaklar çok ilgi görür sahnelerin ardından turnelere de gitmeye başlar. Gittiği turnelerin 3 ay 5 ay sürdüğü zamanlar olur.
Sanatçı olarak farklı bir kişiliğe sahip giyimine çok dikkat eden, diktirdiği takım elbisenin kumaşından, ayakkabı, kravat ve mendil yaptıran, ‘sanatçı özel giyinmeli kendisine dikkat etmeli’ derdi.
PLAKÇILAR KRALI İLE TANIŞMASI
Bir gün gelir Türkiye’nin Plakçılar Kralı Hilmi Coşkun ile tanışır ve sanat hayatında yeni bir dönem başlar. Coşkun Plaktan çıkardığı plaklar yok satmaya başlar. Türkiye’nin aranan ve en çok dinlenen sanatçılarının arasında yer alır. Coşkun Plak’tan 345 adet plak çıkarır.
Hilmi coşkun aynı zamanda benim dayımdır. Hilmi Coşkun vefat ettikten sonra Antalya Akseki’nin Menteşbey Köyü’ne defnedilir. Vefat etikten bir kaç sene sonra Rıza Konyalı bana Hilmi Coşkunu ziyaret etmek istediğini ona sözü olduğunu söyledi.
Konya’dan yola çıktık ve Akseki’nin Menteşbey Köyü’ne vardık. Hilmi Coşkun’un kabri başına geldik. Rıza abi elini açtı, ben dua edecek diye beklerken Amanın Sille Sille diye Sille Türküsü’nü okumaya başladı. Tabi ardından duasını etti, birazda sesli sesli beraber yaşadıkları anılardan sohbet etti ve ziyareti tamamlayıp vedalaşıp helalleşti. Tabi vedalaşırken de bekle beni ben yukarıdan zam aldım, 92 olunca bende geleceğim dedi. Dediği gibi 92 yaşında vefat etti. Sille Türküsü’nü okumasının nedeni ise Hilmi Coşkun Sille Türküsü’nü çok severdi. Coşkun Plak firmasına plağa da okumuştum. Her oturduğumuzda Sille Türküsü’nü okuturdu. “Sen öldüğünde mezarının başına gelip okuyacağım diye sözüm vardı sözümü yerine getirdim” demişti.
ARŞİVDE OLAN KİMSENİN BİLMEDİĞİ BİR ALBÜM
Çetiner Müzik olarak yapmış olduğumuz çalışmalar “Konya’dır Dedikleri” albümünün ardından 1974 yılında yapmış olduğu ve arşivinde olan bir albümünü getirdi. “Hikmetçiğim ben ölür giderim kimse kıymetini bilmez, bunu da çıkar” diye getirdiği bir kaset. İlk defa dinlediğim ve çok özel bir albüm idi. Bağlamalarını Orhan Gencebay, Arif Sağ, ud Kadri Şençalar, keman Mustafa Keser, darbuka Pabuç Ahmet gibi önemli bir saz ekibi tarafından icra edilmiş bir albüm. “Notere gidelim ben bunun izin yazısını da vereyim” dedi. Notere gittik ve noterde çalışanlara da Sille Türküsünü canlı olarak okumuştu. Bu albümü Rıza Konyalı sanatta 72’nci yılı anısına “Yeniden” ismi ile dijital olarak tüm dijital portallarda yayınlamıştık.
KONYA KÜLTÜRÜNE KATKI SAĞLANDI
2003 yılında Konya’nın en önemli folklor etkinliği olan Barana Kültürü’nü yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak için “Konya Geceleri Barana” albümünü görüntülü olarak birlikte yaptık. Bu çalışma çok özel ve örnek bir çalışma olmalıydı, onun için sanatçı seçimi ve eser seçimini birlikte yaptık. Albümde Rıza Konyalı, Mustafa Konyalı, Bestekar Salihi, Ramazan Koyuncu, Mehmet Kayık, Cafer Özdemir, Suat Orhan, Sille Barana Ekibi gibi… Türkiye’de ilk defa yapılmış içeriğinde yemek kültürü, tarihi kültür, sosyal yaşantı türkülerin içeriğine göre özel görüntüler ile yaşatılmış bir çalışma idi. Rıza Konyalı’nın tabiri ile “gelecek yıllarda okullarda ders olarak işlenecek çok önemli bir Konya Folkloru ile ilgili çalışma” olmuştu. Çok izlendi. Konya folklor meraklısı herkesin evine girmiş bir çalışma oldu ama korsan yayın olarak… Rıza Konyalı bir gün sordu ‘albüm nasıl gidiyor’ diye. ‘Korsan çekim olmasa çok güzel olacak, proje çok beğenildi ama biz umduğumuz sayıya ulaşamadık’ dedim. Her zaman söylediği bir söz vardı, “Alkış çoktur Para yoktur” dedi. “Alkış ne kadar fazla ise para azdır” derdi. “Olsun biz Konya için güzel bir eser yaptık hemşerilerimize” demişti.
Konya sevdalısı olan ve her zaman dediği “Konya sokaklarında yürümek ve Konya’da ölmek, Konya’ya defnedilmek istiyorum” derdi ama bu isteği ne yazık ki gerçekleşemedi 24 Ocak 2025 tarihinde İzmir Buca Bakım Evi'nde vefat etti.