İslamiyet, kelime anlamıyla "teslimiyet" olan İslam kelimesinden türemiştir. Bu dini anlayış, sadece bir ibadet ritüeli değil, aynı zamanda hayatın her alanında bir teslimiyet ve bağlılık anlayışını içerir. İslam'ın temel prensibi, Allah'a mutlak bir teslimiyet ve itaattir.

İslamiyet, Müslümanları, yaratılış amacını kavramış ve hayatlarını bu amaca uygun bir şekilde yaşamaya çağıran bir rehberlik olarak görür. Teslimiyet, Müslümanları Allah'ın iradesine tam bir güvenle yönlendirir, hayatlarını O'nun rızası doğrultusunda şekillendirme sorumluluğunu taşırlar.

İslam'ın beş temel ibadeti olan şehadet, namaz, oruç, zekât ve hac, bir Müslümanın hayatındaki teslimiyetin somut ifadeleridir. Bu ibadetler, sadece ritüeller değil, aynı zamanda Allah'a olan itaati simgeler ve Müslümanları ahlaki ve manevi bir disipline davet eder.

Teslimiyet, İslam'ın merhamet, adalet, sabır ve sevgi gibi temel değerlerini içerir. Müslümanlar, bu değerleri günlük hayatlarında uygulayarak, toplumlarına birer örnek olma sorumluluğunu taşırlar. İslamiyet, insanın içsel bir dönüşümle, teslimiyetin gücüyle huzura ve anlam bulabileceği bir yoldur.

İslamiyet, insanın kendi hırslarından, egosundan arınarak, Allah'a olan teslimiyetle gerçek özgürlüğü bulabileceğini öğretir. Teslimiyet, Allah'a güvenmek ve O'nun rehberliğine yönelmek anlamına gelir; bu da insanın hayatında bir denge ve anlam arayışında rehberlik eder. İslamiyet, teslimiyetin yolu olarak, insanın içsel bir huzur ve Allah'a yönelik bir sevgiyle dolu bir yaşam sürmesini hedefler.