Dünya hayatı insan için yaratıldı. İmtihan ise istisnasız her insana mahsus bir mefhumdur. Yüce Yaratıcı kudretiyle dağları, taşları, uçan kuşları, merada otlayan koyunları, bal yapan arıları, süt veren inekleri, yumurtlayan tavukları, suda yüzen balıkları hâsılı bil umum dünyayı ve içindeki varlıkları insanın hizmetine memur kıldı. Yüz yıllardır varlığını haykıran bunca delilin yanında peygamberler, nebiler, kitaplar ve bunlarla yaptığı hitaplar hep insana; insanın mutluluğu için vazifelendirildi.

Kitaplarında buyurduğu hususlarda insana emir ve yasaklarını; kısacası sınırlarını belirtti. Doğanın fıtratı gereği canlıları çiftler halinde yarattı. Her türlü yaratmayı bilmesinin yanında (Yasin Suresi 79.) bu dünya sebepler dünyası olması dolayısıyla canlıların üremesi ve çoğalmasını sağlamak üzere her türün çiftleri vücuda geldi. Bir ırkın çoğalması için çiftlerden her ikisine de ihtiyaç vardır. Bir erkek ya da bir dişi türünü kendi kendine asla çoğaltamaz. 

Bu açıklamaya neden ihtiyaç duyduğum sanırım hepinizin malumu. Bizleri yaratan, yaşatan belirli bir vakte kadar bizlere mühlet veren Yüce Yaratıcı, cinsler arasında herhangi bir ayrım gözetmeksizin nimetlerini, emir ve yasaklarını tüm kullarını kapsayacak biçimde ulaştırıyor ve yayıyorsa insanın böyle bir ayrım yapmak ne haddine?

Tüm bunları nereden mi çıkarıyorum? 'Kadına şiddete son'; kadınlar çiçektir' ; 'Kadınlar Günü' vb. söylemler bir şeyler çağrıştırıyor mu?

Bu ayrım hangi hastalıklı zihinden çıkmışsa asırlardır iyi tutmuş; zira bir deli kuyuya bir taş atmış yüz akıllı çıkaramamış misali arkasından gidenlerin sayısı her geçen gün artmış ve bu gidişle tükeneceğe benzemiyor. Yıllarca ülkemizde ve dünyada nereden çıktığı belli olmayan bu tür bağnaz fikirler doğrultusunda ikinci sınıf insan muamelesi gören ırkımızın dişil temsilcileri her türlü ezilmenin, hakaretin, haksızlığın pençesinde yaşama ve hayata tutunma mücadelesi verdi ve vermeye devam ediyor. Allah akıl, fikir versin. Başka uğraşacak sorun kalmadı herkesin gündeminde aynı şey;  Kadın aşağı, kadın yukarı. İnsanın,'kadın kadar başınıza taş düşsün ' diyeceği geliyor.

Sorarım size neden kadınlar günü var da erkekler günü yok? Sözüm ona tüm gün çalışıp çabalayan ve yorgun argın eve dönen erkekler değil mi? Lafa gelince; 'çalışmayan kadın evde ne iş yapar? ' 'Asıl yük bizim omuzlarımızda' diyerek kendilerini acındırmazlar mı? Tamam, o zaman madem esas ezilen onlar erkeklerin bir günü olsun ve 'erkeğe şiddete son'; erkeğe vuran eller kırılsın' ' erkekler çiçektir'  benzeri söylemler de onlar için dillendirilsin. Neden hep zayıf taraf dişil ırk olarak gösterilerek toplumda yanlış bir algı oluşturulmaya çalışılıyor? 

Bu söylemler kimlerin ekmeğine yağ sürüyor? Kimlerin işine geliyor bilmiyorum ama bildiğim bir şey var; toplum olarak bu tür asılsız, başı sonu belli olmayan, ipe sapa gelmez düşüncelerle zaman kaybedeceğimize; nasıl daha mutlu, ahlaklı çocuklar yetiştirim? Nasıl topluma daha faydalı olabilirim? Bugün ne öğrendim, günümü faydalı geçirebildim mi? ...gibi daha mantıklı düşüncelerle geçirsek gelecek adına Türk toplumunun sağlıklı, başarılı, ahlaklı bireylerle gücüne güç katmasına daha çok katkı sağlanır kanaatindeyim.

Kadınlar Günü benzeri yakıştırmalar ve Âdemin Kızlarının da böyle şeylerin peşine düşmesi zayıf ve aciz olduğunu kabul etmiş ve fıtraten sahip olduğu haklarını diğer cinsten dilenen zavallı bir görüntü ortaya çıkaracağından kadınlarımızın bu tür söylemlere itibar etmemelerini ve yaşamlarına doğal bir şekilde devam etmelerini canı gönülden arzu ediyorum. 

İyi hafta sonları.