“Arkadaş ortamlarına giremiyorum, girsem bile çoğu zaman kendimi olduğumdan daha mutsuz ve huzursuz hissediyorum”, diyor 23 yaşındaki Ekrem Bey. Sosyal ilişkide olduğumuz kimseler üzerimizde her zaman olumlu duygular bırakmayabilirler. Bazı kimselerle bazı ortamlarda iletişim kurmak, kimi zaman insanda bir ağırlık ve hoşnutsuzluk etkisi yaratabilmektedir.

Bulunduğunuz bir ortamda kişiler arası diyalog ve etkileşimin olumlu gelişmesinde samimiyet(içten geldiği gibi davranma) oldukça önemlidir. Bu her iki tarafın da katkısıyla sağlanabilecek bir durum olup sırf karşısındaki insanı kırmama adına yahut Ekrem Bey’de olduğu gibi sırf ailesi sosyal olsun, arkadaş ortamı olsun diye direttikleri için, girilen ortamda yapay konuşmalar ve davranışlarda bulunmak zorunda kalmak, hiç ilişki kurulmamasından daha kötü sonuçlara sebebiyet verebilir.

Kimi zamanlarda muhataplarınıza artık daha fazla iletişim kurmak istemediğinizi ifade etmeniz de gerekebilir. Bunu muhataplarınızı incitmeden yapmanın çeşitli yolları bulunmaktadır.

-İlki direkt konuşmadır. İstek, beklenti ve şikâyetlerinizi eğip bükmeden, daha da önemlisi eşinizi, çocuğunuzu vs. aracı olarak kullanmadan olduğu gibi karşı tarafa aktarmaktır. Muhataplarınız anlayışlı ve görüşlerinize saygı duyan kimselerse zaten olgunlukla bu taleplerinizi anlayacaklardır. Burada dikkat etmeniz gereken şey olabildiğince sakin, olayları manipüle etmeden, objektif değerlendirmeler içeren diyaloglara girmenizdir.

Karşı taraf sizi anlamaya yanaşmasa da siz içinizdekileri, kırıp dökmeden iletmiş ve neticede kendinizi rahatlatmış olacaksınız.

Diğer tavsiyemiz doğru yerde ve doğru zamanda konuşmanızdır. Dışarıdan kimselerin müdahale edemeyeceği, daha sessiz olan bir ortam/zamanda, yüz yüze sakince konuşabileceğiniz bir konuşmanın çok daha etkili olduğunu unutmayın.

Bir sonraki tavsiyemiz, detay ve ayrıntılara fazla takılmayın.  Geçmiş meseleler üzerine derinlemesine dalmanın yüzeye çıkmanızı daha da zorlaştırabileceğini unutmayın. Önemli olan meselelerden daha ziyade size hissettirdikleri olumsuz duygular ve bunların nasıl olumluya dönüşebileceği şeklinde olmalıdır.

Diğer maddemiz muhataplarınızın yalnızca olumsuz özelliklerini değil, aynı zamanda olumlu olan yönlerini de konuşma esnasında aklınızın bir köşesinde tutmanız. En hoşlanmadığınız insanların bile muhakkak kayda değer iyi yönleri olduğunu muhakkak ki bilmelisiniz.

Olumsuzluklara odaklanmayın, karşı tarafın sinir uçlarına dokunacak konuyla alakası olmayan hassas noktalara girmeyin. Daha yapıcı olan siz olun. Velev ki karşı taraf bu yumuşak başlılığınızı kullanmaya kalkarsa siz ifade etmeniz gerekenleri ifade edip, suçlanmaya başlandığınız anda konuşmayı başka bir zamana erteleyin.

Dinlenilmek için önce dinlemenin gerekli olduğunu unutmayın. Muhakkak sizin anlatmak istediğiniz çok şey var lakin emin olun muhataplarınızın da en az sizin kadar içini dökmeye, anlatmaya ihtiyacı olduğunu bilin.

Karşınızdakileri örselemeden, çözümü bulma adına konuşma yapın. Yersiz tepkiler gösterirlerse empati kurarak onların bakış açısını kavramaya çalışın. Ama bu demek değildir ki size yüklenilmesine, hakaret edilmesine izin verin.

Son tavsiyemiz ise sizi dinleyen, bir araya geldiğiniz insanlara size vakit ayırdıkları için teşekkür edin. İster çözüm bulmuş olarak isterse çözüm bulunmadan olsun, teşekkür etmenin faydasını asla göz ardı etmeyin.