2025 yılı ilk aylarında 24 Ocak Cuma günü 40 yıl acı tatlı her halimle benimle sabırla yaşayan Hatunumu darı bekaya uğurladım.
Bir ay sonra seksen öncesinin kaoslu yani kargaşa ortamından seksen sonrasının fermanlı cenderesinde sınanmış asla davasından rızaı ilahi gayesinden sapmamış yalnız ve yalnız mensubu olduğu Türk Milletine hizmet etmiş ve hizmet üretmek için çalışmış asla kutsi yolundan sapmamış kalburüstü yiğit yol arkadaşım Ahmet Çelik Ağabeyim 21 Şubatta darı bekaya yani ebediyete göçtü.
Biz 50 yıldır her halinden razıydık, rızaı ilahiden ayrılmayan Ahmet Ağabeyimizden yol arkadaşımızdan razı ol Ya Rabbi!
Bunun yanında hastalığı süresince hizmet eden başta evdeşi yengemizden, oğlundan, evlatlarından ve ailesinden Allah razı olsun.
Ahmet Ağabeyime Allah rahmet eylesin, ahiret yurdu cennet olsun.
**
Biz dünden bugüne karınca kararınca bütün samimiyetimizle mensubu bulunduğumuz Türk Milletine hizmet ederek ve hizmet üreterek rızkına vesile olduk. Başka deyişle iyilik üzere çalıştık.
İyilik etmek, fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın. Günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın. (Kuranı Kerim)
Evet, Kuran böyle emrediyor.
Akil olanlar ise;
Bir başkasının yaşamasına yardım etmeyen, yaşadığını iddia edemez. (Merry Browne)
Gerçek olan şu ki, toplum içinde yaşıyorsak topluma faydalı işlerde bulunmalıyız. Ortak kullanma durumunda olduğumuz kurumlar, kuruluşlar, camiler, okullar, köprüler, yollar daha doğrusu insan olarak kullanmak zorunda olduğumuz bütün alet, edevat, ne varsa sahiplenmeli ve korumalıyız.
Bizden sonrakilere de miras olarak bırakmalıyız.
Emanet ehli olmalıyız.
Emaneti de muhakkak ehline vermeliyiz.
Her ne şartta olursa olsun faydacı ve faydalanılan olmalıyız.
Bu memlekete bizim bu insanlar da bizim insanlarımız olduğu unutulmamalıdır.
Bizden sonrakilere kutlu miras bırakmak asil vazifemiz olmalıdır.
Öyle arabasının plakasına bey yazdırmakla, sırtına poşu atmayla olmaz. Şekille değil icraatla olur değil mi? Yarınların elinden tutarak binlerce insanımız rızkına vesile olmaktır.
Ne demişti Ziya Paşa; “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”
**
Öyle ise çok uzatmadan ders veren bir hikâye yazımıza devam edelim mi?
Çölde devesiyle birlikte yolculuk bir bedevi, dudakları susuzluktan kurumuş bir adama rastlamış.
Adam bedeviyi görünce sevinmiş ve su istemiş. O da devesinden inerek suyu vermiş. Suyu içip kendine gelen adam bedeviyi itekleyerek deveye binip kaçmaya başlamış. Bedevi hırsıza;
--- Deveyi al git ama senden bir ricam var, ne olur bu olayı kimseye anlatma! Demiş. Bu sözleri duyan hırsız şok olmuş ve duraklayıp sormuş:
--- Bu ne demek anlatırsam ne olur?
Bedevi;
--- Eğer anlatırsan bu olay her yere yayılır. İnsanlar bundan böyle çölde ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmazlar, hep çekinip kaçarlar.
Bedevi gibi derdimiz devemiz değil de, kötülüğün yayılmaması olmalı.
Tabi kıssadan hisse alanlara selam olsun!