Mekke zülüm çile yeriydi müslümanlara
Dayanacak hali kalmadı yapılanlara
Hicret göründü emirle tüm müslümanlara
Allah Resulü de ayrıldı Mekke’den sonunda.
Hüzünlüydü yaşanılan ve hatıralardan
Yola çıktılar can Ebubekir’le şehrinden
Emredilen Medine ‘ye varmaktı muradın
Mekke’de doğdun, Medine’de kurdun yuvanı.
Medine halkı haber almıştı sevindiler
Yolunu gözetip seyretmeye başladılar
Nöbetçi koydular her bir yöreye gözcüler
Hem özlenen beklenen misafirleri vardı.
Kızgın çölde esen rüzgar serinliği gibi
Soğuk suyu bekleyen çölün hararet gibi
Gözler dikildi çöl üzerine kartal gibi
Merakla hasretle o sevgili beklenendi.
Ne gün teşrif edecek arzusu kalplerinde
Sabırsızlıkla bekleşirken onlar görüldü
“Geliyorlar” diye bağıran bir ses duyuldu
Kadın erkek genç yaşlı hep koşmaya koyuldu.
Sevinç sardı Medine halkını içler coştu
Sanki ağızlar bir koro olmuş okuyordu
Önce tekbir şükür sesi semada duyuldu,
Başladılar hep bir ağız söylemeye şunu;
“Ay doğdu üzerimize veda tepelerinden
Şükür gerekti bizlere Allah’a davetinden
Sen güneşsin sen aysın sen nur üstüne nurdun
Ey Resul, Sen bu şehre şeref verdin, hoşgeldin.”
Medine halkı kucak açtı hepsi Resule
Bekleyenler heyecanlı beklenene
Sanki gökten inen bir nurdu şehirlerine Gözleri kamaştı, yüzleri güldü sevinçle
Medine ‘de daha sevinçli bir gün olmadı
O gün yüzler güldü, Sen’le gönüller ısındı
Şeref kazandı şehir mertebeler atladı
Senin yuvan, Senin evin, Senin şehrin oldu.
Bineğin Kusva dünyanın şanslı mübareği
Seni kızgın çöllerde yol alıp can taşıdı
Yolda önünde olsam onun mihmandarı
Ağlasam Kusva gibi sana hasretle özde.
Ne olur Kusva gelip benim evimde dursa
O Resul Zişana hizmetim benimde olsa
Onun nuruyla hanem huzur saadet bulsa
Eyüp el Ensari’nin evinde karar kıldı.
O gün ona nasip oldu yüce, büyük devlet
Resulünü ağırlamak ne güzel saadet
Onu evinde ağırlamakta sonsuz nimet
“Buyur ya Resulallah hanem! Senin hanendir.”