Kaos ve kavganın hüküm sürdüğü, toplumun kutuplaştırıldığı, kardeşin kardeşe düşman kılınmaya çalışıldığı 1960-1970 yıllarının en aktif sivil toplum önderi Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nün ilk mezunlarından o bir ilahiyatçı, o bir eğitimci, büyük idealist, gözlerinden alev saçan bakışı, insanı derinden sarsan hatipliği ve hitabetiyle insanları, kitleleri etki alanına alan bir dava adamı, bir gönül adamı Mücadele Birliği Genel Başkanı.

1938 yılında Adana Pozantı Kamışlı Yörükler Köyünde doğan, Adana İmam Hatip Lisesi mezunu, Konya Yüksek İslam Enstitüsü giriş imtihanını kazanarak okula girmeyi hak kazanan okul öğrenci derneği başkanlığına seçilen Necmettin Erişen arkadaşlarıyla birlikte çıkardığı “Yeni Ümit” dergisiyle İslami hareketin tohumlarının atıldığı bir zemin oluşturmuştur.

FOOT 1 ALTI: Necmettin Erişen 11 ay Çumra Cezaevi’nde kalmıştı....

1960 yıllarında Adana Merkez Camii’nde imam hatiplik, Konya’nın Çumra İlçesinde Türkmen köyünde ilkokul öğretmenliği, Konya Merkez Sahibiata Camiinde imam hatiplik, Konya merkez ve Çumra ilçesinde vaizlik görevlerinde bulundu. Gençlik hareketlerinde önemli roller üstlendi. 1967 yılında Konya’da kurulan Mücadele Birliği’nin Genel Başkanı olarak Konya’nın 85 mahallesinde dava arkadaşlarıyla birlikte toplantılar yaparak “Milletim Uyan” diyerek Anadolu’da yeniden milli uyanışın ateşini yaktılar.

BİR DAVA ADAMI BİR GÖNÜL ADAMI BİR LİDERDİ

Necmettin Erişen için her insan kim olursa olsun Hak’ın, doğrunun muhatabı, her yer cami, okul, çay bahçeleri, pazar yerleri, evler tebliğ mekanları idi. Mücadele Birliği Genel Başkanı olarak yapılan onlarca mitingi, yüzlerce konferansla on binleri arkasında sürükleyen, komünizmin iç yüzünü açıklayan resim sergileriyle “Mücadele Birliği oldukça Türkiye ye komünizm gelmez” algısını toplumda oluşturan kelimenin gerçek manasıyla büyük bir hatip, bir dava adamı bir gönül adamı bir lider idi.

O dönem sosyalist bir yazar ve aydın olan Cemil Meriç ile 1967 yılında Necmettin Erişen’in Konya da bir dostun bürosunda yolları kesişir. Sohbet esnasında Necmettin Erişen, Cemil Meriç’e söylediği “Bu Millet gibi düşünmeyenler, bu Millet gibi yaşamayanlar bu Milletten sayılmaz, bu Milleti kurtaramaz, siz bizden değilsiniz” sözlerinin hayatının akışını değiştirdiğini “jurnal” isimli eserinde “o dağdan dağa sıçrayan bir küheylan gibiydi” diyor. Mağaradakiler adlı eserinde de Necmettin Erişen’den şöyle söz eder; Cemil Meriç “Konya yolculuklarında, ilk defa olarak başkası ile temas ettim. Başkası yani kendi insanım! Kaderin karşıma çıkardığı genç üniversiteli “sen bizden değilsin dedi” evet ben onlardan değildim. Ama onlar kimdi? Uçurumun kenarından uyanıyordum. Demek boşuna çile çekmiş, boşuna yorulmuştum. Bu hüküm hakikatin ta kendisiydi. Tanzimattan bu yana Türk aydınının alın yazısı, iki kelimede düğümleniyordu. Aldanmak ve aldatmak! Bu kan, et çemberinden nasıl kurtulacağız? Gerçeği görmek, hayatı sonuna kadar yaşamakla mümkün. Yığın Avrupalılaşırken Aydınlar Türkleşmeli. Ve çalışmaya başladım. Spinoza 44 yaşında ölmüş, Nietzsche 44 yaşında delirmiş. Ben yolumu 44 yaşında buldum”. Cemil Meriç de bu yerli ve milliliğe dönüşümü sağlayan “siz bizden değilsiniz” sözünün sahibi Necmettin Erişendir. Onun, çarpıcı birkaç cümlesi birkaç sözü ile hayatlarının akışını fikri dönüşünü milliliğe değiştiren yüzler binler olmuştur.

FOTO 2 ALTI: Necmettin Erişen beyaz kefeni ile mitingde konuşma yapmıştı....

KEFEN GİYEREK HALKA HİTAP ETTİ

1968 yılında Konya olaylarından sonra (T.Ö.S, T.İ.P İl binası, Liyons kulübü vs. binaların tahrip edilmesi) Konya’da düzenlenen mitingde beyaz kefen giyerek halka hitap etmesi ve burada verilen mesajlar dalga dalga Anadolu’ya yayılmış Anadolu küllerinden uyanmaya Anadolu’nun manevi havası yeniden canlanmaya başlamıştı.

06 Temmuz 1969 yılında, 1968 Konya olayları gibi belli karanlık kesimlerin tahriki ile halk tarafından T.Ö.S kongre binasının basılması T.İ.P, T.Ö.S binaları sol yayınlar satan kitapevi ve dükkanların tahrip edilmesi neticesinde Mücadele Birliği Tarafından yayınlanan “tahrik edilen halkın önüne set çekilemeyeceğinin anlatıldığı bildiri” mesnet gösterilerek Mücadele Birliği hakkında açılan kapatma davası neticesinde Mücadele Birliği kapatılmış Necmettin Erişen ve Mevlüt Baltacı 11 er ay hapis cezasına çarptırıldılar.

FOTO 3 ALTI: Mücadele Birliği’nin ilk başkanı Necmettin Erişen Adanalı idi...

Necmettin Erişen her gün onlarca insana rehberlik etmiş, rehberlik ettiği kişilere “ilim adamı olun, kıymetli vakitlerinizi onun bunun ardında geçirmeyin, siz önden gidin onlar sizin arkanızdan konuşsunlar, arkanızdan gelsinler” derdi. Dava arkadaşı İrfan Küçükköy ona “alevi sönmeyen bir volkan” diyordu. Yapılan miting ve konferanslarda Mücadele Birliği Genel Başkanı olarak hitaplarında:

İtalyanlar profesyonellik teklif etti ama reddettim İtalyanlar profesyonellik teklif etti ama reddettim

“Aziz milletimin şerefli evlatları,

Gazi torunları,

Şehit çocukları,

Her biri bir düşman cephesinde can veren kahraman ecdadımızın nesli,

Şerefli millet evlatları,

Milletimiz tarihinin en karanlık günlerini yaşıyor

Bir millet ızdırap içinde yaşarken onun evlatları rahat edemez” diyerek milletine seslenirdi.

FOTO 5 ALTI: Mücadele Birliği ve Necmettin Erişen’in mitinglerine Konya gençliği çok destek vermişti....

1970 yılında Alaaddin meydanındaki “ortak pazar millete mezar ve imam hatipler kapatılamaz” mitinginde Cumhurbaşkanlığı makamı dahil yetkililere iletilmek üzere hazırlanan milletin karar ve azmini bildiren dilekçeye kendisi dahil miting meydanında seçtiği 3 kişinin parmağı kesilerek kanla imzalanmış, kanka imzalanan dilekçeler yetkililere iletilmişti.

Hapis cezasını Çumra Cezaevi’nde çeken Necmettin Erişen cezaevinden çıktıktan sonra “tabelalar iner milletin mücadelesi devam eder” diyerek mücadelesine kaldığı yerden devam etmiştir. Arkadaşlarıyla birlikte ilk sivil Konya Mehter Takımını kurmuş birçok il ve ilçede mehteran gösterileri ile, konferans ve mitinglerle Anadolu’nun manevi yapısı, milli ruhun yeniden inşa edilmesine katkılar sağladı.

“BİZ MADDİ BİR ÇIKAR PEŞİNDE, ŞAN, ŞÖHRET, MEVKİ, MAKAM PEŞİNDE DEĞİLİZ”

Necmettin Erişen o dönem neslinin milliyetçi, mukaddesatçı aydınlarının ve özellikle mücadelecilerinin fonksiyonlarını şöyle anlatır. “Biz maddi bir çıkar peşinde, şan, şöhret, mevki, makam peşinde değiliz. Ülkemiz bir bataklığın içine düşürülmüştür. Bizim neslin aydınları olarak, bizler bataklığın üzerinde yaşıyoruz. Bizden sonra gelecek olanlar bizim üzerimizden geçerek selamete ulaşacaktır. Bizden sonra gelecek milliyetçi, mukaddesatçı aydınlar Türkiye yönetiminde görev alacaklar” derdi. 1940-1970 yılların nesli milliyetçi, muhafazakâr, mukaddesatçı aydınları çile neslidir. Bu neslin aydınları milliyetçi, mukaddesatçı düşmanlığını sadece göz yaşları ile değil canları ile, istikballeri ile, kanları ile gece gündüz demeden dur durak bilmeyen gayretleri, azimleri ve sabırlarıyla kırmamış olsaydılar ülkemiz hala bir çıkmazın içinde milliyetçi, mukaddesatçı aydınlar hala bataklıktan çıkmak için kıvranıyor olurlardı.

İşte Necmettin Erişen bu çileli dönemin yıldızlarından biridir. 2011 yılında yaz ayında vefat edinceye kadar her türlü zorluklara ve yokluğa rağmen bataklığı kurutma mücadelesine her ortamda vermiş tehlikelere karşı kendisini siper etmiş arkadaşları tarafından kendisine verilen Toros Kartalı lakabının hakkını tam manasıyla vermiş hayatının her döneminde her türlü zorluklara karşı eğilip bükülmeden dimdik ayakta durmuştur. Arkadaşlarına ve gelecek nesile örnek bir yaşam ve mücadele hayatını bırakarak Rahmeti Rahmana kavuşmuştur.

1967 yılında kurulan ve 1968 yılının bahar ayında kendi irademle arayıp bulduğum Mücadele Birliğinin bir mensubu olmaktan her zaman gurur duydum. Üzerimizde emeği ve hakkı olan bu kahraman dava adamını rahmetle, minnetle anıyorum. Ruhu şad mekanı cennet olsun.   

MANŞETTEKİ FOTO ALTI: 1960’lı yılların unutulmayan mitinglerinde Necmettin Erişen heyecanla konuşması hiç unutulmadı..                                                                              

Kaynak: Ahmet Kantemiz