2

Farklı sivil toplum kuruluşlarında yaptığı çalışmaların ardından İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) önce yerelde kurduğu dernekte, ardından Konya İl Temsilciliğinin açılmasıyla birlikte İHH Konya Şubesinde çalışmalar yürüten İHH Konya İl Başkanı Hasan Hüseyin Uysal, vakfın maddi yardımların yanı sıra isminde yer alan ‘insan hak ve hürriyetleri konusunda da yaptıklarını anlattı. Birleşik Milletler İnsan Hakları Komitesinde söz sahibi olması, arabuluculuk gibi görevleri üstlenmesiyle Türkiye’de emsalsiz bir vakıf olduklarına işaret eden Uysal, “Bu vasıfların hepsine sahip bir başka vakıf daha yok!” dedi. Uysal’ın röportajından geriye kalanlar şu şekilde:

Farklı sivil toplum kuruluşları ve şahsi olarak yaptığınız gönüllülük faaliyetlerinin yanı sıra İHH Konya’da bulunduğunuz görevlerden bahseder misiniz?

Konya’da İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) yerelde kurdurduğu bir dernek vardı. O dernekte beraber çalışmayı teklif ettiler ve bu şekilde İHH’nın yerel derneğinde 2000’li yılların başlarında derneğe başlamış oldum. 2006 yılında çalışmalar çerçevesinde Sudan’a gittim ve yurt dışı çalışmaları bundan sonra devamlı olarak geldi. Katarakt gibi göz ameliyatları için farklı ülkelere gittim. Genel merkezin kararıyla 2014 yılının sonlarında İHH Konya İl Başkanı olarak göreve başladım. Sağlık-Sen, Mazlum-Der ya da sağlık alanında çalışırken yaptığım gönüllük faaliyetlerinden edindiğim tecrübeyle prensipli olmaya çalışan biriyim. Vakfa olan güven, bu prensipli çalışmalar ve çok ihlaslı itimat edilir bir ekiple yürümemiz neticesinde zirve yaptı, elhamdülillahı.

DİĞER ŞUBE VE STK’LARA ‘ÖRNEK OKUL TEKŞİLAT’ KONUMUNDAYIZ!

İHH Konya’nın kaç gönüllüsü var?

Sivil Toplum Kuruluşu olarak meseleye bakacak olursak, şu anda şehrin en önde gelen STK’sı olduğumuzu söyleyebilirim. 60 bin kişiyi mesaj gönderebilecek gönüllü kapasitemiz var. Aktif olan gönüllü sayımız ise, bir toplantı ya da organizasyon yapmak için çağırdığımızda 5-10 binleri buluyor. Yapılması gerekeni önce tespit ederek yapıyor; gözden geçirmek gerekiyorsa tekrar gözden geçirip sonuç takibiyle onu da yapıyoruz ve devamlılığını sağlamaya çalışıyoruz.

Çok şükür, Konya şubemiz hem Türkiye’deki İHH ile faaliyet yürüten teşkilatlar arasında uzun yıllardır en ön sırada bulunan bir hale geldi, hem de yapılan işler bakımından genel merkezimiz tarafından ‘örnek’ gösterilen bir şube olduk. Yaptığımız işle ‘örnek okul teşkilat’ konumundayız, ciro bakımından da genel merkez hariç tüm Türkiye’deki iller arasında birinci sırada yer almaktayız. Ayrıca Konya’nın birinci olduğu diğer bir konu da yetim çalışmalarıdır! Yetim çalışmasında İHH geneli olarak yaklaşık 135 bin yetime hamilik yapıyoruz; Konya bu konuda 14 bin küsür yetime hami!

Mavi Marmara’da da bulundunuz, değil mi?

Evet, Mavi Marmara’da bizzat bulundum. Bazı kardeşlerimizin yaralarını sararken bazıları kollarımda şehit oldular. Esir aldığımız birkaç tane İsrail’in askerinin de yarasını sardım. Allah tekrar böyle bir durumda hekimlik yaptırmak zorunda bırakmasın. Bu da yüzakıyla çıktığımız bir süreçti. Ellerinde hiçbir silah olmayan gemileri ele geçirdiler ancak başımız dikti ve çok şükür bu konuda boynumuzu öne eğemediler! Bu hususta Selçuk Bayraktar’ın bir televizyon programında söylediği, ‘Mavi Marmara bize bütün alanlarda milli teknolojiye geçmemiz gerektiğini kuvvetle ikaz etti’ sözü de milli duygularımı kabartır. Öyle ki, gerçekten de kendi teknolojilerimizi ürettiğimizde netice alınmaya başlandı.

‘İHH’NIN TÜRKİYE’DE BİR ÖRNEĞİ DAHA YOK!’

Diğer STK'lardan farklı olarak maddi yardımın yanı sıra yürüttüğünüz birtakım faaliyetler de var. Bunlardan bahseder misiniz?

Diğer STK'lar insani alanlarda kısmi olarak bizimle aynı işi yapıyor olabilirler ancak İHH’nın bütün çalışmaları ele alındığında Türkiye’de bir örneği daha yok! İnsani diplomasi gibi emsali görülmeyen bir çalışma yapıyor ve çatışan taraflar arasına girip arabuluculuk yapabiliyor, karşılıklı olarak kazançlı çıkabilecekleri bir anlaşmaya vardırabiliyor. Örneğin Suriye zindanlarında bulunan 2 bin 300’den fazla İslami hassasiyeti bulunan mahkûma karşılık o zamanki mücahitlerin elinde bulanan 44-45 esiri serbest bıraktırıp karşılıklı esir takası işini yapabilecek düzeyde bir vakıfız! Bunu yapabilecek farklı bir vakıf daha yok!

Sadece Türkiye’de ya da sadece maddi yardımlarda değil; tüm dünyada mazlumların konumlarını değiştirici, hak ettikleri siyasal konuma yükseltici faaliyetler yaptık. Birçok yerde Müslümanların kölelikten özgürlüğe yürüdüğü çalışmalara imza attık. Nerede mazlum varsa Müslüman olup olmadığına bakmadan oraya hizmet götürüyoruz ve dolayısıyla bir tebliği de iletmiş oluyoruz.

‘KENDİ GEÇİMLERİNİ SAĞLAMALARINA YARDIMCI OLUYORUZ’

Üniversite ve eğitim kurumları kuruyoruz. Böylece mazlum mümin insanların o ülkelerde etkili kademelere gelmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Yani ismindeki gibi yardımın yanı sıra ‘insan hak ve hürriyetleri’ konusunda da çalışmalarımız devam ediyor. Sadece maddi yardım dağıtmıyor; kişinin ya da ailenin kendi geçimini devam ettirebilmesi için de farklı faaliyetler yürütüyoruz. Bu hususta ailenin geçimini sağlayabileceği, elinden ne iş geliyorsa, dikiş makinesi, küçük bir bakkal, balıkçılık yapabileceği tekne gibi malzemeleri vererek gelir getirici iş kuruveriyoruz.

Bireysel yardımların yanı sıra toplu kalkındırma yardımlarımız da devam ediyor. Örneğin Amerika, Afganistan’dan gittikten sonra bile vatandaşlara ambargo uygulamış ve aç bırakmak istemişti. Engellenen tohum girişine karşılık ilk yıl zor şartlarda süratle ve gizlice 4 TIR verimli buğday tohumunu Afganistan’a ulaştırdık.

ÖMRÜMÜ BİSİKLET SPORUNA VERDİM ÖMRÜMÜ BİSİKLET SPORUNA VERDİM

İHH’nın gözlemci statüsü de var:

Katar’daki Taliban ve ABD görüşmeleri, ABD bölgeyi terk ettikten sonra da devam etti. Başından itibaren gözlemci olarak bölgedeydik. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesinde sandalye sahibi bir vakıfız.

Elhamdülillah, dünya genelinde büyük ölçüde daha birçok ses getiren çalışmalarımız var.

Teşekkür ederiz.

Muhabir: HACER CEYLAN ZAMAN